1. HABERLER

  2. DOĞALGAZ

  3. İsmayıl: Türkiye için “Rusya’ya rağmen” dönemi

İsmayıl: Türkiye için “Rusya’ya rağmen” dönemi

Doç. Dr. Toğrul İsmayıl, Türkiye’nin bundan böyle Rusya'yı rencide etmeden bağımsız bölgesel enerji projeleri geliştirmesi gerektiğini söyledi.

İsmayıl: Türkiye için “Rusya’ya rağmen” dönemi

Enerji Günlüğü - TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Enerji Günlüğü Yazarı Doç. Dr. Toğrul İsmayıl, Türkiye’nin bundan böyle Moskova’ya rencide etmeden Rusya’ya rağmen bölgesel enerji projeleri geliştirmeye odaklanması gerektiğini savundu.

Aynı zamanda Enerji Günlüğü yazarları arasında yer alan Doç. Dr. Toğrul İsmayıl, Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) ve İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi (İPAR) tarafından Ankara’da düzenlenen “Kardeşlikten Stratejik Ortaklığa Giden Yol: TANAP” başlıklı çalıştayda bir konuşma yaptı. İki ülke arasındaki dostluk ve ilişkilerin gelişimi açısından “kardeş ülke” söyleminin önemli olduğunu ancak bunun yanında jeopolitik ve jeostratejik ilişkilerin de dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Bugün Türkiye-Azerbaycan arasında özellikle enerji ortaklığının da başarıyla devam ettiğine işaret eden Doç. Dr. İsmayıl şunları söyledi:

“Karşılıklı yararlı projeler gerçekleşmekte. Bir nevi bu kardeşlik söylemleri altında ekonomik ve stratejik işbirlikleri de gerçekleşiyor. Türkiye, Azerbaycan'ın yanında yer alan ilk ülkedir. Güvenli bir ortağıdır. Türkiye kendisini bağımsız ve güçlü bir ülke olarak nitelendiriyor. TR jeopolitik bölgesel güç olma noktasına ilerliyor. Ciddi şekilde değerlendirmek lazım. Bunun karşı tepkileri de doğurması kaçınılmaz.” 

PROJELER EKONOMİK DEĞİL STRATEJİK

Bölgede, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonraki projelerin ekonomik değil, jeopolitik nitelik taşıdığını ifade eden Doç. Dr. İsmayıl şöyle konuştu: “BTC aslında tüm ekonomistlerin söylediklerinin aksine büyük ve ciddi bir jeopolitik projeydi. Bu yeni bir başlangıca yol açmıştır. Yeni bir resim ve tablo ortaya çıkmıştır. Örneğin biliniyor ki Türkiye’nin kendi gazı yok. Transit bir ülkedir. Bu durum, Türkiye'nin Azerbaycan'a atfettiği önemi de ortaya koyuyor.  Azerbaycan için ise Türkiye bir yandan transit ülke aynı zamanda enerji ürünlerinin hedef ülkesidir. Bu da bağımlılık yaratıyor. Azerbaycan, kendi enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa ve dünyaya da naklediyor.” 

AZERBAYCAN RUSYA’YA YÖNELSEYDİ...

BTC, BTE ve TANAP projeleriyle Azerbaycan-Türkiye işbirliğinin stratejik bir ittifaka doğru yol aldığını kaydeden İsmayıl, “Bunun altını doldurmak zorundayız. Türkiye’nin önemli bir enerji kavşağı haline gelmesi de Türklerin kardeş milleti olan Azerbaycan Türkleri sayesinde, bizlerin biraz da özveriyle, Rusya baskısına rağmen bu işin altına girmemizdendir. 

Azerbaycan diğer Orta Asya Devletleri gibi Rusya'ya yönelmiş olsaydı ne Bakü Tiflis Ceyhan, ne de Bakü Tiflis Erzurum olmazdı. Bunların farkında olmalıyız. Bunları bilmeliyiz. Bunlar farkında olmamız gereken tercihlerdir” diye konuştu.

KESİNTİSİZ POLİTİKA: ELÇİBEY, ALİYEV, ALİYEV

Azerbaycan Türkiye ilişkilerinin bugünkü seviyesine ulaşmasının yolunu Bakü tarafındaki aktörlerin açtığını vurgulayan Doç. Dr. Toğrul İsmayıl şöyle dedi:

“Bu yolu açan da Bakü'de Ebulfez Elçibey tarafından başlatılan, daha sonra Haydar Aliyev tarafından izlenen, bugün de İlham Aliyev tarafından başarıyla devam ettirilen çok akılcı başarılı politikalardır. Bu başarılar olmasaydı, bugün TANAP da olmazdı. Azerbaycan birincil enerji kaynağı tedarikçilerinden biri haline gelmeseydi, TANAP olamazdı. Sadece gaz ve enerji ürünlerinin kullanılması anlamında değil, Azerbaycan'ın Türkiye'de başka yatırımlar yapması da önemlidir.” 

KARABAĞ SORUNU ENERJİ GÜVENLİĞİNE TEHDİTTİR

Türkiye’nin kardeş ülke için hep güvenilir bir ortak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. İsmayıl, “Enerjiyi konuşurken şunu da atlamamak gerekiyor. Bölgede enerji güvenliğini tehdit eden bir ihtilaf söz konusu. Bu da Dağlık Karabağ meselesidir. Yakın geçmişte üç günde ortaya çıkan bazı sorunlar, bunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal altındadır. Bu devam ettikçe, söz konusu tehdidin devam etmesi kaçınılmazdır. Ermeniler son çatışmalardan sonra ellerindeki füzeleri, özellikle hammadde nakledecek boru hatlarını vurma tehditlerinde de bulunuyorlar. Bu da ciddiye alınması gereken noktalar. Bu konu açık şekilde işlenmiyor. Bence bunu açık şekilde Batı'ya Avrupa'ya dünya kamuoyuna yansıtmalıyız. Maalesef bu konuda geri kalıyoruz.” 

AVRUPA BİRLİĞİ İSTİKRARA KATKI SUNMALI

Avrupa Birliği, ABD ve Türkiye'nin bundan sonra da müttefik ve itilafları çözen ülkeler olarak devreye girmeleri gerektiğini kaydeden Toğrul İsmayıl, “MİNSK Grubu var ama ortada bir başarı yok. Türkiye de buraya üye. Ama ne kadar güçlü olursanız olun, MİNSK Grubu'nda eş başkanlardan biri Türkiye olmadığı sürece bu sorunun çözülmesi imkansızdır. Bölgede tarafsız bir başkan lazımdır. AB'ye baskı yapılması gerekiyor. Sorumluluk üstlenmesi lazım. Eğer AB o bölgeden doğalgaz veya petrol tedarik ediyorsa oradaki ihtilafın çözümüne yönelik hiçbir katkıda bulunmuyorsa onlar sorumluluk almaktan kaçınıyorlar demektir. Stratejik enerji ittifakında sadece almak değil, vermek de söz konusudur. Bunu açık şekilde bildirmemiz gerekiyor. İhtilafın barışçı yollarla en kısa sürede çözülmesine yardımcı olmak da çok çok önemlidir. Ermenistan'ın devam eden işgali ile komşu ülkelere yönelik toprak iddiaları bölgede ihtilafların çözülmesini engelliyor. Erivan yönetimi, kendisini siyasi, ekonomik ve askeri uçuruma yuvarladı. Bu gidişle Ermenistan'ın bölgesel yapılara uyum sağlaması çok zor.”

DUYGUSALLIK YERİNE GERÇEKÇİLİK LAZIM

Tüm olumlu gelişmelere rağmen, gelinen noktada Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin beklentilerin çok uzağında kaldığı görüşünü dile getiren Toğrul İsmayıl, “Bunun gerçek sebebi de, her iki tarafın da aşırı güvenle birbirlerini ihmal etmeleridir. Kardeşiz diyoruz ama birbirimizi ihmal ediyoruz. Her iki taraf da birbirini desteklemek için ciddi çaba gösteriyor. Aşırı duygusallık ve yüksek beklentiler yerine gerçekçi uygulanabilir politikaların koyulması lazım” ifadelerini kullandı.  

RUSYA’YA RAĞMEN PROJELER ZAMANI

Türkiye’nin son dönemdeki gelişmeler ışığında bölgeye yönelik projeler konusundaki yaklaşımlarını değiştirmesi gerektiğini ifade eden Toğrul İsmayıl “Eğer Türkiye sadece köprü değil enerji merkezi olmak istiyorsa bu projeleri kendi başına ya da arkasına diğer güçleri de alarak ilerletmesi gerekiyor. Türkiye bugüne kadar Rusya'yı göz önünde bulundurarak politika geliştirmeye çalıştı. Ama uçak krizinden sonra Rusya'yı rencide etmeden, Rusya'ya rağmen projeler yapılmasının zamanı gelmiştir. Bunların yapılması yararlıdır” dedi.