Türkiye'nin bence yegâne eli yüzü düzgün santral özelleştirmesi birkaç gün önce sessiz sedasız ve kazasız belâsız sona erdi
2000 yılının Temmuz ayı başında Turgay Ciner’in sahibi olduğu Park Termik şirketine devredilen Çayırhan Termik Santralı, 20 yıllık İşletme Hakkı Devri Sözleşmesi’nin sona erdiği 30 Haziran 2020 Saat 24:00’te çalışır vaziyette tekrar devlete iade edildi.
Bu ilginç deneyimle ilgili anlatılacak, tartışılacak çok şey var. Ben devir tarihinde henüz Yatağan’daydım. Ama uzaktan da olsa gelişmeleri dikkatle izliyordum.
Sonra rüzgâr beni aldı ve Çayırhan’a savurdu. 2001 yılının sonlarında Santraldan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak bir süre Çayırhan’da çalıştım. O heyecanlı dönüşümü bizzat yönetmek ve yönlendirmekte çorbada biraz benim de tuzum oldu sayılır. Bu yüzden anlatacaklarım doğal olarak biraz duygusal bulunabilir, kuşku ile karşılanabilir.
Ancak bu ilginç olayı “içeriden” bir gözle anlatabilen de muhtemelen sadece ben olacağım. Tabii benim yazdıklarıma ilave edecek sözü olanların yorum ve değerlendirmelerini beklediğimi biliniz. Hatta doğrudan kendi anılarını yazan olursa çok daha iyi olur.
Her neyse, anlatacaklarımın ilgiyle karşılanacağını umuyorum. O halde, buyrun Mehmet Aslan'ın gözünden Çayırhan Termik Santrali Hikayesi'ne...
KAKTÜS ÇİÇEĞİ
Doğada hiçbir şey ne tam iyi, ne tam kötü, ne tam güzel ne de tam çirkindir. Her şeyin kendine göre iyi yanları yanında kötü yanları, çirkin yanları yanında güzel yanları vardır.
Çayırhan’ı düşününce aklıma hep kaktüs çiçeği gelir. Çöl, bildiğiniz gibi, bir tabiat ucubesidir. Susuz, insansız, korkutucu bir ıssızlık, insana bunaltıcı bir çirkinlik gibi görünür. Ama dünyanın belki de en güzel çiçeği olan kaktüs çiçeği, işte o çirkin bulduğumuz çölde karşımıza çıkar.
2000 yılının Temmuz ayında başlayıp birkaç gün önce sona eren Çayırhan İşletme Hakkı Devri uygulaması bence işte bu kadar güzel bir özelleştirme örneği, çölde açan mucizevi bir kaktüs çiçeğidir.
2001 yılının Ağustos ayı başlarında, artık ne yapsak, ne etsek bütün eylemlerimizin tesisleri daha da kötüye götürmekten başka işe yaramadığını görmenin umutsuzluğu içinde tepkisel bir veda mesajı yayınlayıp Yatağan Termik Santrali'nden ayrıldım.
Aliağa’da Intergen-ENKA ortaklığının 1500 MW’lık Doğalgaz santralında Bakım Müdürü olarak çalışmaya başladım. Ama hepsi de haklı eleştiri ve sitemlerle dolu olan Yatağan Termik Santrali'ndeki veda mesajım yukarılarda biraz zülf-ü yâre dokunmuş olmalı ki, hemen mekanizmalar çalıştı ve işe başlayışımdan iki gün sonra işten atıldım.
Oysa işe alınmadan önce Intergen şirketinin çeşitli kademelerinde, Boston’dan özel olarak gelen İnsan Kaynakları Müdürü Mykel Ziolo dahil, 3 kez mülakattan geçerek, en sonunda şirketin Türkiye Genel Müdürü Christopher Wilkinson ile özel bir mülakattan sonra işe alınmıştım. Detayları bilmiyorum ve sormadım. Ama öyle sanıyorum ki, beni işe alan Intergen oldu, atan ise ENKA. Ortaklar arasında işbölümü!
Aslına bakarsanız, çok da umurumda değildi. Çünkü -dediklerine göre- kömür santrallarında özelleştirme ha bugün ha yarın olmak üzereydi. Bu tecrübe ile işsiz kalmam mümkün değildi. Özelleştirme olunca, hangisini beğenirsem o santralda çalışırdım.
Ama bir gün haberleri açtım ki ne göreyim: Devlet Bakanı Kemal Derviş’le Enerji Bakanı Zeki Çakan ortaklaşa yaptıkları basın toplantısında “Mülga!” dediler. İşletme Hakkı Devirleri’nden vazgeçilmişti! O zaman “İşte şimdi hapı yuttuk!” dedim kendi kendime. Kömür santrallarının hepsi devlette kalmıştı ve devlet de bana sırtını dönmüştü.
Özel piyasada elektrik mühendisi olarak iş bulmam mümkün değildi. Çünkü elektrik mühendisliğinden aklımda bir tek Ohm Kanunu’ndan başka bir şey kalmamıştı. Ben artık santralcıydım. Belki santralcı olarak tecrübeme paha biçilemezdi, ama santralların serbest piyasada olması şartıyla tabii…
İşte o şartlarda, İşletme Hakkı Devri yöntemiyle özelleştirilen tek kömür santralı olan Çayırhan’dan iş daveti aldım. Daha önce hiç görmediğim bir yer olmasına rağmen, hiç düşünmeden kabul ettim ve hemen yola çıktım. Ama Ankara’dan Çayırhan’a giderken Ayaş’ın berisindeki havzaya hakim bir tepede şoförü durdurdum. Arabadan inerek Beypazarı – Çayırhan yönüne doğru baktım. Bazen beyaz kayalarla kaplı bomboz tepelerin bir girdabı andıracak şekilde döne döne aşağılara doğru kayıp gidişini seyrettim. Birden başım döndü, ürperdim. Dünyanın cenneti Muğla’yı bırakıp nereye gidiyordum?
Ama Çayırhan’da başlar başlamaz hangi cennete geldiğimi anladım. Kaktüs çiçeğinin tam göbeğindeydim.
Fotoğraf: Varol Ataman
Başındaki saçları yavaş yavaş kaybetmeye başlayan arkadaşlara takılmak için, züğürt tesellisi bir esprimiz vardı: “Altında maden olan yerde ot bitmez!” derdik gülerek. Çayırhan’ın görünümü de sanki bu sözü ispatlamak içindi. Gerçekten de altında katman katman linyit kömürü yatan tepelerin üzeri çırılçıplaktı. Hatta ilginçtir, santralın soğutma suyunu aldığı Sarıyar Baraj gölünün sularının değdiği dik yamaçlarda dahi en ufak bir yeşillik görünmüyordu.
Ama öte yandan, Yatağan’da yıllardır umutla beklediğimiz ve bir türlü gerçekleşmeyen İşletme Hakkı Devri’nin ilk canlı örneğiydi Çayırhan. Orada neler yapıldığını feci bir şekilde merak ediyordum. Heyecanla çalışmaya başladım. O inanılmaz güzellikteki dönüşümü tam göbeğinde yaşamak, yıllardır Yatağan için hayal ettiğimiz her şeyin bir bir gerçekleştiğini görmek benim için büyük bir mutluluktu.
O sıralarda yazdığım bir Çayırhan analizini, biraz uzun da olsa ibretle okunması için aşağıda vermek isterim (Bu metni santralcı genç mühendislerin merak ve dikkatle okuyacaklarından eminim) :
“Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı Çayırhan beldesinde kurulu bulunan ve dört üniteden oluşan Çayırhan Termik Santralı, ülkemizde yeraltından çıkarılan linyit kömürüyle çalışan tek örnektir. Bu yörede bulunan ve jeolojik koşullardan dolayı açık işletme olarak üretime uygun olmayan 400 Milyon Ton rezervli düşük kalorili linyiti değerlendirmek üzere, önce her biri 150 MW gücünde iki ünite kurulmuş ve 1987 yılında devreye alınmıştır. Daha sonra ilâve olarak kurulan her biri 160 MW gücündeki iki ünite ise 2000 yılında devreye girmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 1997 yılı Nisan ayında 12 Adet termik santralın işletme haklarının devredilmesi için açtığı ihalede, Çayırhan Termik Santralı için en uygun teklifi veren Park Termik firması, 1. ve 2.Üniteleri 30 Haziran 2000 tarihinde, 3. ve 4.Üniteleri ise Geçici Kabul çalışmalarının tamamlanmasından sonra 4 Ekim 2001 tarihinde devralmıştır.
Bu kapsamda, İmtiyaz Sözleşmesi’ne göre, İşletme Hakkı Devir Bedeli olarak devlete 185 Milyon USD nakit olarak ödenmiştir. İhale kapsamında rekabet konusu olan hususlarda ise Park Termik yıllık enerji üretimi olarak 3,6 Milyar kWh net üretimi garanti etmiş ve üretilen enerjinin 20 yıllık ortalama net enerji satış bedeli olarak da 4,315 UScent/kWh birim fiyatı teklif etmiştir. Teklif ve sözleşmeye göre, Park Termik ayrıca toplam 73 Milyon Dolar tutarında rehabilitasyon yatırımını taahhüt etmiştir. Yine 20 yıl süreyle tesislerin mevcut çevre mevzuatına uygun olarak çalıştırılması da taahhüt edilmiştir. Sözleşme süresi olan 20 yılın sonunda, tesisler, devralındığı şekilde çalışır vaziyette geri verilecektir.
Yirmi yıl süresince her sözleşme yılı için uygulanacak tarife belirlenmiştir. TEAŞ’a verilen net enerji tarife tablosu iki unsurdan oluşmaktadır: Enerji bedelinin birinci kısmı, “Kapasite Bedeli” olup, yıllık bedelin 1/12’si her ay fatura edilmektedir. Kapasite Bedeli içinde, İşletme Hakkı Devir Bedelinin geri dönüşü, yatırımların geri dönüşü, sabit personel giderleri, sabit işletme ve bakım giderleri, tesis sigorta bedeli, vergiler ve brüt kâr bulunmaktadır. Enerji Bedelinin ikinci kısmı olan “Üretim Bedeli” içinde ise, değişken giderler, ana yakıt, yardımcı yakıt, kimyasallar, değişken personel giderleri ve brüt kâr bulunmaktadır.
Devirden sonra santral, TEAŞ’ın verdiği programa göre ve TEAŞ’ın ilgili yönergeleri doğrultusunda çalıştırılmaktadır. Karşılıklı hak ve vecibeler, Bakanlıkla yapılan ve Danıştay onayından geçmiş olan İmtiyaz Sözleşmesi, TEAŞ’la yapılan Enerji Satış Anlaşması, Devir Sözleşmesi, 3. ve 4. Ünitelerin ana yakıtını temine yönelik Yakıt Anlaşması ve Elektrik Enerjisi Fonu’yla yapılan Fon Anlaşmasıyla düzenlenmiştir. Devir’in yapıldığı tarihte Uluslararası Tahkim Hakkı Anayasa değişikliği ile kabul edilmiş olmasına rağmen, Park Termik bu yola gitmemiş, ihtilaf halinde Türk Hukukunu ve Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin vereceği kararları peşinen kabul etmiştir.
Sözleşmelere göre, tesislerde 1475 sayılı yasaya tabi olarak çalışan personel, toplu sözleşmeden ve yasalardan gelen hakları korunarak Park Termik tarafından devralınmıştır. Devirden sonra maden tarafında örgütlü Maden-İş ve santral tarafında örgütlü Tes-İş Sendikaları ile toplu sözleşmeler yapılmıştır. Devralınan personelden, emeklilik ve kendi isteğiyle ayrılanlar dışında işten çıkartılan olmamıştır.
Çayırhan Termik Santralının ve santralın 1. ve 2. Ünitelerine kömür sağlayan ocakların işletme hakkının devriyle birlikte, kapasite kullanımı belirgin şekilde artmış, keza maliyetler önemli ölçüde düşmüştür. Çayırhan’da henüz iki ünite santral çalışırken, TKİ tarafından tesis edilen ocaktan yeterli kömür çıkartılamadığı için, santralin ilk iki ünitesi, yani 300 MW gücündeki santral, yıllarca düşük kapasiteyle ve yüksek maliyetlerle çalıştırılabilmiştir.
1987 Yılından, 1999 yılına kadar santralin kömür ihtiyacı ve TKİ Orta Anadolu Linyitleri İşletmesi tarafından üretilen kömür miktarları aşağıda verilmektedir:
YILLAR | ÜRETİLEN KÖMÜR MİKTARI (Ton) | SANTRAL KÖMÜR İHTİYACI (Ton) |
1987 | 231.743 | 500.000 |
1988 | 954.648 | 2.000.000 |
1989 | 1.519.131 | 2.000.000 |
1990 | 1.393.849 | 2.000.000 |
1991 | 1.505.020 | 2.000.000 |
1992 | 1.359.123 | 2.000.000 |
1993 | 996.447 | 2.000.000 |
1994 | 1.341.519 | 2.000.000 |
1995 | 907.298 | 2.000.000 |
1996 | 536.119 | 2.000.000 |
1997 | 584.300 | 2.000.000 |
1998 | 610.604 | 2.000.000 |
1999 | 655.505 | 2.000.000 |
Bu tablo doğal olarak santralin üretimine de son derece olumsuz bir şekilde yansımış ve termik santral yıllarca eksik kapasiteyle ve yüksek maliyetlerle çalıştırılmıştır. Yıllara göre termik santralin ilk iki ünitesinin brüt üretimleri ve kapasite kullanımları aşağıdaki gibidir:
YILLAR | BRÜT ENERJİ ÜRETİMİ (kWh) | KAPASİTE KULLANIMI (%) |
1987 | 164.084.000 | 6,24 |
1988 | 959.239.000 | 36,50 |
1989 | 1.668.546.000 | 63,49 |
1990 | 1.331.356.000 | 50,66 |
1991 | 1.467.202.000 | 55,83 |
1992 | 1.124.491.000 | 42,79 |
1993 | 1.075.832.000 | 40,94 |
1994 | 1.334.147.000 | 50,77 |
1995 | 1.278.806.000 | 48,66 |
1996 | 1.298.193.000 | 49,40 |
1997 | 1.713.362.000 | 65,20 |
1998 | 1.486.503.000 | 56,56 |
1999 | 2.007.489.000 | 76,39 |
Henüz santralın tam kapasite ile devreye girmediği 1987 Yılı değerlendirmeye alınmadan yapılan hesaplamaya göre 12 yıllık ortalama kapasite kullanımı %53 olarak gerçekleşmiştir.
Devirden sonraki 2000 yılı 2. altı ayda ve 2001 yılında santralın Park Termik’e devredilen ünitelerinin ve ayrıca devir tarihinden Kasım 2002 sonuna kadar santralın bütün ünitelerinin brüt üretimleri ile kapasite kullanımları ise şöyledir:
YILLAR | BRÜT ÜRETİM (kWh) | KAPASİTE KULLANIMI (%) |
2000 Yılı 2.Altı Ay (1. ve 2.Üniteler ) | 1.072.863.000 | 82 |
2001 Yılı (1. ve 2.Üniteler) | 2.064.240.000 | 79 |
Temmuz 2000 - Kasım 2002 ( Bütün Üniteler Toplamı ) | 10.148.605.000 | 79 |
Yukarıdaki tablolardan görüleceği üzere, devir öncesi ortalama %53 olan kapasite kullanımı, devirden sonra % 80 civarına çıkmıştır. Çayırhan Termik Santralının bu performansı, aynı zamanda Türkiye’deki kömürle çalışan termik santrallar arasında da bir rekor olmuştur. Ülkemizdeki termik santrallerin 2000 ve 2001 yıllarındaki kapasite kullanım oranları aşağıdaki şekilde gerçekleşmiştir:
Santralın Adı | 2000 Yılında | 2001 Yılında |
| Kap. Kull. Fak. (%) | Kap. Kull. Fak.(%) |
Afşin-Elbistan Termik Santralı | 39.61 | 43.93 |
Seyitömer Termik Santralı | 66.47 | 73.11 |
Tunçbilek Termik Santralı | 51.16 | 47.56 |
Yatağan Termik Santralı | 77.6 | 64.53 |
Çayırhan Termik Santralı | 72.36 (*) | 76.50 (*) |
Kangal Termik Santralı | 60.02 | 67.58 |
Orhaneli Termik Santralı | 75.66 | 80.85 |
Soma-B Termik Santralı | 73.96 | 65.66 |
Yeniköy Termik Santralı | 58.86 | 61.75 |
*Bu tabloda Çayırhan Termik Santralı için verilen değerler, santralın devredilen veya henüz devredilmeyen bütün ünitelerini temsil etmektedir.
Devir öncesi ve sonrasında maliyetlerin karşılaştırması da anlamlı sonuçlar vermektedir. TEAŞ Araştırma Planlama ve Koordinasyon Dairesi tarafından hazırlanan APK-372 ve APK-378 sayılı istatistiklere göre, devir öncesinde Çayırhan Termik Santralinin yıllık brüt enerji üretimleri ve brüt birim maliyetleri aşağıdaki gibidir:
YILLAR | BRÜT ÜRETİM (kWh) | BİRİM MALİYET (UScent/kWh) |
1988 | 959.239.000 | 4,843 |
1989 | 1.668.546.000 | 3,075 |
1990 | 1.331.356.000 | 4,091 |
1991 | 1.467.202.000 | 4,015 |
1992 | 1.124.491.000 | 4,854 |
1993 | 1.075.832.000 | 6,287 |
1994 | 1.334.147.000 | 6,147 |
1995 | 1.278.806.000 | 7,063 |
1996 | 1.298.193.000 | 8,293 |
1997 | 1.713.362.000 | 5,981 |
1998 | 1.486.503.000 | 9,609 |
1999 | 2.007.489.000 | 6,221 |
| ORTALAMA | 5,874 |
Termik Santralin kömür ihtiyacını karşılayan TKİ Orta Anadolu Linyitleri İşletmesi’nin üretim, maliyet ve zararları ise şöyle gerçekleşmiştir:
YILLAR | ÜRETİM (TON) | SATIŞ FİYATI (USD/TON) | MALİYET (USD/TON) | ZARAR (USD) |
1987 | 231.743 | 30 | 388 | 83.047.710 |
1988 | 954.648 | 30 | 94 | 61.360.560 |
1989 | 1.519.131 | 30 | 59 | 44.426.070 |
1990 | 1.393.849 | 30 | 65 | 48.184.530 |
1991 | 1.505.020 | 30 | 60 | 44.849.400 |
1992 | 1.359.123 | 30 | 66 | 49.226.310 |
1993 | 996.447 | 30 | 90 | 60.106.590 |
1994 | 1.341.519 | 30 | 67 | 49.754.430 |
1995 | 907.298 | 30 | 99 | 62.781.060 |
1996 | 536.119 | 30 | 168 | 73.916.430 |
1997 | 584.300 | 30 | 154 | 72.471.000 |
1998 | 610.604 | 30 | 147 | 71.681.880 |
1999 | 655.505 | 30 | 137 | 70.334.850 |
Şüphesiz kamu tarafından karşılanan bu zarar da elektrik üretim maliyetine eklendiğinde, 1 kWh elektriğin kamuya maliyeti şöyle olmaktadır:
YILLAR | BİRİM MALİYET (UScent/kWh) |
1988 | 11,24 |
1989 | 5,74 |
1990 | 7,71 |
1991 | 7,07 |
1992 | 9,23 |
1993 | 11,87 |
1994 | 9,88 |
1995 | 11,97 |
1996 | 13,99 |
1997 | 10,21 |
1998 | 14,43 |
1999 | 5,37 |
ORTALAMA | 10,11 |
Yani 1. yıl dahil edilmeden hesaplanan 12 yıllık ortalama maliyet 10,11 UScent/kWh’dir. Oysa, Park Termik 20 yıl süreyle 1 kWh net elektriği ortalama 4,315 UScent’ten devlete fatura etmeyi taahhüt etmiştir. Bu bedelin içinde: İşletme Hakkı Devir Bedelinin geri dönüşü, yatırımların geri dönüşü, madencilik fonu ve belediye hissesi gibi kamuya aktarılan kaynakların geri dönüşü de vardır. Aynı bazda bir karşılaştırma yapıldığında, devirden sonra 1 kWh brüt elektriğin kamuya maliyeti 20 yıllık ortalamada yaklaşık 3 UScent civarındadır. Bu bedelden ayrıca Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi de ödenecektir. Ayrıca, eğer garanti edilen üretim gerçekleştirilemezse aylık ve yıllık bazda toplam eksik üretimin fatura değeri kadar bir tazminat Park Termik’ten kesilecektir. Ancak, şimdiye kadar olduğu gibi, Park Termik garanti edilenin üzerinde üretim yaptığı takdirde fazla üretim için alınan bedel fatura değerinin yaklaşık yarısı kadardır. Bütün bu etkenler, Park Termik’in ürettiği elektriğin kamuya mal oluş fiyatını daha da aşağıya çekmektedir.
Devirden sonra santral ve maden tarafında hızla rehabilitasyon çalışmalarına başlanmış, 18 ayda yaklaşık 15 milyon Dolarlık yatırım gerçekleştirilmiştir. Maden tarafında devrin hemen ertesinde lavvar tesisi kurularak 1. ve 2. Ünitelerin homojen kömür ihtiyacı karşılanmıştır. Santralda ise kurulduğu tarihten beri açılmayan Yüksek Basınç Türbinleri ve diğer bütün kademeler açılarak bakımları yapılmış, 1. ve 2. Ünitelerde 15 yıllık çalışmadan sonra aşınan kazan boruları yenileri ile değiştirilmiş ve su-buhar sistemine yeni analizörler alınarak sistemin daha verimli ve güvenilir bir şekilde çalışması sağlanmıştır.
Devir esasında veya sonrasında, diğer özelleştirme uygulamalarında sıkça rastlanılanlara benzer herhangi bir sosyal probleme yol açılmamış, işçi çıkartılmadığı gibi, ilâve olarak 196 kişiye daha istihdam olanağı sağlanmıştır. Devralınan personelin toplu sözleşmeden gelen hakları aynen devam ettirilmiş, ayrıca tüm çalışanlar özel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır.
Park Termik faaliyetini çevre sorunlarına da duyarlı bir anlayışla sürdürmektedir. Devrin hemen ardından, o güne kadar izinsiz çalışan santralın işletme ruhsatı, deşarj izni vb. izinlerinin alınması için çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca baca gazı kükürt arıtma sistemi de yüksek bir performansla çalıştırılmaktadır.
Çayırhan Modeliyle kamunun özelleştirmelerden beklediği tüm hedefler gerçekleşmiştir. Verimlilik artışı ve maliyet düşüşü sağlanmış, bunun yanı sıra herhangi bir sosyal problem yaratılmamıştır. EÜAŞ’ın 2001 Yılı İşletme Faaliyet Raporunun analizinden de açıkça ortaya çıktığı üzere, halen devasa teknik ve sosyal sorunlar altında ezilen diğer linyit santrallarımızın da kurtuluşu elbette bu örneğin yaygınlaştırılması ile mümkün olabilecektir.”
Ama olmadı. Belki de ülkemizin yapısına en uygun olan İşletme Hakkı Devri şeklindeki bu özelleştirme tarzı maalesef diğer santrallara yaygınlaştırılamadı. Diğer şirketlerin hepsinin yabancı ortağı vardı. Yabancı ortaklar ise uluslararası tahkim şartı olmadan bu işe girmek istemiyorlardı. İmtiyaz sözleşmelerinin Danıştay tarafından onaylanması gerekiyordu. Danıştay ise uluslararası tahkim gibi şeylerden hiç haz etmiyordu. İş sürüncemede kaldı. Bir süre sonra da Danıştay, Afşin-Elbistan A ve Çayırhan haricindeki diğer tüm işletme hakkı devirlerini iptal etti.
Çayırhan’da ise, İşletme Hakkının devrinden itibaren ilk 2,5 yılda elde edilen inanılması zor başarılar sanayi tarihimize geçecek önemdedir.
Peki, sadece verim ve üretim artışından ibaret olmayan bu başarılar neydi ve nasıl elde edilebilmişti?
Onun detaylarını da bir başka yazıya bırakalım.