1. YAZARLAR

  2. Dr. Nejat TAMZOK

  3. Türkiye’de bitcoin madenciliği kazandırır mı?
Dr. Nejat TAMZOK

Dr. Nejat TAMZOK

Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye’de bitcoin madenciliği kazandırır mı?

Kriptoparaların enerji tüketimini ele alan bir yazım, tam üç yıl önce yine bu sayfalarda yayımlanmıştı.

O tarihte, fiyatı 3 ayda yüzde 200’den fazla artıp 14 bin dolara yaklaşan Bitcoin ilgi odağı olmuş, aynı zamanda kriptoparaların üretimi için harcanan enerji de tartışılmaya başlanmıştı.

Bu defa Bitcoin’in fiyatı son 3 ayda yüzde 250’ye yakın arttı ve 50 bin doların üzerini gördü. Bir de üstüne Elon Musk 1,5 milyar dolarlık Bitcoin alımı yaptığını ve Tesla ürünleri için Bitcoin’i ödeme aracı olarak kabul etmeyi planladıklarını açıklayınca, kriptoparalar da bu paraları üretmek için harcanan enerji de tüm dünyada tekrar gündeme oturdu.

***

Kriptoparalar içinde özellikle Bitcoin’in üretimindeki elektrik sarfiyatı ciddi boyutlardadır. Bitcoin madencileri, bu paranın güvenliğini sağlamak üzere geliştirilen algoritmanın karmaşık matematiksel problemlerini çözüp karşılığında Bitcoin kazanmaya çalışırken, bilgisayarlarında yüksek miktarlarda elektrik enerjisini tüketmek zorundalar.

Konuyla ilgili ilk yazımızın yayınlandığı tarihlerde, Bitcoin üretimi için dünyada bir yılda tüketilen elektrik enerjisi 50 teravat-saat civarındaydı. Bu miktar Türkiye’deki toplam elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 15’ine karşılık geliyordu. Bugünkü tüketim ise Cambridge Üniversitesi’nin medyan tahminine göre 130 teravat-saat, Digiconomist’e göre 78 teravat-saat düzeyine kadar yükselmiş durumda.

Piyasadaki diğer dört binden fazla kriptoparanın enerji tüketiminin ise Bitcoin’in üçte biri düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla, kriptoparaların üretimi için dünyada bir yıl içinde harcanan elektriğin yaklaşık 120-200 teravat-saat arasında olduğunu söyleyebiliriz. Daha düşük olan tahmini dikkate alsak dahi Türkiye’nin 2020 yılı tüketiminin yüzde 40’ı düzeyinde bir elektrik tüketimi karşımıza çıkıyor. Söz konusu elektriğin üretimi nedeniyle dünyada bir yılda oluşan karbondioksit emisyonu ise Digiconomist’e göre 37 milyon ton civarında ve bu miktar Türkiye’nin toplam emisyonunun yaklaşık yüzde 10’una karşılık geliyor.

***

Cambridge Üniversitesi’nin araştırmasında, ülkelere göre Bitcoin üretimleri de tahmin edilmeye çalışılmış. Bitcoin madencilik havuzlarına bağlanan bilgisayarların IP adreslerini dikkate alan yaklaşımın sonuçlarına göre; Bitcoin madencilerinin yüzde 65'inden fazlası Çin'de bulunuyor. Bu ülkeyi; yaklaşık yüzde 7’şer payla ABD ve Rusya izlerken, ardından yüzde 6 ile Kazakistan, yüzde 4 ile Malezya ve yüzde 3,8 ile İran geliyor.

Araştırmaya göre; Türkiye’nin küresel Bitcoin madenciliğindeki payı on binde 3 düzeyinde. Cambridge’in yaklaşımını doğru kabul edersek, Türkiye’de Bitcoin üretimi için bir yılda harcanan elektriğin 39 bin megavat-saat gibi aslında toplam tüketim içinde neredeyse ihmal edilebilir bir miktar olduğunu söyleyebiliriz. IP adreslerine dayalı bir araştırmada hata payının yüksek olması muhtemeldir. Ancak, Türkiye için verilen bu oldukça düşük oran benim için şaşırtıcı değil.

***

Her ne kadar Türkiye’deki elektrik fiyatları pek çok ülkeden daha düşükse de Bitcoin üretimi artık piyasadan elektrik satın alınarak yapılabilecek noktadan oldukça uzakta. Bitcoin madenciliğinde, yıllar geçtikçe kazanç elde etmek zoklaşıyor. Bu durum dikkate alındığında, Bitcoin madencileri artık doğrudan en ucuz elektrik üreten santralleri bulup onlarla işbirliği yapmak zorundalar.

Bu bakımdan, örneğin Avrupa’nın büyük bölümü Bitcoin’i ekonomik olarak üretebilmek için uygun değildir. Çünkü bu coğrafyada ucuz elektrik üretim imkânları neredeyse kalmamıştır. Bununla birlikte, Çin’deki hidroelektrik ve kömür santrallerinden üretilen düşük maliyetli elektriğin Bitcoin madencileri için son derece cazip olduğu anlaşılıyor. Kuzey Amerika’daki hidrolik ya da Rusya’daki fosil kaynaklara dayalı veya nükleerden üretilen elektrik de benzer bir cazibe sunuyor. Dünyadaki benzeri örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Diğer taraftan, Bitcoin madencileri, artık bazı ülkelerde merkezi ya da yerel yönetimlerle veya elektrik idareleriyle ortaklık yapmak suretiyle de önemli avantajlar sağlayabiliyorlar. Bu bakımdan, pek çok ülkede özellikle ihtiyaç fazlası elektrik kapasitesinin kriptopara üretiminde kullanılmasının teşvik edildiğini biliyoruz. Bunun son örneğini İran’da gördük: Bu ülke, geçtiğimiz yıl kriptopara madenciliğini yasal bir endüstri olarak tanıdı ve elektrik santrallerinin kriptopara madenciliği yapabilmesinin önünü açan yasal düzenlemeler yaptı. Söz konusu düzenlemeler sonrasında, İran’daki ucuz doğal gazı kullanan bir kısım elektrik şirketi fazla elektriğini kriptopara madencilerine sunmaya başladı. Hatta geçtiğimiz aylarda Türkiye merkezli bir şirket de İran’da Bitcoin madenciliği yapmak üzere girişimlerde bulundu.

***

Türkiye’de kriptopara madenciliği yasaklanmış değil. Bildiğimiz kadarıyla, santral işletmecilerinin ürettikleri elektriği Bitcoin üretiminde kullanmalarının önünde bir engel de yok. Bununla birlikte, belki bir kısım hidroelektrik santralinin dışında, Türkiye’deki mevcut elektrik üretim maliyetleriyle Bitcoin madenciliğinin yapılabilmesi pek çok ülkeyle karşılaştırıldığında çok daha zor. Dolayısıyla, Türkiye’de Bitcoin üretiminin ancak sınırlı miktarlarda yapılabildiğini tahmin ediyorum. Ancak, Bitcoin’in fiyatı arttıkça madencilik de daha kârlı hale gelmekte. Bu bakımdan, artık Türkiye’de her yerde mantar gibi bitmekte olan güneş ya da rüzgâr santrallerinin, giderek düşen maliyetleri sayesinde Bitcoin madenciliğindeki kullanımları yaygınlaşır mı, bunu bekleyip göreceğiz.

***

Kaynaklar

Digiconomist, 2021. Bitcoin Energy Consumption Index. , Erişim tarihi: 01.03.2021.

University of Cambridge, 2021. Cambridge Bitcoin Electricity Consumption Index. Judge Business School, Cambridge Centre for Alternative Finance, , Erişim tarihi: 01.03.2021.

Önceki ve Sonraki Yazılar