1. HABERLER

  2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

  3. Türkiye'den iklim değişikliğiyle mücadelede kritik adım

Türkiye'den iklim değişikliğiyle mücadelede kritik adım

Enerji Günlüğü - Küresel iklim değişikliği mücadelesinde Türkiye'yi gelişmiş ülkeler için tanımlanan sera gazı azaltım hedefinden muaf tutan, teknoloji...

Türkiye'den iklim değişikliğiyle mücadelede kritik adım

Enerji Günlüğü - Küresel iklim değişikliği mücadelesinde Türkiye'yi gelişmiş ülkeler için tanımlanan sera gazı azaltım hedefinden muaf tutan, teknoloji ve mali destek sağlama zorunluluğunu kaldıran ve iklim fonlarından yararlanmasını sağlayan değişiklikler Türkiye tarafından resmi olarak kabul edildi. 

Bakanlar Kurulu, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir onaya imza attı. 2012 yılında Doha’da düzenlenen 18. Taraflar Konferansı ile Kyoto Protokolü  8. Taraflar Toplantısında kararlaştırılan “Doha Konferansında Kyoto Protokolünde Yapılan Değişiklikler”in onaylanmasını uygun buldu. Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan ilgili Kanun bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 

Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelesinde önemli bir aşamayı işaret eden bu kanun çerçevesinde Türkiye'nin 2009 yılında taraf olduğu Sera gazı emisyonlarının azaltılması veya sınırlanmasının hukuki açıdan bağlayıcı olmasını sağlayan Kyoto Protokolü'nde COP18'de yapılan değişiklikler kabul edilerek resmen yürürlüğe girdi.

Paris İklim Anlaşması'nın temellerinin atıldığı Doha'da alınan kararlar çerçevesinde, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (BMİDÇS) Ek-1 ülkelerinden farklı bir konumda olduğu tekrar teyit edilmişti. Kyoto Protokolü’nün ilk uygulama döneminin bittiği 2012 tarihine kadar herhangi bir emisyon azaltım ve sınırlama hedefi belirlemeyen Türkiye, 2020 yılına kadar olan ikinci dönemde her yıl gerçekleştirilen Taraflar Konferansı (Conference of Parties) Sekretaryası ve diğer ülkeler ile yakın işbirliği içerisinde somut kararlar almak adına görüşmeler yürütecek. Ayrıca, Sekretarya, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında Türkiye'nin 2020 yılına kadar yapacağı çalışmalara yönelik finansman, teknoloji transferi, kapasite geliştirme ihtiyacına yönelik çalışmaşar yapacak.

TÜRKİYE'NİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ YOLCULUĞU

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (BMİDÇS) taraf ülkeler tarafından sera gazı salımlarının dünyanın her yerinde artmaya devam etmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek daha fazla hissedilir olması üzerine, özellikle gelişmiş ülkelerin kararlı ve bağlayıcı yükümlülükler almaları için Kyoto Protokolünü kabul etmelerinin üzerinden tam 20 yıl geçti. 2005 yılında yürürlüğe giren Kyoto Protokolü'nde 2007 yılında kabul edilen Bali Eylem Planı ile bugüne kadar yürütülen tüm konferansların içeriği de belirlenmiş oldu. Zira bu planda dünya ülkeleri, iklim mücadelesine verecekleri katkı açısından üç ana gruba ayrıldı. EK1 Grubu olarak adlandırılan ilk grup emisyon salımlarının büyük bir kısmından sorumlu olan zengin ve gelişmiş OECD, AB ve PEGSÜ (Pazar ekonomisine geçiş sürecindeki Doğu Bloku ülkeleri) üyesi 42 ülkeden oluşuyordu.  Sera gazlarını azaltmak amacıyla sorumluluk üstlenecek olan bu EK1 Grubu içinde Türkiye'nin de yer alması nedeniyle Türkiye  Sözleşmeye taraf olmadı. 2001 yılında Marakeş’de gerçekleştirilen COP7'de Türkiye'nin özel şartları tanınarak, isminin EK-1’de kalarak EK-2’den silinmesi kararı alındı. Türkiye'nin burada bulunan ülkeler kadar zengin olmadığı ve sorumlulukların bu nedenle çok fazla olduğu yönündeki itirazları ve 'Ek1' olarak adlandırılan gruptan çıkarılma taleplerine böylece orta yol bulunmuş oldu. 

Bu orta yol çözüm ile Türkiye gelişmiş ülkeler için tanımlanan sera gazı azaltım hedefinden muaf olacak, sistemi finanse eden ülkeler arasında sayılmayacak ve yeni iklim rejimi için kurulması öngörülen fonlardan faydalanabilecek.

COP 18 DEĞİŞİKLİKLERİ

26 Kasım-7 Aralık 2012 tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 18.Taraflar Konferansı'nda, 2020 yılında yürürlüğe girmesi beklenen yeni iklim anlaşmasına yönelik olarak ortak vizyon geliştirme, emisyon azaltımı, finansman, iklim değişikliğine uyum, teknoloji ve kapasite geliştirme konularında müzakereler yapıldı. 

Konferans sonucunda, Kyoto Protokolünün 2. Yükümlülük döneminin 1 Ocak 2013 tarihinde başlamasına ve 31 Aralık 2020 tarihinde de bitmesine karar verildi. İlk dönemde yükümlülüğü bulunmayan Türkiye’nin 2. dönemde de herhangi bir sayısallaştırılmış sera gazı emisyon hedefi bulunmuyor. Ayrıca Rusya, ABD, Kanada, Japonya ve Yeni Zelanda da Kyoto Protokolünün 2. Döneminde yükümlülük almadılar. Kyoto Protokolü altında yer alan esneklik mekanizmalarının da devamına karar verildi.

Ülkelerin 2020 yılına kadar emisyon azaltım hedefleri konusunda daha fazla çaba göstermeleri gerektiği, 2020 yılı sonunda da küresel olarak ortalama sıcaklık artışının 2 derecede sabitlenmesine karar verildi.  Az gelişmiş ülkeler için Ulusal Uyum Planı uygulanma şekli fon ve diğer destek de dahil olmak üzere kabul edildi. Yine, Almanya, İngiltere, Fransa, Danimarka, İsveç ve AB Komisyonu, 2015 yılına kadar iklim değişikliği ile mücadele kapsamında gelişmekte olan ülkelere 6 milyar dolar para aktaracaklarını açıkladılar.

Sabiha KÖTEK/ Enerji Günlüğü