Değerli Okurlarim,
Soma Eynez Karanlık Dere`deki özel Soma Kömür İşletmeleri`nde son yılların en büyük iş kazası, en büyük insan kayıplı iş felaketi yaşanıyor. Trafo patlaması gerekçesiyle açıklanan faciada kaybettiğimiz canların sayısı hergün artarken, yüzlerce işçimizin de hala yeraltında madende olduğunu biliyoruz. Öncelikle yitirdiğimiz canlar için başsağlığı ve yaralılarımıza en kısa sürede sağlıklarına kavuşmasını diliyoruz. Yeraltında bekleyen yüzlerce işçimizin de gün ışığına canlı olarak çıkarılabilmesini umut ediyoruz.
Soma yeraltı kömür madeni felaketi konusunda temkinli - dikkatli konuşalım. Konuyla ilgili tamamlayıcı detay teknik bilgi oluşmadan ne olduğu hakkında acele fikir yürütmek hatalı olur, yanlış olur. Madene aşırı cebri hava basımı olduğu, ciddi masraflı yenileme yatırımları yerine, -420 metre çalışma mekanına aşırı temiz hava basıldığı, temiz hava vantilatörlerinin aşırı yüklendiği, karşı emiş fan motorlarının fazla yükten zorlandığı, yeraltındaki trafo`nun aşırı ısındığı, sonunda yandığı söyleniyor. Bütün bunlar henüz doğrulanmamış söylenti, spekülasyon. Ama yeraltındaki ana trafonun yandığı, yeraltında yangın çıktığı, yangının çıkış yolunu kapadığı, asansörlerin çalışmadığı, madencilerin yeraltında mahsur kaldığı, havasız kaldıkları, karbon monoksit zehirlenmesine uğradıkları gerçek.
Trafo patlaması (yanması) nedeniyle facianın yaşandığına ilişkin ilk açıklamalar kafa karışıklığını artırmıştır. Trafoların yüksek güvenlikli standartlara uygun olarak yapılması gerektiği, trafonun patlama ihtimalinin çok düşük olduğu, trafo patlasa dahi yangına karşı izole edilmiş beton korumaya sahip olması gerektiği elimizdeki teknik ön bilgilerdir. Ayrıca ocakta kullanılan elektrik tesisatının ve ekipmanlarının sertifikalı exproof (alev sızdırmaz) olması gerekmektedir. Trafoların da exproof d tipi koruma tertibatlı olarak seçilmesi, kuru tip transformatör kullanılması gerekmektedir. Bu bilgiler ışığında trafonun patlaması ve yangın çıkması söz konusu ise bunun bir kaza olduğunu söylemek mümkün değildir.
EMO Odamızdan bir heyet, bilgi almak üzere maden ocağına inmiştir. Madende eski ocak olarak tabir edilen mekânda, kömürün yanması ve geçici göçük meydana gelmesinin ardından işçilerin bulunduğu alanda yoğun karbonmonoksit birikmesi olduğu yönünde bilgiler ulaşmıştır. Hava tahliye sisteminde aksaklıklar olduğu, mekanik olarak yönlendirme yapıldığı, otomasyon sisteminin yeterli olmadığı, ocağın yaklaşık -700 metrelerinde kömür yangını ve yangından kaynaklı kısmi göçük oluştuğu, taze hava sağlayan fanların etkisiyle yangının duman etkisinin yayıldığı, uzun süre sonra fanların çalışma yönlerinin ancak değiştirilebildiği, bu arada çok sayıda işçinin yayılan duman ve yangından etkilendiği (yanık ve zehirlenme) yangının kamuoyuna yansıyan ilk açıklamalarda olduğu gibi elektrik kaynaklı olmadığı bilgileri edinilmiştir.
Yeraltı maden içerisinde zehirleyici ve patlayıcı gazları algılayacak ve havalandırma sistemlerini yönetecek sistemlerin yetersiz ve eski olduğu, kömürün içten içe yanmasıyla başladığı tahmin edilen bu yangının ortaya çıkardığı karbonmonoksit, karbondioksit ve metan gazlarının ölümcül etkisi nedeniyle şu ana kadar ifade edilen rakamlarla çok sayıda ölüm olayının gerçekleştiği, sayının içerideki işçilerin kurtarılmasındaki zorluk göz önüne alındığında daha da artabileceği öngörülmektedir.
Asansörlerin çalışmamasının kurtarma faaliyetlerini güçleştirdiği görülmüştür. Asansörlerin de yangın olsa bile yedek bir güç kaynağı ile çalışabilir durumda olması gerekmektedir. 2007 yılına kadar Ege Linyit İşletmeleri adı altında kamuya ait bir devlet kuruluşunca işletilen bu tesisin yer altı işleme kısmının özelleştirildiği bilinmektedir.
Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube başkanımizin “trafo yangının söz konusu olmadığını, kazanın nedeninin gaz patlaması” olduğu yönündeki açıklaması önemlidir. Bu tür yangınlarda içerideki toksik gazlar nedeni ile kimse maskesiz, tüpsüz, gözlüksüz madene giremez. Rus ve Çin üretimi kablolar yandıkları zaman toksik gaz çıkarırlar ve çalışanlarda felç yaparlar. Henüz yeraltı maden sahası teknik incelemeye kapalıdır. TKİ den devir eski bir ocak olduğu için trafoda “kuru tip” yönünde yenileme yapılmamış olması muhtemeldir.
Dünyada çoğu yerde Alıcılar satılan termik santrallerde, kiralanan işletme hakkı devredilen madenlerde, yeni rehabilitasyon yapmıyorlar, çevre ekipmanlarına yeni yatırım yapmıyorlar, sadece çevreyi kirletmeye devam ederek maden çıkarmaya, elektrik üretmeye, satmaya ve para kazanmaya bakıyorlar. Düzenleyici kurumlar çaresiz kalıyor, çevre insanının çevre beklentileri karşılanmıyor. Santraller aşırı zorlanıyor, madenler hızla tükeniyor, işletme hızla yaşlanıyor.
Maden yangınları, maden kazaları, verimsiz üretim, kapasite düşümü, randıman düşümü arkadan geliyor. Rehabilitasyon harcamalarında gecikme, erteleme, Devamlı süre uzatımı, devamlı çevre ekipmanları yapımından muafiyet ekleniyor, özelleştirmenin, varlık satışının, redovans işletmesinin baştaki daha verimli daha temiz çevre beklentileri, daha güvenli daha sağlıklı işyeri çalışma şartları karşılanmıyor. Umarız-dileriz bütün bu tatsız olaylardan ders alırız, yöneticilerimizi dikkatli seçeriz, ilerde daha iyi çalışma şartları, daha güvenli daha modern, daha sağlıklı işyeri ortamları kurarız, ciddi anlamda kamu ve yerel STK`lar ile denetleriz.
Not: Bu yazı, Ekonomik Çözüm Gazetesi`nde 15/05/2014 tarihinde yayınlanmıştır.
YAZARLAR
Haluk DİRESKENELİ
- Soma felaketi umarız son olur
Önceki ve Sonraki Yazılar