Enerji Günlüğü - Yeşil ekonominin tüm taraflarını ayrıntılı ve özenli bir şekilde ele alan Yeşil Ekonomi El Kitabı (Handbook of Green Economics), Academic Press (Elsevier) yayınları arasından çıktı.
Yazarları arasında Doç. Dr. Acar ve Prof. Dr. Erdinç’in yanı sıra Prof. Dr. Begüm Özkaynak (Boğaziçi Üniversitesi), İzzet Arı (ODTÜ), Rohit Azad (Nehru University- Hindistan), Osman Balaban (ODTÜ), Shouvik Chakraborty (University of Massachusetts-Amherst, ABD), Cristian Ducoing (Lund University- İsveç), Magnus Lindmark (Umea University- İsveç), Mark Swilling (Stellenbosch University-Güney Afrika), Burcu Ünüvar (TSKB) ve Rıza Fikret Yıkmaz (ODTÜ) bulunan Yeşil Ekonomi El Kitabı (Handbook of Green Economics), Academic Press (Elsevier) yayınları arasından çıktı.
Editörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sevil Acar ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın yaptığı kitap, sürdürülebilirlik ve büyüme konularına çok boyutlu, derin analizlerle yaklaşırken, yeşil büyüme, düşük karbon ekonomisi, döngüsel ekonomi gibi kavramları büyüme-büyümeme ve sürdürülebilirlik eksenlerinde tartışmaya açıyor. Çalışma, bu alanda çalışmalar yapan araştırmacıların ilgisini çekecek bir başucu kitabı olarak nitelendiriliyor.
Yeşil ekonomi bağlamında Türkiye’yi değerlendiren uzmanlar ayrıca şu tespitlerde bulundu:
Net uyarlanmış tasarruflar açısından Türkiye’de 2000’lerin başlarından itibaren inanılmaz bir enerji (ağırlıklı kömür) ve maden sektörlerinde yatırım atılımı söz konusu. Kömür ve maden yenilenemeyen kaynaklar. Bu nedenle söz konusu kaynakların fazla çıkarılması, Türkiye’nin net uyarlanmış tasarruflarını sıfıra yaklaştırıyor. 2001 ve 2008 krizlerini takip eden dönemde ise ekonomi yavaşladığı için kaynak kullanımı azalıyor ve dolayısıyla bu, net uyarlanmış tasarruflara olumlu olarak yansıyor. Ama bu tür tasarrufta iyiye gitmesi için Türkiye’nin kriz yaşamasını beklememek gerekir.
Yenilenebilir enerji dönüşümü Türkiye’de başladı ve devam ediyor. Rüzgâr ve güneş gibi alanlarda yatırım ivmelenmesi görüyoruz ama politika arka planı kendi içinde çok tutarlı değil, zira aynı anda kömürlü santrallere yatırımlar ve teşvikler de devam ediyor. Enerji girdisinin daha sürdürülebilir yollardan tedarikini teşvik etme yönünde Türkiye’nin eksikleri var. En azından bu yolda vazgeçebileceği çeşitli fosil yakıt teşvikleri var.
Türkiye enerji yoğun ancak verimsiz bir ülke ekonomisi profili çiziyor. Bir birim Gayrı Safi Milli Hasıla üretmek için saldığımız karbon emisyonu çok yüksek seviyelerde. Kişi başı oranlar hızla AB’deki kişi başı ortalamalara yaklaşıyor; yıllık 4 tondan (1990) 6 tona (2017) yükselmiş durumda. Türkiye hem kömür hem yenilenebilir olsun diyerek kısa dönemli çıkarlardan; yatırımlarından vazgeçmeyerek fırsatları kaçırıyor.