Enerji Günlüğü - Türkiye’de ekonomi yönetiminin ve ondan da fazla diplomatik kadroların son aylarda üzerinde en çok durduğu konulardan biri Gaz Hub’ı projesi. Peki Türkiye gerçekten böyle bir potansiyele ve imkana sahip mi? Nelere dikkat etmek gerekir ve oluşturulacak bir hub’ın sonuçları, etkileri ne olur? Limak Enerji CEO’su Birol Ergüven, Enerji Günlüğü ve Ekonomi Gazetesi’ne değerlendirdi.
Türkiye’nin enerji hub’ı haline gelme hedefine ne diyorsunuz?
Türkiye bir dönem hub olmayı yakalayabilecek tüm şartlara sahipti. Çünkü Rus gazının Avrupa açısından bir sakıncası yoktu. Ama şu anda Avrupa Rus gazından kaçıyor. Böyle bir durumda Rus gazıyla biz bunu yapabilir miyiz, bence uzmanların çalışması lazım. Bu çok kolay bir konu değil.
Rus gazını alıp LNG’ye çevirip satsalar?
Şu anda Rus gazı üzerinde böyle bir baskı varken, Rus gazı üzerinde bir politika oluşturmak, bir hub inşa etmeye çalışmak çok doğru gelmiyor. Hub olacaksak gazın çok daha fazla çeşitlendirilmiş şekilde siyasi kimliği olmadan gelmesinde fayda var. Çok açık ve net söyleyeyim, gaz hub’ı başarılırsa Türkiye’deki piyasa daha likit olur. Daha arz ve talebe uygun fiyatlar belirlenebilir. Oysa şu an fiyatların doğrudan belirleyicisi BOTAŞ. Fiyat esnekliği yoksa serbest piyasadan, hub’dan, ticaretten çok fazla bahsetmeniz de mümkün değil. Bu başka bir senaryo.
Türkiye’nin kendi gazını üretmesi burada bir tetikleyici olabilir mi?
Türkiye aslında hub olmaya son derece uygun bir pozisyonda. Yani etrafımızda bu kadar gaz üreticisi varken bu kadar da gaz tüketmeye hazır bir kıta varken, evet hub olabilir. Ama buna bakarken gerçekten çok hesap üzerinde gitmek lazım. Bugün Avrupa gazı nereden tedarik ediyor? Gelecekte nereden tedarik etmek istiyor? Burada Türkiye’nin hub olarak rolü var mı? Bence kesinlikle var. Çeşitlendirmeyi buna göre yapmak lazım. Biz kendi gazımızı ürettiğimizde diğer ülkelerden geldiğinde Türkiye hub olabilir. Ama hub olabilmek için de anlaşmalarınızı buna göre yapıyor olmanız lazım.
Biraz açar mısınız?
Yani transit ülke olarak hub olamazsınız. Eğer siz alım konusunda zaten gaz sağlayıcı ülkeyle doğrudan kontratınız varsa ve o kontratta da sadece transit ülke olarak size rol verildiyse siz hub olamazsınız. Yani hub olmak fiziksel olarak boruların sizden geçmesi anlamına gelmiyor. O gaza sizin sahip olmanız lazım ve o sahip olduğunuz gazın tekrar satışı için bir piyasa, bir borsa da bunun değerlendiriliyor olması lazım. Yani o akışkanlığın olması lazım. Şu an transit ülkeyiz. Hub olmak için o sözleşmelere de dönüp bir tekrar bakmamız gerekir.
Diyelim ki hub olduk, bu ne sağlar Türkiye’ye?
Fiyat esnekliğini sağlar. Hub olmak demek serbest piyasa demek. Arz talebi tahmin ederek fiyatın nerede oluşacağını tahmin etmek demek. Onun için gerekiyorsa gazı stoklamak demek. Neden? Gazın az olduğu dönemler için arbitrasyon yapma imkânı demek. Şu anki sistem buna müsait değil. Yani özetle şöyle söyleyeyim: Eğer zaten piyasayı arz talep belirlemiyorsa hub olmanızın doğrudan bir manası yok. Ama iç piyasayı bundan ayırıp tamamen yurt dışı için bir hub oluşturabilirsiniz. Ama burada kaynak ülkelerin gazı buraya getirmesindeki anlaşmaların da revize edilmesi lazım.
Mehmet KARA - Enerji Günlüğü