Enerji Günlüğü - Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Hakan Yıldırım rüzgâr yatırımlarına verilen desteklerin TL cinsinden ödenmesi halinde, başlangıçtaki birim fiyatın kurlara endekslenmesini istedi.
Türkiye, yenilenebilir enerji yatırımları konusunda son 10 yılda ciddi yol kat etti. Rüzgâra dayalı elektrik üretim santralleri de bu alanda öne çıktı. Bu büyümede, razgâr elektriğine kilovatsaat başına 7.3 dolar/cent ödenen Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) katkısı tartışılmaz. Ancak YEKDEM 31 Aralık 2020 itibariyle sona erecek. Peki yerine ne gelecek? Sektörde son durum ve beklentiler ne? Enerji Günlüğü adına Yaprak Aktaş, TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım’a sordu:
YEKDEM’in sona ermesi rüzgâr yatırımlarını nasıl etkiler?
Rüzgâr enerjisi yatırımlarının bugünkü seviyesine gelmesinde YEKDEM’in çok büyük bir payı var, bu bir gerçek. Mevcut uygulama 31 Aralık 2020 tarihinde sona erecekti. Ama devam eden yatırımlar koronavirüs önlemleri nedeniyle gecikecek ister istemez. Bu nedenle sektör bu uygulamanın sona erme tarihinin de ötelenmesini istiyor ve TÜREB olarak bu talebi enerji yönetimine ve siyasi mercileri aktardık. Tabii bu arada YEKDEM’in devreden çıkması yenilenebilir enerji yatırımlarına desteklerin sıfırlanması anlamına gelmiyor. Yerine koyulacak yeni model üzerinde hazırlıklar sürüyor.
Peki yeni destekleme modeli şekillendi mi?
Uzun süredir üzerinde çalışılan yeni yeni model için de TÜREB olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve diğer ilgili kamu kuruluşlarıyla sürekli istişare halindeyiz. Beklentimiz yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim yatırımlarına verilecek yeni desteklerin Euro ya da ABD Doları cinsinden belirlenmesi yönündeydi. Ancak anlaşılan o ki, bu destekleme rakamları Türk Lirası olarak belirlenecek.
Yatırım iştahını azaltmaması için yeni öneriniz var mı?
Evet var. Destekler TL cinsinden belirlenecekse, hem yerli hem de yabacı yatırımcıyı rahatlatmak açısından şu yöntem kullanılabilir: TL bazlı yarışmalar yapılması halinde, kazanan birim fiyatın ihale günündeki kurla dolar ve Euro cinsinden karşılığı tespit edilir ve destekleme süresi boyunca yapılacak aylık ödemelerin bu karşılıkların altına düşmemesi sağlanır. Destek süresinin 15 yıl olarak belirlenmesi de rüzgâr sektörü açısından elzem. Ayrıca yerli sanayinin de YEKDEM olsun olmasın, her halûkârda desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.
YEKA projelerindeki son durum ve beklentiler ne yönde?
YEKA 1 tarafında çalışmalar neredeyse tamamlanmak üzere. İzmir’de kurulan Türkiye’nin ilk türbin fabrikası bu yıl devreye alınacak, bu YEKA 1’in bir başarı hikayesi olduğunu gösteriyor. İkinci YEKA yarışmalarının da aynı şekilde beklentileri yerine getireceğine inanıyorum. Ayrıca yerlilik oranı açısından çok ciddi mesafeler kat edilmiş durumda.
Bunu biraz açar mısınız?
Biz bir türbinin 8 bin bileşeninin çok büyük bir kısmını zaten Türkiye’de üretebiliyoruz. Ancak İzmir’de devreye girecek ilk türbin fabrikasının devreye alınmasıyla artık Türkiye de türbin üretimine imza atan ülkeler arasına girecek. Bu rüzgâr enerjisi sektörü adına çok büyük bir adım.
Ülkemizin aylık rüzgâr potansiyelini nasıl yorumlarsınız?
Hali hazırda 8 GW’lık rüzgâr kurulu gücümüz var. Toplam potansiyelimiz ise karasal olarak 48 GW civarında. Rüzgârın güçlü estiği çeşitli zaman dilimlerinde ülke enerjisinin yüzde 10’unu rüzgârdan elde ediyoruz ve bu çok umut verici. En yüksek potansiyel ise İzmir, Balıkesir ve Çanakkale taraflarında görülüyor. Ancak ülkemizin bu açıdan genel olarak şanslı olduğunu söyleyebiliriz.
Yaprak AKTAŞ - ANKARA
Not: Bu röportajın bir bölümü, 24 Mart 2020 tarihli DÜNYA Gazetesi’nde yayınlanmıştır.