1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Yenilenebilir enerjide 2020 sonrası takvim belirlenmeli

Yenilenebilir enerjide 2020 sonrası takvim belirlenmeli

Enerji Günlüğü - (Mehmet KARA) Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Önder Karaduman, elektrik üretim sektöründe yatırım ortamının son...

Yenilenebilir enerjide 2020 sonrası takvim belirlenmeli

Enerji Günlüğü - (Mehmet KARA) Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Önder Karaduman, elektrik üretim sektöründe yatırım ortamının son birkaç yıldır bozulmaya başladığını, yeni yatırımlar yapılmazsa Türkiye’nin gelecekte arz riskiyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Karaduman, yenilenebilir enerji yatırımlarının sürmesi için, teşviklerle ilgili 2020 sonrası yol haritasının açıklanması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’de daha önce başlamış elektrik üretim yatırımları devam ediyor. Ancak büyük ölçekli yeni projeler, özellikle fosil yakıtlara dayalı yatırımlar konusundaki çalışmalar yavaşlamış durumda. Bunun nedeni de, bir arz fazlası oluşması ve piyasadaki elektrik fiyatlarının düşük bulunması. Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Önder Karaduman’a, sektördeki atmosferi, beklentilerini ve önerilerini sorduk. 

Elektrik sektörü açısından yatırım ortamını nasıl görüyorsunuz? 

Elektrik üretim sektöründe yatırım ortamı son birkaç yıldır bozulmaya başladı. Bunun başlıca sebebi, spot piyasada oluşan fiyatların yatırım sinyali vermiyor olması... 2016 yılındaki fiyat ortalaması 130 TL/MWh’ı bile bulmuyor. Bu koşullarda birçok santral maliyetini bile çıkaramıyor. 

Peki fiyatlar neden bu kadar düştü?

Fiyatların bu kadar düşmesinin sebebi, son yıllarda devreye alınan çok sayıda büyük ölçekli santralin yarattığı arz fazlası. Arz artışına karşın talebin beklenen oranlarda artmamış olması bizi bu noktaya getirdi.

Buradan nasıl çıkılacak ya da çıkılabilir?

Talepte canlanma olmadıkça kısa vadede yatırım ortamının cazip hale gelmesi ne yazık ki mümkün görünmüyor. Yatırıma devam eden firmalar uzun vadeli beklentilerle hareket ediyor. Umuyoruz ki, ekonomik canlanmayla birlikte elektrik talebinde de olması gereken artışlar yaşanır ve piyasadaki fiyatlar yatırımları cazip hale getirecek daha optimum bir noktaya ulaşır. Aksi halde, önümüzdeki dönemde yatırımların yavaşlaması, hatta durması, daha uzun vadede ülkemizi bir arz güvenliği riski ile karşı karşıya bırakabilir.     

Mevcut şartlar yenilenebilir enerji yatırımlarını nasıl etkiliyor?

Yenilenebilir kaynaklara dayalı yatırımlar halen fosil yakıtlı baz yük santral yatırımlarına göre daha cazip. Bunun temel sebebi yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması, yani kısa adıyla YEKDEM’dir. Üretilen elektriğe sağlanan alım garantisiyle birlikte kWh başına ödenen teşvik fiyatları, özellikle son yıllarda yenilenebilir enerji yatırımlarının büyük bir artış göstermesini sağladı.

YEKDEM kapsamındaki santrallere bir kısıt geldi son zamanlarda...

Evet, getirilen düzenlemeyle YEKDEM santrallerine 1 Mayıs 2016 tarihi itibariyle dengesizlik cezaları kesilmeye başlandı. Bu durum özellikle rüzgar ve nehir tipi HES’ler açısından olumsuz bir gelişme. Bu santrallerden bazıları, garanti edilen teşvik fiyatlarının altında bir gelir elde etmeye başladı.

Bu durumun sektöre ne tür bir etkisi olur?

Bu durum bankalar nezdinde de dikkatle takip ediliyor ve yeni projelerin finansmanı açısından bir soru işareti yaratıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ilgili bir başka önemli husus da, mevcut teşvikler 2020’ye kadar devreye girecek santrallere verilirken, 2020’den sonra devreye girecek projeler için belirsiz bir durumun söz konusu olması. Yatırım istikrarı açısından, 2020 sonrası süreç için bir an önce bir yol haritası açıklanmalı.

Yerli kömüre destek mekanizmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yerli kaynaklarımızın desteklenmesi, enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılması hedefi doğrultusunda son derece doğru bir yaklaşım. Yerli kömür yatırımlarının desteklenmesi de bu çerçevede olumlu bir düşünce. Ancak, belli bir kaynak türü desteklenirken adil ve rekabetçi serbest piyasa yapısından geriye dönüş olarak algılanabilecek adımlardan kaçınılmalı. Bu noktada, yerli kömür santrallerinin belli bir miktar üretimini devletin (Türkiye Elektrik Taahhüt ve Ticaret AŞ - TETAŞ) belli bir fiyattan almasına dayanan destek mekanizmasının, hali hazırda çalışmakta olan özelleştirilmiş yerli kömür santrallerini bir ölçüde rahatlatmanın ötesinde, asıl hedef olması gereken yeni yatırımları ne kadar teşvik edeceğini önümüzdeki süreçte gözlemleyeceğiz.

Doğalgaz ithalat fiyatları düşerken yurt içi satış fiyatları neden düşmüyor ya da düşmeli mi? 

İthal ettiğimiz doğalgazın fiyatında yapılan indirimlerin şu ana kadar BOTAŞ’ın zararlarının kapatılması için kullanıldığını yapılan açıklamalardan anlıyoruz. Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın son dönemlerdeki açıklamalarına baktığımızda ise kısa bir süre içinde tüketiciye yönelik bir indirimin de söz konusu olacağını tahmin ediyoruz. Bu indirimin sektörümüz açısından son derece elzem olduğunu vurgulamak isteriz.

Ucuzlama vatandaş açısından iyi olur tabii de, sektör açısından niçin elzem?

Piyasadaki koşullar dolayısıyla birçok doğalgaz santrali, kapasitesinin oldukça altında çalışmak durumunda kalıyor. Böyle devam ettiği takdirde bazı santraller kapanma riskiyle karşı karşıya gelebilecektir. Zaten şu ana kadar 1500 MW’a yakın bir kapasite rekabet edemediği için kapanmış durumda. Bu rakam daha da artarsa arz güvenliğini ve sistem güvenliğini tehlikeye sokacak bir durumun ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelir. Böyle bir ortamda yapılacak indirim, bu santrallerin üretim maliyetlerini bir ölçüde azaltmasına ve böylelikle ayakta kalmasına hizmet edecektir. Umuyoruz ki, Ekim ayı başında kayda değer bir indirim söz konusu olur. 

Mehmet KARA