TÜPRAŞ, İran’dan aldığı petrolü yüzde 20 oranında azaltacağını bunun yerine Libya ya da Suudi Arabistan spot piyasasından alacağını bildirdi. Ve böylece Türk dış ve enerji politikası geri dönülmesi zor bir yola girmiş oldu. Geçen haftaki ABD’nin Türkiye’yi İran ile ticari ilişkilerini kesmemesi nedeni ile yaptırım yapılacak ülkeler listesinde olduğuna dair sızdırılan haberlerin ardından Türkiye önce Seul’de ki Nükleer Güvenlik Zirvesine ve ardından da Tahran’a çıkartma yaptı. Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Enerji Bakanı’nın bir gün gecikmeli olarak İran Devlet Başkanı Ahmedinejat ile görüşmesi maalesef Türkiye’nin beklediği sonucu vermedi. İran’dan dönüşte Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun İran dini liderine atıfta bulunarak söylediği İslam’da kitle imha silahları günahtır açıklaması da pek inandırıcı bulunmamış olmalı ki, ertesi gün ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Ricciardone artık beklenen uyarıyı çok açık bir dille yaptı ve Türkiye’nin İran’dan petrol alımını azaltması gerektiğini söyledi. Cuma günü itibariyle de TÜPRAŞ IMKB’ye İran’dan aldığı petrolü yüzde 20 oranında azaltacağını bunun yerine Libya ya da Suudi Arabistan spot piyasasından alacağını bildirdi. Ve böylece Türk dış ve enerji politikası geri dönülmesi zor bir yola girmiş oldu. Uzun zamandır petrol fiyatlarının 120 dolar seviyesinde olmasının ve İran’dan alınan petrolde indirim yapılmasının ardından beklenen gerçekleşti ve benzin, elektrik ve doğal gaza aynı hafta içerisinde zam geldi. Gerçekten de Türkiye’nin yükselen petrol fiyatları ile ilgili yapabileceği hiçbir şey yok ve tabi ki bu durum karşısında zorunlu olarak büyüyen cari açığı kısmen durdurabilmek için zam yoluna gitmek zorunda kalındı. Fakat İran ile ilgili enerji ilişkimiz sadece petrol boyutlu değil. Türkiye-İran arasındaki enerji ilişkisinin ikinci boyutunu İran’dan yılda aldığımız 10 milyar metre küplük doğal gaz oluşturuyor. Bugün ABD baskısı ile petrol alımında kısmi bir indirime gittik peki ya bu yıl içerisinde ABD bizden doğalgaz alımını da azaltmamızı da isterse? 2011 kışını kısaca hatırlayacak olursa, elimizdeki mevcut doğal gaz kontratlarından sağladığımız gaz dahi ağır kış günlerinde ısınma ve elektrik üretiminde sıkıntılar yaşamamıza engel olamadı. Suriye konusunda BM’deki Rusya vetosunu eleştirdiğimiz günlerde resmen Rusya’dan ek doğal gaz talebinde bulunduk, onlarda Avrupa’nın da talepte bulunmasına karşın yine de bize de bir miktar gaz gönderebildi. Türkiye için doğal gaz bu kadar kritik bir durumdayken ABD’nin bizden İran ile doğal gaz ithalatını kesmemizi bırakın azaltmamızı istemesi dahi düşünülemez. Türkiye’nin böylesi bir miktarda gazı başka kaynaklardan bulma ihtimalinin olası olmadığını ve işte o zaman gaz sıkıntısı yaşayacak olan Türk ekonomisinin ve hatta iktidar partisinin sarsılabileceğini düşünüyorum. Fakat ABD’nin talebi nedeniyle İran’dan petrol alımında bir indirime gitmiş olmamız yakın zaman için bende endişe uyandırmaktadır.