Enerji Günlüğü -Su sıkıntısı çeken ülkeler arasında bulunan Türkiye yakın gelecekte nüfusun artmasıyla su fakiri bir ülke konumuna gelecek.
HSBC’nin desteğiyle WWF-Türkiye tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Su Riskleri” Raporu'na göre, yılda kişi başına düşen 1.519 m3’lük su miktarı ile “su sıkıntısı çeken” ülkeler arasında bulunan Türkiye, 2030’da nüfusunun 100 milyona ulaşacağı tahminiyle kişi başına düşen su miktarı yılda 1.120 m3'e düşecek ve su fakiri bir ülke konumuna gelecek.
SU TÜKETİMİNDE ASLAN PAYI TARIMDA
Türkiye’de her yıl suyun yüzde 73’ü tarımda kullanılıyor, (Devlet Su İşleri-DSİ, 2013). Ekonomik olarak sulanabilecek nitelikteki 8,5 milyon hektar alanın yüzde 67’si, yani 5,7 milyon hektarı DSİ tarafından sulamaya açıldı. 2023 yılı itibarıyla sulanabilecek alanların tamamının sulanması hedefleniyor.
Tarımda suyun verimli olarak kullanılması, uygulanan sulama yöntemine bağlı. Ülkemizde halen sulanan alanların yüzde 97'sinde yüzeysel sulama yöntemi kullanılıyor. En verimli sulama şekli olan ‘damla sulama’ yönteminin uygulandığı alanların toplam büyüklüğü yalnızca 110 bin 185 hektar.(DSİ, 2012)Önümüzdeki yıllarda da suyun en çok kullanılacağı alan yine tarım sektörü olacak. Tarım sektörüne öncelik veren kalkınma planları hazırlanırken, yağış miktarı ile yeraltı ve yüzey suyu kaynaklarının büyüklüğünü dikkate alan bütüncül bir su politikasının izlenmesi gerekiyor.
ATIK SU ARITMA TESİSLERİ ÇOK YETERSİZ
Türkiye’deki 3 bin 225 belediyeden sadece 296’sının atık su arıtma tesisi bulunuyor. Kirlenen su kaynakları yalnız biyolojik çeşitliliği değil, aynı zamanda geçim kaynağı suya bağlı çok sayıda insanı da doğrudan etkiliyor.
SU KITLIĞI ŞİRKETLER İÇİN DE TEHDİT
Şirketlerin kârlılıkları ve marka değerleri, suyun miktarından veya kalitesinden etkilenebiliyor. Karbon Saydamlık Projesi’nin küresel ölçekte şirketlerin su konusundaki görüşlerine yer verdiği Küresel Su Raporu’na göre, çalışmaya katılan 57 trilyon dolar varlığa sahip 503 kurumun yüzde 70’i su sıkıntısını işleri üzerinde bir risk olarak tanımlıyor. Raporlanan risklerin yüzde 64 gibi büyük bir çoğunluğu da, iş yapışlarının şimdi ya da gelecek 5 yıl içerisinde etkileneceğini ifade ediyor.