1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Elektrik Tesisleri Yönetmeliği davalık

Elektrik Tesisleri Yönetmeliği davalık

Enerji Günlüğü - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), mühendislerin haklarını gasp ettiği gerekçesiyle Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği'ne karşı...

Elektrik Tesisleri Yönetmeliği davalık

Enerji Günlüğü - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), mühendislerin haklarını gasp ettiği gerekçesiyle Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği'ne karşı dava açtı.

EMO, 30 Aralık 2014 tarihli Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği'nin çeşitli düzenlemelerine karşı Danıştay'a başvurduğunu duyurdu. Danıştay'a yapılan başvuruda, söz konusu yönetmeliğin ilgili düzenlemelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talep edildi. Elektrik proje, kabul ve tutanak onaylarına ilişkin bakanlığın yetki ve görevini devretmesine yönelik düzenlemelere de itiraz edildi.

ANAYASA'YA AYKIRILIK İDDİASI

Danıştay'a 25 Şubat 2015 tarihinde açılan davada, yeni yönetmelik ile "Proje Onay Birimi (POB)" olarak ifade edilen, bakanlığın yetkilendireceği kurumların, elektrik tesisleri proje onayları yanı sıra kabul ve tutanak onaylarını da yapacağına dikkat çekildi. Hem Anayasa'ya hem de Enerji Bakanlığı'nın Teşkilat Kanunu'na göre bakanlığın bu konularda görevli olduğu anımsatılarak, bu yetkinin özel kuruluşlara devrinin mümkün olmadığı ifade edildi.

"YETKİ DEVRİNİN YASAL DAYANAĞI YOK"

Yetkilendirilen kurumlar arasında sayılan Türkiye Elektromekanik Sanayi Genel Müdürlüğü, elektrik dağıtım anonim şirketleri ve organize sanayi bölgelerinin hukuki durumları tek tek incelenerek, EMO'nun itirazları aktarıldı. "Diğer" ve "veya tüzel kişiler" ifadeleri kullanılarak yönetmelikle belirlenmemiş, idarenin kamu dışında istediği özel hukuk tüzel kişilerine yetki devrine de itiraz edildi. Başvuruda ayrıca, yetki devrine ilişkin belirlemelerin yasal dayanağı bulunmadığı gibi, sınırları belirsiz bir içeriğe sahip olduğu görüşüne yer verildi.

"ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNE KISITLAMA GETİRİYOR"

EMO'nun itirazının diğer bölümünü ise elektrik mühendislerinin diplomalarını ve mühendis unvanının getirdiği yetkileri yok sayarak, elektrik tesisleri projelerini hazırlayacak mühendislere yetkilendirilen kuruluşlarca eğitime tabi tutulma ve sertifika zorunluluğu getirilmesi düzenlemeleri oluşturdu. Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile mühendislik diplomasının sağladığı yetkilere dikkat çekilirken, TMMOB Kanunu kapsamında meslek örgütünün serbest müşavir mühendislere (SMM) yönelik düzenlemeleri, meslek içi eğitim ve belgelendirme süreçleri anlatıldı. Bu yasal düzenlemeler dışında mühendislere eğitim koşulu getirilmesi ve yetki kısıtlaması yapılmasının yasal bir dayanağının olmadığı, bakanlığın da böyle bir yetkisinin bulunmadığı kaydedildi.

EMO'nun Danıştay'a sunduğu başvuru dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:

"Bakanlığın bir yetkiyi kendisine yönetmelikle tanımak suretiyle mühendislerin unvan ve yetkilerini kullanabilmelerini kısıtlaması, ilgili yasal düzenlemelere açıkça aykırılık taşıdığı gibi, Anayasa'nın 48. Maddesi'nde yer bulan çalışma özgürlüğünü de ortadan kaldırıcı bir uygulama niteliğindedir."

"MÜHENDİSLİK İMZACILIĞA İNDİRGENİYOR"

Paftaları, hesapları ve raporları imzalayan mühendislerin sahip olması gereken belgeler kapsamında; ücretli ya da kendi işyerine sahip olmasına göre ayrım yapılması ve meslek örgütüyle ücretli çalışanların bağının koparılmasının hukuka aykırılığı görüşü ortaya konuldu. EMO'nun SMM Hizmetleri Yönetmeliği'nin ilgili düzenlemelerine yer verilerek, mühendislik faaliyetlerinin herhangi bir şirket tarafından gerçekleştirilemeyeceği, ancak karar alma çoğunluğu mühendislerde olan mühendislik şirketleri tarafından yürütülebileceği belirtildi.

"MÜHENDİS İSTİHDAMIYLA YETKİ EDİNİLEMEZ"

EMO'nun bu düzenlemesinin yargı kararıyla da uygunluğunun tespit edildiği, böylece mühendislik alanında "imzacılık" olarak tabir edilen, mühendislerin yalnızca imzasının kullanılarak mühendislik hizmetlerinin yürütülmesinin önüne geçildiği anımsatıldı. Ancak yeni yönetmelikle bu kuralın da bertaraf edilerek, mühendis olmayan kişilerce kurulan şirketlerin bünyelerinde bir mühendis istihdam edip bütün mühendislik faaliyetlerini yürütmesinin sağlanmasının hem TMMOB Kanunu'na hem de Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun'a aykırı olduğu kaydedildi.

"GÖREV GASPI YAPILIYOR"

Söz konusu hükümlerin, mühendislik hizmetlerini ticari bir faaliyet olarak algılayarak, ticaret ve sanayi odalarıyla ilişkilendirme yapmasının da Anayasa'nın "Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları" başlıklı 135. Maddesi'ne ve bu meslek alanlarına ilişkin yasalara aykırı olduğu belirtildi. "Meslek mensuplarının, bir şirket kurmak yoluyla, kendi meslek odalarının gereklerini yerine getirmesinden kaçınarak, tamamen Ticaret Odasının bünyesi altına alınması olanağı bulunmamaktadır" denilen dilekçede, bu durum, "kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşunun görev alanının gaspı" olarak nitelendirildi.

KAMU DÜZENİNİ BOZUCU İÇERİK 

Dilekçede meslek örgütüyle mühendisin bağının koparılması ve SMM Yönetmeliği'nin devre dışı bırakılmasının kamu düzenini bozacağı iddiasına da ayrıntılı olarak yer verildi. Daha uzmanlaşmış ve kamusal güvenliğin daha ağır bastığı tesisler olduğu için ancak elektrik mühendislerinin kuvvetli akım tesisleri hizmetlerini yapabildiği, elektrik-elektronik mühendislerinin ise üniversitede aldıkları derslere göre EMO'nun SMM belgelendirmesi yoluyla bu hizmeti verip veremeyeceklerinin belirlendiği anlatılan dilekçede, yeni yönetmeliğin getireceği sakıncalara değinildi:

"Dava konusu uygulamayla, Oda'ya üye olan ancak, başka bir işle uğraşan mühendisler, bu işe ilişkin vergi levhası ile hizmet üretebilecektir. Böylece, dava konusu yönetmelik, kamu düzenini bozucu bir içerik de taşımaktadır. SMM belgesi aranmaksızın proje kabulü durumunda, hangi unvana sahip mühendislerin projelerinin kabul edileceği ortada kalmaktadır."

YETKİLER FİRMALARA AKTARILIYOR

Dilekçede, mühendislik projelerinin ancak mühendis unvanına sahip, Odası tarafından belgelendirilmiş mühendisler tarafından hazırlanabileceği ve sorumluluğun da imza sahibi mühendise ait olacağı vurgulandı. Bu çerçevede, yönetmelikteki "proje firması yetkilisi" adı altında birisine imza yetkisinin devredilmesinin de mümkün olamayacağı, bunun da aynı şekilde mühendislikle ilgili yasalara ve hukuka aykırı olduğu görüşüne yer verildi.