Avrupa Birliği, Ukrayna’yı yanında görmek için son günlerde kolları iyice sıvamış durumda. Bu konuda yeni bir atağa kalkan AB, postsovyet ülkelerini kendisiyle Ortaklık Anlaşması imzalamaya çağırıyor.
Ortaklık Anlaşması’nı imzalayacak ülkeler arasında Ukrayna kilit ülke konumunda. Kiev`in, yönünü Batı’ya mı yoksa Doğu’ya mı çevireceğinin de göstergesi olarak algılanan Ortaklık Anlaşması’nın normal şartlarda 28-29 Kasım’da AB Dönem Başkanı Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak Doğu Ortaklığı Zirvesi’nde imzalanması öngörülüyor.
AB ülkelerinin dışişleri bakanları, Ukrayna’ya son bir çağrı yaparak, olası bir üyelik süreci için de kapıları açabilecek Ortaklık Anlaşması’nın imzalanabilmesi için acil adımlar atmasını istiyorlar.
Gelinen aşamada AB, eski Başbakan Yulya Timoşenko ve benzer durumdaki diğer siyasilerin Ukrayna dışında tedavi görmelerine olanak tanıyacak bir düzenleme yapılmasını Brüksel-Kiev hattındaki ilişkilerin bir adım ileriye götürülmesi açısından olmazsa olmaz şart olarak görüyor. Bu düzenlemenin henüz yapılmamış olması ise Ortaklık Anlaşması`nın geleceği açısından risk oluşturmayı sürdürüyor.
AB, Yulya Timoşenko`nun tedavi görmek için Almanya`ya gitmesine izin verilmesini talep ederken, Rusya da Ukrayna`nın "AB yörüngesine" girmesini engellemek için yoğun baskı uyguluyor. Ticari yaptırım ve enerji arzı konularını pazarlık kozu olarak kullanan Moskova yönetimi, kendi liderliğinde oluşturmayı öngördüğü gümrük birliğine Ukrayna’nın da dahil olmasını istiyor.
Rusya ile Avrupa Birliği arasında, Ukrayna üzerinden yürüyen bu "yeni soğuk savaş"a ABD’de katılıyor. Önceki gün, ABD Senatosu`nda eski Sovyetler Birliği ülkeleriyle uyum sağlamaya yönelik, AB programı "Doğu Ortaklığı" birkaç saat yüksek tansiyonda tartışıldı. Bu tartışmalar, Rusya`ya yönelik eleştirilerle başladı.
Burada yaşanan tartışmalar iki ana başlıkta yoğunlaşıyor. Birincisi, Rusya komşu devletlerden çeşitli ürünlerin, örneğin Moldova’dan şarap, Ukrayna`dan çikolata, Belarus’tan gübre girişini yasaklayarak bu ülkelere karşı baskı uyguluyor. Bu nedenle ABD, Euro-Atlantik yapılanmalara (Hazırda AB ve ABD ortak bir serbest ticaret bölgesi üzerinde çalışmakta) girmek isteyen ülkelere destek vermeye hazırdır.
İkincisi, Ukrayna’da kaya gazı alanında daha fazla iş yapmayı amaçlayan aktif Amerikan iş çevreleri var. Eğer onlar başarılı olurlarsa, Ukrayna çok zengin bir ülke olacaktır. Bunun için ABD, Rusya ile sınırda bekletilen bazı Ukrayna ihracat mallarını satın almak için AB ile müzakereler yapmaktadır.
Bu tartışmalardan da görünen o ki, eğer “Doğu Ortaklığı” ülkeleri, Avrupa Birliği ile Serbest Ticaret Alanına dahil edileceklerse ABD, Los Angeles’ten Donetsk’e kadar büyük bir serbest ticaret bölgesi elde etmiş olacak.
Öte yandan, ABD Avrupa pazarında Rus gaz tekelini azaltmak istiyor. Bunun için de yeni hamleler yapıyor. Bu konuda da Polonya ve Ukrayna kozundan yararlanmayı amaçlıyor.
Bilindiği üzere, Polonya ve Ukrayna arası, ciddi bir metan gazı bölgesidir. Eğer Ukrayna’daki kaya gazı çalışmaları başarıyla sonuçlanırsa, bölgede ciddi değişiklerin baş göstermesi söz konusudur.
Gelecekte kaya gazı üretiminin artmasıyla Avrupa`nın enerji haritası da kesinlikle radikal bir değişime uğrayacaktır. Bu yüzden ABD, Ukrayna ve Polonya aracılığıyla ileride Rusya’ya karşı yeni bir "metan kuşağı" oluşturmayı amaçlıyor. Görünen o ki, Türkiye`nin kuzey komşularında bu kış da oldukça sıcak geçecek.
YAZARLAR
Toğrul İSMAYIL
- ABD`den Rusya`ya karşı metan kuşağı
Önceki ve Sonraki Yazılar