Türkiye son 20 yılda elektrik üretim kapasitesini üç kata yakın arttırdı. Şu anda 100 bin MW’lik bir kurulu güç devrede. Ömrünü tamamlamış ya da ekonomik olmadığı için kapatılan santraller bulunduğunu da düşünürsek, şu anki kurulu gücün 70 bin MW’tan fazlasının son 20 yılda devreye alındığını söylemek pek yanlış olmaz.
Bu ölçekteki bir kurulu güç artışına rağmen elektrik üretimi zaman zaman talebi karşılayamıyor. Bunun son olarak Ağustos 2021 ile Ocak 2022’deki elektrik kesintileriyle gördük.
Bu yetersizliğin iki nedeni var. Birincisi Türkiye’nin elektrik talebi artmaya devam ediyor. İkinci nedeni ise kurulu gücü 100 bin MW’a yükselten yatırımlardan çok küçük bir bölümünü, 365 gün, 24 saat elektrik üretebilen tesislerin oluşturması.
Güneş, rüzgar ve nehir tipi hidroelektrik santralleri gibi tesisler, gün ışırken, rüzgar eserken, dere akarken elektrik üretebildiği için kurulu kapasite yüksek gözükse de onlardan alabileceğiniz enerji miktarı düşük kalıyor.
Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynaklara ağırlık verebilmek için güneş, rüzgar, biyokütle, jeotermal ve hidroelektrik santrali yatırımlarını destekliyor. Bu desteğe rağmen talebi karşılayacak kadar elektrik üretilemeyince ekonomi ve enerji yönetimi bu defa yerli kömür santrallerini destekleyip üretim yapmalarını sağlamaya yöneliyor. Onlar da yetersiz kalınca kalkıp ithal kömür santralleri ile doğalgaz çevrim santrallerine üretim yapmaları için maliyetlerini kurtaracak kadar ilave destek sunuyor.
Gördüğünüz gibi Türkiye son yıllarda yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretimine verdiği satın alım garantisi, vergi muafiyeti ve istisnaları gibi desteklerin olumlu etkilerini kurulu güç bazında görse de kilovatsaat cinsinden takip edilen üretim miktarında yeterince göremiyor. Bu yüzden de elektrik kesintisi riskine karşı can havliyle dönüp bu kez diğer kaynaklarla çalışan tesisleri de desteklemek zorunda kalıyor. Yani her türlü enerji kayağını destekler duruma geliyor. Bu da aslında gerçekten desteklenmesi gereken yerli ve yenilenebilir kaynaklara diğerleri karşısında bir avantaj sağlayamadığınız anlamına geliyor. Peki ne yapmalı? Konuya sonra devam edelim. Soruya cevabı olanlar varsa, sonraki yazılarımızda değinmek üzere göndermelerini rica ediyorum.