Enerji Günlüğü - Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso, 13. Türkiye Enerji Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde ilerleme beklediğini belirterek “En önemlisi de enerji” dedi. Türkiye’nin ulusal enerji planını onayladığını hatırlatan Barosso “Hidrojen teknolojisi de dahil bu plana. Bu noktada, bu geçiş için iyi, açık ve samimi bir diyalog oluşturulması önemli” diye konuştu.
TÜRKİYE’Yİ ENERJİ TİCARET HUB’I YAPMAK
“Türkiye'yi bir enerji ticaret HUB’ı nasıl yapabiliriz, buna bakmamız gerekiyor” diyen Barosso şöyle devam etti:
“Eğer tarafsız olmak gerekirse bu konuda bölgede son birkaç 10 yılda yapılan tek somut şeyin sadece Avrupa Birliği için güney koridorunun açılması ve TANAP olduğunu söyleyebiliriz. Ben, Azerbaycan, Türkiye ve Avrupa Birliği için bununla gurur duyuyorum. Çünkü çok iyi hatırlıyorum, ben 11 ocak 2011’de ilk Sayın Başkan Aliyev ile imza atmıştım. O zamanlar Azerbaycan'dan gaz gelmiyordu. Ancak şimdi geliyor. Azerbaycan çok önemli bir tedarikçi oluyor ve Türkiye de Azerbaycan gazının Avrupa Birliği'ne taşınmasına ve İtalya’ya geçmesini sağlayarak HUB olma konumunu somutlaştırıyor.”
AZERBAYCAN GAZI ÜRETİMİNİ ARTTIRMAK
TANAP için ilk imzalar atıldığında Türkmenistan ile de görüştüklerini ancak sonuç alamadıklarını anlatan Barosso “Sorunlar hala aynı şeklide duruyor. Azerbaycan gazının üretimini artırmak ve bunu Türkiye üzerinden almak tek seçenek görünüyor” dedi. Barosso, “Hazar Denizi'nde Rusya ve İran ‘dan kaynaklanan bazı sorunlar var. Hepimizce malum nedenlerden dolayı burada bir gelişme olmadı. Irak'ta Kürdistan bölgesinde de siyasi nedenlerden dolayı gelişme olmadı. Doğu Akdeniz'de gaz rezervleri var ama burada gerilim bulunuyor. Türkiye coğrafi olarak çok önemli bir toprak ama etrafı çetin bir ülke. Fiziksel HUB olması açısından zorlu siyasi konuların bulunduğu bir ülke” diye konuştu.
UKRAYNA VE FİLİSTİN’DEKİ DURUM
13. Türkiye Enerji Zirvesi’nin “Barış için enerji” olarak belirlenen ana temasına işaret eden Barosso, “Bugünkü Avrupa Birliği’nin 1950’lerde Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu olarak kurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Bu Birlik ilk 6 üye arasında barışı sağlamakta başarılı oldu ama diğerleri için olamadı. Örneğin Ukrayna ve Filistin. Bu iki çatışma için bir çözüm göremiyorum. Bu taahhüdü daha da önemli hale getiriyor. Enerji için en azından sürdürülebilirlik ve tedarik güvenliğini sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Bence AB ve Türkiye bu hedef doğrultusunda çalışacaktır.”
Enerji Günlüğü - ANKARA