DURSUN YILDIZ
Geçen ay Berlin’de CWC Grup tarafından düzenlenen Irak Petrolü konferansına katılanlar, bölgede 15 yıldır süren güvenlik krizine rağmen Irak’ın petrol üretimini hızla arttırarak enerji alanında önemli bir başarıya imza attığını konuştular. Konferansta Irak’ın hidrokarbon rezervlerinin İran tarafından mı çıkartılacağı yoksa Irak tarafından çıkartılıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya mı ihraç edileceği de konuşuldu.
Irak petrol üretimini hızla arttırıp geçen yıl günde ortalama 5 milyon varil petrol üretti ve bunun 4 milyon varilini ihraç etti. Bu üretimle Irak OPEC içinde ikinci sıraya oturdu. Bağdat üretimi arttırmaya kararlı. Büyük hacimde deniz suyu basarak günlük üretimi önce 7 milyon varile sonra da 9 milyon varile çıkartmayı planlıyor. Bu plan uygulamaya geçerse Bağdat petrol üretiminde Suudi Arabistan, ABD ve Rusya ile aynı lige çıkmış olacak.
Irak’ın doğalgaz üretimi de yüksek. Irak’ta yılda yaklaşık 16 milyar metreküp doğalgaz kullanılmadan yanarak israf oluyor. Bu tüm dünya üretiminin yaklaşık yüzde 0.5’ine tekabül ediyor.
Shell, Mitsubishi ve Irak hükümeti arasında imzalanan bir proje ile bu yanan gazdan yılda 2 milyar metreküplük kısmı tutularak elektrik üretimine yönlendirilecek. Irak 2021 yılına kadar doğalgaz üretiminde hiç yanma kaybı olmadan gazın tümünü tutacak bir planlama içinde.
KERKÜK PETROLLERİ KİMİN?
Irak’ın hidrokarbon kaynaklarını geliştirme planlarının en zor kısmı Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin bulunduğu bölgeyle ilgili. Buradaki güçlükler 2005 yılında yeni anayasa ile bölgesel yönetime yeni petrol alanları geliştirme konusunda bir rol verilmesiyle başladı. Bölgesel yönetim bu avantajı iyi kullandı ve birçok ulusötesi şirketle petrol sahaları için paylaşım anlaşmaları yaptı. Ancak yeni anayasada Irak Federal Hükümetinin SOMO (State Oil Marketing Organization) üzerinden Kuzey Irak Bölgesi dahil olmak üzere ülkenin her yerinde üretim yapma hakkının olduğu da ileri sürülüyor.
Federal bütçeye petrol satışından elde edilen gelirin yüzde 17’sinin de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne (KRG) ayrılmasına karar verilmişti. Ancak KRG SOMO’nun kendi bölgesinde petrol sahası geliştirmesine izin vermedi ve petrol satışından federal hükümete aktaracağı payı da ödemedi. Irak’ın son bütçesinde Kürtlere sadece petrol gelirlerinin yüzde 12.5’i ayrılmış durumda.
ISİD 2014 yılında Irak’ın kuzeyine doğru hareketlendiğinde Kerkük şehrini ve çevresindeki petrol sahalarını Irak Ordusu ile birlikte Peşmerge savunmuştu. Daha sonra Kerkük petrolü KRG boru hattıyla Türkiye üzerinden Ceyhan’a akıtıldı. Bu petrolün büyük bölümü ham petrol olarak satıldı. Bu durum Federal Hükümetin hoşuna gitmemişti ama o dönemde yapacak bir şeyi yoktu. Daha sonra KRG’nin bağımsızlık için referandum yapma hatasını iyi değerlendiren Irak Federal Hükümeti, sınır kapılarını denetim altına aldı, hava sahasını kapattı ve Kerkük ile birlikte diğer tüm kozları eline aldı.
Bu anlaşmazlık halen çözülemedi. Günde 300 bin varillik Kerkük petrollerinin nasıl ihraç edileceği ve Ceyhan’a akan Kerkük petrollerinin kim tarafından pazarlanacağı konusu belirsizliğini koruyor.
IRAK’IN ENERJİ PARTNERLERİ KİMLER?
Aslında küresel enerji oyuncuları Irak’a baktıklarında, sadece geleceğin enerji temini ve zengin bir ihracat pazarı değil aynı zamanda potansiyel jeostratejik kazanımlar da görüyorlar. Bu oyuncular aslında daha çok Kerkük’ün kaliteli petrolleri ile ilgililer.
Şimdi Kuzey Irak petrolleri ile ilgili ülkelere bir göz atalım.
Rusya: Rosneft, Rusya’nın ana petrol şirketlerinden birisi. KRG Bölgesinde yaklaşık 3 milyar dolarlık yatırım yapmış durumda. Bu yatırım Kerkük’ten çıkıp KRG bölgesi üzerinden Türkiye’ulaşan ve Irak’ın Kerkük Ceyhan hattına bağlanan boru hattının bir kısmını da kapsıyor.
Türkiye: Ankara halen KRG petrollerinin (Günde yaklaşık 300 bin varil) Ceyhan’dan pazarlanmasına izin veriyor. Türkiye’nin hem Irak Federal Hükümeti ile ilişkileri gelişiyor hem de KRG ile petrol hattı üzerinden ticari stratejik ilişkisi sürüyor.
İRAN’IN PLANLARI VE ABD’NİN KARŞI PLANI
İran: Iran halen Irak’a yüksek fiyatla elektrik ve gaz ihraç ediyor. Tahran, Irak’ın enerji üretimi pazarında söz sahibi olmak istiyor. İran’ın aynı zamanda Kerkük’ten gelecek bir hatla Kuzey Irak petrollerini toplayıp Türkiye hattından kendine yönlendirme planı da var. Nihai olarak İran’ın hedefi Irak’ın petrollerini rafine etmek yerine kendi petrollerini Körfezdeki limandan pazarlamak. Irak Federal Hükümeti KRG ile yaşanan gerilim sonrasında petrolün bir bölümünü önce tankerlerle İran’a gönderdi. Daha sonra ise Federal Hükümet Bölgesel Yönetimi Kerkük petrollerini İran’a yeni bir boru hattı ile akıtabileceklerini söyleyerek tehdit etti.
Irak petrolünün pazarlanmasına yönelik tüm bu planlar Kuzey’deki iki ülkenin, Türkiye ve İran’ın birbiriyle olan ve aynı zamanda Irak Federal Hükümeti ile olan ilişkilerine bağlı olarak gelişecek veya değişecek.
İran, Irak’ın kendi yüksek fiyatlı gazına bağımlılığını arttırmak için planlar yaparken bu gazı yakın gelecekte Suriye üzerinden Doğu Akdeniz’e götürme çabası içinde de görünüyor. İran ve Irak arasında enerji altyapısı alanındaki büyük ilişki, İran’ın yasaklı müteahhit firmalarının Irak tarafından boru hattı yapımında kullanılması vb. gibi sorunlar üretebilir. Bu durum Bağdat’ın serbest piyasa ilişkisini zayıflatabilir ve uluslararası sermaye akışını etkileyebilir. Ancak burada ABD’nin bölge planları öne çıkacaktır.
ABD KUZEYİ GÖSTERİR!
ABD ağırlığını Körfez ülkeleri ile Türkiye arasındaki petrol akışında Irak’ın Enerji Hub’ı olacağı, Kuzey Güney enerji koridoru projesi yönünde koyup buradan AB’ye bir enerji ihracatı köprüsü kurulmasını sağlayabilir. Washington aynı zamanda Irak petrolünü ve gazını Ürdün’e getirmek için Basra-Haditha-Aqaba projesini de destekleyebilir.
Bu proje, hidrokarbon zengini Güney Irak ile Türkiye’yi birleştiren kuzey-güney stratejik boru hattı ile birlikte Bağdat’ın petrolünü körfezden ihraç etme konusunda İran’a olan yönelimini ve artabilecek bağımlılığını da azaltacaktır. Böylece Körfez’de İran’ın, Hürmüz Boğazı kontrolü ve Irak terminalleri üzerindeki etkisinin azaltılması planlanıyor.
Bu nedenle Bağdat’ın Körfez ile Avrupa ve Doğu Akdeniz arasında bir doğalgaz geçiş Hub’ı olarak önemli bir rol oynayabileceği ortaya çıkıyor. Rusya ve İran’ın bu rolü Suriye’nin üstlenmesini istedikleri de biliniyor. Ancak bunun önünde halen Fırat’ın doğusunda 20’ye yakın ABD askeri üssünün bulunduğu Kuzey Suriye bölgesi oluştu.
Bu durumda bugün bölgedeki kanlı küresel enerji satrancına, Irak’ın enerji geleceği için Kuzey Planının rolünü de dikkate alarak bakmak daha doğru değil mi?
Dursun YILDIZ – Enerji Günlüğü / 12 Mart 2018