1. HABERLER

  2. PETROL

  3. Birol: Petrol talebindeki büyüme geçmişe kıyasla oldukça düşük

Birol: Petrol talebindeki büyüme geçmişe kıyasla oldukça düşük

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, petrol talebindeki düşüşün nedenlerini Çin ekonomisinin büyüme hızındaki gerileme, elektrikli otomobillerin yükselişi ve ABD, Kanada, Brezilya ve Guyana petrol üretim artışı olarak sıraladı.

Birol: Petrol talebindeki büyüme geçmişe kıyasla oldukça düşük

Enerji Günlüğü - Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) düzenlediği IICEC Konferansı’nda değerlendirmelerde bulunan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, petrol ve doğalgaz fiyatlarının nasıl değişeceği, dünya enerji sektörünün geçirdiği derin transformasyon ve enerjide ticaret savaşları olmak üzere üç konu üzerinde durdu. 

Ortadoğu'da aylardır devam eden büyük siyasi gerginliklere rağmen petrol fiyatlarının halen 70 dolar civarında seyrettiğine dikkat çeken Birol, "Petrol talebindeki büyüme geçmişe kıyasla daha zayıf. Yaklaşık 15 ay önce, Uluslararası Enerji Ajansı olarak 2024 yılı için dünya petrol talebi artışını 1 milyon varil olarak öngördük ki bu, geçmişe göre oldukça düşük bir rakam. Enerji piyasalarını anlamak istiyorsak özellikle Çin’e bakmamız gerekiyor. Son 10 yılda dünya petrol talebindeki artışın yüzde 60’tan fazlası Çin’den kaynaklanıyordu. Ancak Çin ekonomisinin büyüme hızı geriledi, bu da petrol talebini etkiledi. Petrol talebindeki düşüşün ikinci nedeni olarak elektrikli otomobillerin yükselişini gösterebiliriz. Günümüzde dünya genelinde satılan her dört otomobilden biri elektrikli. Bu oranın giderek artması, petrol talebindeki büyümeyi önemli ölçüde yavaşlatıyor. Düşüşteki bir diğer etken ise “Amerikan Quartet” olarak adlandırdığım ABD, Kanada, Brezilya ve Guyana petrol üretim artışı. Bu dört ülkede gerçekleşen üretim artışı, dünya genelindeki toplam petrol üretim artışını bile geride bırakmış durumda. Önümüzdeki yıl petrol piyasalarının fiyat açısından daha rahat bir dönem geçireceğini öngörüyoruz” dedi. 

“DOĞAL GAZ PİYASASINDA ALICILAR DAHA AVANTAJLI OLACAK”

Doğalgaz piyasasına da değinen Birol, yapısal bir değişikliğe ve fiyat düşüşlerine işaret etti. Birol, “2025 sonu ile 2026-2027 yılları arasında ABD ve Katar’dan büyük miktarda yeni enerji sevkiyatı yapılması bekleniyor. Önümüzdeki 2,5-3 yıl içinde gelecek bu yeni enerji miktarı, son 40 yılda sağlanan arzın yarısına eşit olacak. Bu durum, bugüne kadar satıcıların güçlü olduğu doğalgaz piyasasının, alıcıların daha avantajlı olduğu bir yapıya dönüşmesini sağlayacak ve fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturacak. Bu da enerji açısından dışa bağımlı olan Türkiye gibi ülkeler için oldukça olumlu bir gelişme” ifadelerini kullandı.

“ELEKTRİK ÇAĞI BAŞLIYOR”

Fatih Birol, dünya enerji sektörünün geçirdiği yapısal dönüşüm konusunda elektriğe vurgu yaptı. Birol, “Yeni bir çağ başlıyor: Elektrik çağı. Geçen 10 yılda enerji talebi büyüdü ama elektrik talebi bundan iki kat daha fazla büyüdü. Gelecek 10 yılda ise elektrik talebi enerji talebinden 6 kat fazla büyüyecek. Elektrik kullanımı artıyor. Bu durumun nedenlerini; klima kullanımındaki artış, elektrikli otomobil ve yapay zeka ile veri merkezlerinin elektriğe ihtiyacı olarak sıralayabiliriz. Elektrik, enerji sektöründe önemli bir yol oynayacak” dedi. 

“AVRUPA İLE TÜRKİYE ARASINDA İŞ BİRLİĞİ FIRSATLARI DOĞACAK”

Birol açıklamalarının devamında, “Dünyadaki jeopolitik gelişmelere baktığımızda Avrupa ile Türkiye arasında iş birliği fırsatları doğacağını öngörüyoruz. Önemli bir gelişme olarak, Avrupa’da 2025’te “Temiz Enerji Mutabakatı” dediğimiz bir açıklama olacak. Bu, Avrupa’nın yarının ekonomisindeki rolünü belirleyecek. Sanayi sektöründe nasıl adımlar atılması gerektiği ve sadece Avrupa içinde değil, partner ülkelerle nasıl bir yol haritası çizileceği konusunda belirleyici olacak. Bu gelişme, Türkiye için Avrupa ile iş birliği konusunda bir fırsat. Dünyadaki jeopolitik durum esasında uluslararası iş birliği konusunda daha az verimli olma yolunda gidiyor. Rekabet artacak ticaret savaşları gündeme gelecek. Bu çerçevede enerji sanayi ve ticaret politikalarının ülkelerin ekonomik öncelikleri çerçevesinde harmanlanması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.