Son dönemde dünya enerji piyasalarını etkileyecek bazı önemli gelişmeler peş peşe yaşandı. Birbirleriyle bağlantılı olan bu gelişmelerin ilki, Avrupa Birliği`nin ve ABD’nin yaptırımlarından iyice bunalan Rusya’nın Türkiye’ye Mavi Akım hattı ile aktardığı doğalgaz miktarını 3 milyar metreküp arttırarak tam kapasiteye çıkarması idi. Bu, Türkiye’nin sürekli gündeme getirdiği enerji arz güvenliği açısından önemli bir gelişmeydi ve Türkiye Rusya ilişkilerini güçlendirdi. Bunun yakında doğalgaz indirimini de getireceği açık.
Bir diğer gelişme, enerjide Rusya`ya bağımlılığını azaltmaya kararlı Avrupa’nın en büyük hacimli doğalgaz projesi olan Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı (TAP) Projesi’ne İspanya`nın ortak olması idi. İspanya’nın en büyük doğalgaz dağıtım şirketlerinden biri olan Enagas, Hazar Denizi’nden çıkarılan doğalgazı Avrupa’ya taşıyacak TAP’tan yüzde 16 hisse satın alarak dördüncü büyük ortak oldu. TAP’ın ilk ayağı, Azerbaycan`dan Türkiye`ye ulaşan TANAP olduğu için, bu ortaklık Türkiye’yi de yakından ilgilendiren önemli bir gelişme. TANAP borularının yüzde 80’inin Türk şirketler tarafından sağlanacak olması da Türkiye hanesine yazılan bir artı hane.
Projeyi güçlendirerek Avrupa’nın Rus doğalgazına olan bağımlılığını azaltma hedefine hizmet edecek bir gelişme olan TAP’a İspanyolların katılması sevinçle karşılandı. Ancak hemen akabinde yaşanan bir gelişme deyim yerindeyse "bu sevinci kursaklarda bıraktı."
Kastettiğim gelişme, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Barış görüşmelerinden çekildiğini açıklaması... Türkiye’nin karasularında yaptığı doğalgaz arama çalışmalarını gözlemlemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Rum yönetimi,Türkiye’nin çalışmaları gözlemleme gerekçesiyle savaş gemilerini göndermesinin ardından barış görüşmelerinden çekildiğini açıkladı.
Kıbrıs barış görüşmelerinde yaşanan tıkanıklık, Doğu Akdeniz Havzası`ndaki enerji politikalarının tamamını doğrudan etkileyecek. Ama en çok da TAP projesini. Zira Kıbrıs sorununun müdahillerinden biri olan Yunanistan, yaklaşık 880 kilometrelik TAP’ın 540 kilometresi topraklarından geçecek olması nedeniyle projenin gerçekleşmesinde en belirleyici role sahip. Her ne kadar bu proje ile önemli bir pozisyona gelecek olsa bile…
Ayrıca, Türkiye topraklarından geçecek bir boru hattı planının hala masada olduğu bir ortamda, bugüne kadar atılmış tüm adımların hedefe ulaşması için bölgesel çatışmaların ve politik anlaşmazlıkların çözülmesi gerekiyor.
Kısacası Ankara`nın Moskova ile ilişkilerini sağlamlaştırıp geliştirirken, Rusya’nın Güney Akım gibi büyük çaplı enerji projelerine rakip olarak gösterilen projeler konusunda yaşanabilecek olumsuz ihtimalleri de hesaba katması önemli.
Hesaba katmaktan kastımız, olumsuz gelişmeler yaşandığında "ha, tabii, olabilir, muhtemel" diyerek oturmak değil tabii... Böylesi ihtimallere karşı da gardını alması, Ankara için hayati önemde. Tabii bölgesel enerji merkezi olmak istiyorsa...
Hoş, Türkiye`nin Kuzey Irak Kürt petrolünün dünyaya açılması, bölgedeki doğalgazın da kendi topraklarına ve Anadolu-Trakya üzerinden Avrupa`ya ulaştırılması için de çaba içinde olduğunu görüyoruz.
Bölgesel enerji merkezi haline gelmek gibi iddialı bir hedefi bulunan bir ülkeden, enerji diplomasisini de en iyi şekilde yürütmesi beklenir...
YAZARLAR
Sabiha KÖTEK
- TANAP, TAP ve Kıbrıs sorunu
Önceki ve Sonraki Yazılar