MEHMET KARA
Geçen haftaki yazımızda, TürkAkım doğalgaz boru hattının geleceğine dair tartışma ve belirsizliklerden söz etmiştik. Özetle, TürkAkım’ın Avrupa’ya gaz taşımak üzere inşa edilecek ikinci ayağının Yunanistan mı yoksa Bulgaristan üzerinden mi ilerleyeceğinin belirsiz olduğunu yazmıştık. Bu belirsizliğin en önemli nedeninin gazın müşterilerinin belirsizliği olduğunu ifade etmiştik.
Ve tüm bunların üzerine, 2. hattın ucunun aslında aynı zamanda Kuzey Ege, Marmara ya da Karadeniz’de Türkiye kıyılarına inşa edilecek bir LNG terminaline de bağlanabileceğini söylemiştik. Yazıyı bitirirken kullandığımız “Olur mu? Neden olmasın?” sorularına sektördeki çok değerli bir dostumuzdan cevap geldi. “Ben sana bunun neden olmayacağını anlatayım demiş” ve aklımda kaldığı haliyle, özetle şunları yazmış:
“Gazprom doğalgazı LNG olarak satmayı düşünse neden binlerce kilometre boru hattı döşeyip buraya getirsin ki? LNG tesisi kurmak ucuz bir yatırım değil. Hem ille de LNG terminali kuracaksa bunu gazın çıktığı yere yakın bir noktada inşa edip gazı oradan piyasaya sürer. Meseleye ticari değil de siyasi bir proje olarak baksak da bu böyle.”
Arkadaşıma çok teşekkür ediyorum bu uyarısı için. Haklıdır. Ama biz çoğunlukla sesli düşünüyoruz/yazıyoruz ya, kimi önerilerimiz “Zihni Sinir Procesi" gibi kalabilir. Olsun. Yine de düşünmeye değer...
TürkAkım projesi aslında Güney Akım adını taşırken, dört borudan oluşacak ve yıllık 63 milyar metreküplük taşıma kapasitesine sahip bir proje olarak geliştirilmişti. Rusya, Avrupa Birliği’nin ayak sürümesi ve ABD’nin müdahaleleri nedeniyle yaşanan gecikme nedeniyle Güney Akım’ı rafa kaldırıp, projenin yönünü Bulgaristan yerine Türkiye’ye çevirmiş, adını da TürkAkım koymuştu. Tabii kapasite 63 yerine “en azından başlangıçta” yarıya düşürülmüştü. O da yetmemiş, 31.5 milyar metreküplük iki hattan birini Türkiye’ye aktarılacak gaza tahsis etmiş, diğerini ise Avrupa ülkelerine göndermeyi planlamıştı.
Şu anda birinci hattın inşasında epey yol alındı. Deniz altı boru döşeme işlemlerinde sona yaklaşılıyor. Gelecek yıl içinde gaz sevkıyatının başlatılması hedefleniyor.
Dostumuzun söylediklerine dönersek, evet kendisi haklı. Ama zaten sabit maliyetin büyük kısmı tamamlanmış, finansmanı bulunmuş bir projenin kalan yarısından söz ediyoruz. Yoksa sıfırdan bir proje yapılsın, ucu da LNG terminaline bağlansın demiyoruz.
Kaldı ki gelecek gazın kesintisiz şekilde sıvılaştırılmasından da söz etmiyoruz. Hattın bir ucu yine Yunanistan ya da Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya bağlansın.
Ama LNG’nin giderek daha etkin olduğu bir uluslararası gaz piyasasında boruyla zaten bir şekilde gelmiş gazın istenildiği kadarının form değiştirerek pazarlanması da mümkün.
Bu arada Türkiye’de ana şebekeye uzak düşen ilçelere doğalgazı LNG formunda taşıyıp, gazlaştırarak dağıtım şebekesine verme çalışmaları da yürüyor bir yandan.
Tamam LNG terminali kurmak tabii ki ucuz değil. Ama bugün kurduğunuzda ileride size menevra kaabiliyeti kazandıracak bir formül olarak neden tamamen reddedilsin?
Gerisi hesap kitap işi. Arkadaşımızın da söylediği gibi bu hesap kitapta bazen bilanço rakamları yerine siyasi faktörler de pekala etkili olabiliyor.
İlle de olacak değil belki ama düşünmeye devam.
Arkadaşıma tekrar teşekkür ederim.
Mehmet KARA - Enerji Günlüğü