Enerji Günlüğü - Türkiye'de meteorolojik kuraklığın su kaynaklı elektrik üretiminde yol açtığı azalma ilk ay doğalgaz, ilerleyen dönemde ise kömür ile ikame ediliyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından, Kurak Dönemlerde Elektrik Üretim Kaynakları Arasındaki İkame ve Bu İkamenin İthalat Üzerindeki Etkileri başlıklı bir not yayınladı.
Evrim İmer Ertunga ve İbrahim Ünalmış imzasını taşıyan çalışmada, kurak geçen dönemlerde elektrik üretim kaynakları arasındaki ikamenin yapısı analiz ediliyor. Bunun dış ticaret dengesi üzerindeki olası sonuçları da ele alınıyor.
Enerji Günlüğü'nün incelediği çalışmada, düşük yağış miktarının, hidroelektrik kaynaklı elektrik üretiminde azalmaya yol açtığı tespitine yer veriliyor. Bu azalma kısa vadede doğal gaz tarafından ikame edilse de, orta vadede her iki kaynağı da kömürün ikame ettiği vurgulanıyor.
Çalışmanın sonuç bölümünde, "Doğal gazın tamamına yakını ithal edildiğinden kuraklığın Türkiye’nin dış ticareti üzerindeki enerji kaynaklı olumsuz etkisinin büyük ölçüde geçici olduğu" ifadesine de yer veriliyor.
Söz konusu çalışma için Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hesaplanıp ve Merkez Bankası'na gönderilen Standart Yağış Eğrisi (SYE) verilerinden yararlanılırken, 2001-2002 ve 2008-2009 yıllarında benzer şiddette kuraklık yaşandığı ancak endeksin 2014 yılının ilk çeyreğinde ulaştığı değerin, yaşanan kuraklığın diğer dönemlerden daha ağır seyrettiğini ortaya koyduğu vurgulandı.
Elektrik üretimindeki yerli kaynakların sırasıyla %24,2’lik oran ile hidroelektrik ve %15,1’lik oran ile de linyit kömürü (EPDK, 2012) olduğu, buna karşın, elektrik üretiminin %55,3’ünün ithal kaynaklara dayandığı, bunun %43,2’sini doğal gaz, %12,1’ini ise ithal kömürün oluşturduğu kaydedildi.
MB POLİTİKALARI İÇİN ÖNEMLİ
Yayınmlanan notta, söz konusu çalışmanın neden yapıldığına da değinilirken,hidroelektrik üretimindeki azalmayı ikame edecek üç kaynaktan ikisinin (kömür ve doğalgaz) http://enerjigunlugu.net ithal edildiğine dikkat çekildi ve şöyle denildi:
"Dolayısıyla kuraklıktan dolayı artacak enerji ithalatı talebinin hem döviz talebi hem de cari işlemler dengesi üzerinde yaratacağı etki Merkez Bankası politikaları açısından önem taşımaktadır. Buna ek olarak, kuraklığın etkilerinin ne zaman ortaya çıkıp, ne zaman ortadan kalktığı sorularının cevapları da politika yapıcılar için yol gösterici olabilecektir."
Çalışmada Ocak 2003-Mart 2014 dönemini kapsayan aylık veri kullanıldı. Veri setinde yer alan kapasite kullanım oranları Türkiye Elektrik İletim AŞ’den sağlanan kurulu kapasite ve üretim verileri kullanılarak hesaplandı. Kuraklık için ölçü olan SYE ise Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hesaplandı.
Yağış miktarındaki düşüşün hidroelektrik üretiminde yol açtığı düşüşün, ilk aylarda doğal gaz çevrim santrallerindeki üretim artışıyla telafi edildiği, kömür kullanımının ilk iki ay istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde artmadığı, ancak üçüncü aydan itibaren artış gösterdiği sonucuna ulaşıldı.
Kömürlü santrallerin üretimi hızlı bir şekilde artıramamasının sebebi olarak (kömür tedarik zincirinin daha yavaş çalışması) gösterildi. Üçüncü aydan itibaren kömür santrallerinin kullanımındaki artışla beraber doğal gaz kullanımının azaldığı ve altıncı aydan sonra da anlamlılığını yitirdiği gözlendi.
Doğal gaz kullanımının artışının kısa süreli olmasında maliyet unsurunun önemli olduğu görüşüne yer verilirken "Nitekim doğal gaz elektrik üretimindeki en pahalı enerji kaynağıdır" ifadesi kullanıldı.
Merkez Bankası'nın çalışmasında, enerji sektöründe kapasite artırımı büyük yatırımlar ve zaman gerektirdiğinden kısa vadede toplam kapasitenin sabit kaldığı var sayımı kullanıldı. Bu bağlamda kapasite kullanımının düşmesi, üretimin azalması olarak yorumlandı.
Mehmet KARA