Kıbrıslı Rumlar hem AB Dönem Başkanlığı`nı devralmaya hem de Ada çevresinde petrol ve gaz aramaları için 2. etap lisans dağıtımına hazırlanıyor. Bu durum, yaşadığı krizi aşmak isteyen Yunanistan`a ihtiyacı duyduğu ortak düşmanı bulma şansı veriyor.
Son bir yıldır hangi kanalı açsak, hangi radyo istasyonuna kulak versek, hangi gazeteyi açsak Euro Bölgesi`ndeki borç kriziyle ilgili bir habere rastlıyoruz. Ya bu krizin euro/dolar paritesi üzerindeki etkisini, ya gelişmelerin Kapalıçarşı`daki döviz fiyatlarını nasıl etkilediğini ya da yaşanan gerilimin petrol fiyatlarını nasıl yukarı taşıdığını izliyoruz, duyuyoruz, okuyoruz...
Bazen de dış politika haberleri arasında, başta Yunanistan, Fransa ve İspanya olmak üzere, bölge ülkelerindeki gösteriler önümüze seriliyor.
Geçen hafta sonu Yunanistan ve Fransa`da seçimler vardı. Sandıklardan çıkan sonuçların, "piyasa" efendinin hoşuna gitmediğine ilişkin çok sayıda haber ve yorum izledik, duyduk, okuduk... Çünkü seçimler, geniş kitlelerin krize dönük uygulamalara verdiği tepkilerin özetiydi. Kemer sıkmak kimin hoşuna gider ki? Çünkü kemer sıkmak, işsiz kalmak, kalmasan bile daha çok çalışmak, buna karşın daha az maaş almak, sağlık ve sosyal güvenlikle ilgili pek çok hakkını kaybetmek demek... İşte bu yüzden, krize karşı alınan önlemlere duyulan tepki, seçim sandıklarından çıkan sonuçları belirledi.
Geniş kitleler sosyal politikaları öne çıkaran sol partilerin teveccühünü kazandı. İlginçtir, sosyal hakları kaybetmenin yarattığı tepkiden siyasal destek üreten sağ hareketler de var. Irkçı, faşist eğilimli, yabancı ve göçmen düşmanı partiler de krizin yol açtığı olumsuzluklara duyulan tepkiden kendilerine siyasal destek sağmayı başardılar.
Fransa`daki seçimler sosyalistlerin adayı François Hollande`ın zaferiyle sonuçlandı ve yeni bir denge yarattı. Hollande`ın, kriz ortamında seçim meydanlarında verdiği vaatlerin ne kadarını hayata geçirmeyi başaracağı ise muamma... Ama Yunanistan seçimlerinin sonucu çok daha karışık bir duruma işaret ediyor. Ortaya çıkan parlamento aritmetiğinin bir hükümet kurmaya bile izin vermeyeceği, koalisyon kurulsa da yaşayamayacağı vurgulanıyor. Orada yaşanacak gelişmeler, Avrupa Birliği başta olmak üzere herkesi yakından ilgilendiriyor. Ama ne kadar farkındayız bilinmez, en çok da Türkiye`yi ilgilendiriyor Yunanistan`da olup bitenler.
Çünkü;
Birincisi Yunanistan halkı ya krizin çözümü için hep birlikte kemer sıkmada birleşecek ya da ortak bir düşman etrafında toplanacak. Birincisi zor. O yüzden ortak düşman daha makul bir seçenek gibi duruyor. Peki kim ortak düşman olabilir? Komşuyu kemer sıkması için baskı altına alan Avrupa Birliği mi? Bu zor. Hemen yanı başındaki Türkiye dururken neden daha uzağa gitsin ki Yunan halkı? Zaten 1 Temmuz tarihinde Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı`nı Kıbrıs Rum Kesimi üstlenecek. Yani, başında Yavru Yunanistan`ın bulunduğu AB, ortak düşman olmak için hiç de uygun değil...
İkincisi de, Türkiye ile Kıbrıs Rum Kesimi arasında Ada çevresinde ciddi bir mücadele var. Konu enerji... İsrailli Noble şirketi Rumlar`ın ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge`deki 12. Parsel`de (Afrodit) 1 trilyon metreküplük doğalgaz rezervi bulduğunu ilan etti.
Üçüncüsü, Kıbrıs Rum Kesimi AB Başkanlığı`nı yürütürken, Ada çevresindeki ikinci etap gaz ve petrol arama lisans dağıtımlarını yapacak. Ve gelen haberlere göre bu sürece, çok büyük katılım olacak. Hem ülkeler bazında hem de küresel enerji devi firmalar bazında... Rumlar buna büyük önem veriyor, çünkü Türkiye`nin karşı atağa geçip Shell`le birlikte KKTC ile yapılan anlaşma çerçevesinde Ada çevresinde petrol ve gaz aramalarına başlamasına mukabele etme ihtiyacı duyuyorlar...
Sonuç itibariyle; AB Dönem Başkanlığını yürüten bir Kıbrıs Rum Yönetimi ve krizden çıkış yolu arayan bir Yunanistan, Türkiye açısından ne ifade ediyor?
Kıbrıs Rum Kesimi`nin Ada çevresindeki petrol ve gaz arama konusundaki ikinci adımına Türkiye`nin, eşyanın tabiatı gereği yeni bir hamleyle karşılık vermesi şaşırtıcı olmaz. Bu da Ada çevresinde, açık denizde petrol arama platformlarının yanı sıra askeri gemilerin de cirit atması demek... İşte size, ekonomik ve sosyal krizden çıkmak için debelenen Yunanistan`ın ortak düşman bulmasını kolaylaştıracak bir atmosfer... Neler yaşanabileceği sorusuna cevap arayanların, 1990`lardaki Kardak Kayalıkları krizini hatırlamaları yeterli.
Bir kıvılcım yeter!
YAZARLAR
Mehmet KARA
- Yunanistan krizi Türkiye`yi yakacak
Önceki ve Sonraki Yazılar