Önceleri TÜİK’den şüphelenmedim değil.
Devletin istatistik kurumu, seçimlere topu topu 10 gün kalmışken tuttu gelir dağılımı istatistiklerini paylaştı.
Neymiş? Nüfusumuzun en zengin yüzde 20’lik bölümü toplam ülke gelirlerinin yaklaşık yarısını alırken alttaki en fakir yüzde 20 ise sadece yüzde 6 pay alabiliyormuş.
Üstelik en azından son 10 yıldır bu tablo yaklaşık aynıymış.
Yani, bunlara bakarsak memlekette çok derin bir gelir adaletsizliği var; üsttekiler memnun, altta kalanın canı çıkmakta. TÜİK’in bu yaptığı, düpedüz bozgunculuk.
Üstelik üşenmemiş, bir de gelir dağılımı eşitsizliğini ölçen Gini Katsayısını açıklamış. Bu katsayı, dünyada gelir dağılımı en bozuk ülkeler arasında olduğumuzu gösteriyor.
Ama tam da seçimler yaklaşırken sırası mıydı?
Herhalde bir zamanlama hatası olmuştur derken seçimlere tam bir hafta kala TÜİK, bu kez de Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nı yayımladı. Tabii şüphelerim iyice arttı. TÜİK, iktidarın kuyusunu kazıyor dedim.
Araştırmaya göre; -ülkedeki ortalama gelirin yüzde 70’ini yoksulluk sınırı olarak kabul edersek- vatandaşın yaklaşık yüzde 30’u yoksul. Fakir fukara sayısı son 10 yılda 2,5 milyon kadar artmış. Daha da kötüsü yoksulluk oranı son 10 yıldır neredeyse hiç değişmemiş.
Nüfusun yaklaşık yüzde 30’u maddi yoksunluk, altıda biri maddi ve sosyal yoksunluk çekiyor. Yaklaşık üçte biri ise yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında.
Nüfusumuzun yüzde 60’dan fazlası borçlu.
Yüzde 60’ı bir haftalık tatil masrafını karşılayamıyor.
Yüzde 40’tan fazlası iki günde bir içinde et, tavuk ya da balık bulunan herhangi bir yemek yiyecek parayı bulamıyor.
Yüzde 30’dan fazlası karşısına beklenmedik bir harcama çıkarsa ne yapacağını şaşırıyor.
Yüzde 65’den fazlası yıpranmış veya eskimiş mobilyalarını yenileyemiyor.
Yarısından fazlasının bir otomobili ya da bilgisayarı yok.
Yanlış anlamayın, bunlar resmi araştırmanın sonuçları, yoksa kafamdan uydurmuyorum. TÜİK açıktan söylemiyor ama yoksul bir millet olduğumuzu, üstelik yıllardır bu gerçeğin bir türlü değiştirilemediğini ima ediyor resmen.
İlk araştırmanın üzerine bir de bu gelince tamam dedim, TÜİK seçimlerin sonucunu belirledi. Bu rakamları gören seçmenlerin oyu şimdiden bellidir. Muhalefet yaşadı.
Ama yanılmışım. Seçimler yapıldı. İktidardaki ittifak oyların çoğunluğunu aldı.
Ben nerede yanlış yaptım diye kara kara düşünürken TÜİK yine ortaya çıktı.
Seçimlerden iki gün sonra yeni bir araştırma daha yayımladı.
Buna göre; ülkede kendini mutlu hisseden gençlerin oranı yüzde 84,3 olmuş. Üstelik bu oran her yıl yükseliyormuş. Gençlerin yüzde 67'si almış olduğu eğitimden, yüzde 82,4'ü çalıştığı işinden, yüzde 52,9'u elde ettiği kazançtan memnunmuş.
Bir de saptaması var TÜİK araştırmasının: Gençlerin mutluluk kaynakları sağlık, başarı ve sevgi imiş.
Hah dedim, şimdi oldu. Nereden çıkarıyorsun parayla mutluluk olacağını? Muhalefet de zannediyor ki memlekette yoksulluk var diye oylar kendisine gelecek. Gençleri bu kadar mutlu olan bir ülkede muhalefete oy verilir mi?
Doğrusunu isterseniz, TÜİK’in bu araştırmaları kafamı iyice karıştırmadı da değil. Ama sonra neyse ne dedim, ben mi kurtaracam bu memleketi?
Bu vesileyle mutlu gençlerimize ikinci turda hayırlı oylar, sizlere de sağlık, başarı ve sevgi dolu günler diliyorum.