Enerji Günlüğü - Artan sıcaklıkların ve hava kirliliğinin bugün doğan bir çocuğun sağlığını yaşamı boyunca olumsuz etkilediği kaydedildi.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun açıklamasına göre, hakemli tıp dergisi Lancet'te yayımlanan “Lancet 2019 Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım Raporu (Lancet Countdown)” adlı yeni rapor, iklim değişikliğinin hali hazırda çocukların sağlığına zarar verdiğini ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşılamadığı durumda bir neslin tamamının refah seviyesini etkileyeceğini ortaya koyuyor.
Yüksek karbon emisyonları ve iklim değişikliğinin mevcut şekliyle devam ettiği bir senaryoda bugün dünyaya gelen bir çocuk, 71. yaş gününde yaklaşık 4˚C ısınmış bir dünya ile karşılaşacak. Bu durum, gelecek neslin sağlığının, hayatlarının her aşamasında tehdit altında olması anlamına geliyor. Paris Anlaşması, bugün doğan bir çocuğun 31 yaşına geldiğinde, gelecek nesillerin daha temiz hava, güvenli içme suyu ve besin değeri yüksek gıdaların güvence altına alındığı, küresel ölçekte 2050 net sıfır hedefine ulaşıldığı bir dünyada yaşaması anlamına geliyor.
ENERJİ SEKTÖRÜ DÖNÜŞMELİ
İklim değişikliğinden kaynaklanan geniş çaplı sağlık etkilerini inceleyen araştırma, küresel ölçekte Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen iklim hedeflerine ulaşmak ve gelecek neslin sağlığını korumak için, enerji sektöründeki dönüşüm gereksiniminin altını çiziyor. Küresel ısınmayı en fazla 1,5°C ile sınırlamak için CO2 emisyonlarında 2019-2050 arasında yıllık en az %7,4 azaltım gerekiyor.
Raporun öne çıkan bulguları şöyle:
Bugün doğan bir çocuk, fosil yakıtlar ve artan sıcaklıkların etkisiyle ergenlik ve yetişkinlik dönemleri boyunca daha fazla toksik hava soluyacak. Bu durum, özellikle akciğerleri gelişmekte olan gençlere zarar veriyor. Bu nedenle hava kirliliği, akciğer işlevinin azalmasına, astımın ilerlemesine, kalp krizi ve felç riskinin artmasına sebep oluyor.
Bugün doğan çocuklar ergenlik dönemine geldiklerinde hava kirliliğinin etkisi daha da artmış olacak. Modelleme çalışmalarına göre 2016'da dünya genelinde fosil yakıtlardan kaynaklı hava kirliliği (PM2,5) nedeniyle -440.000'i kömür üretimi ve tüketiminden olmak üzere- 2,9 milyon erken ölüm gerçekleşti. Türkiye’de ise fosil yakıt kaynaklı hava kirliliğine bağlı erken ölümler 11.000’i kömür kaynaklı olmak üzere toplam 26.000.
Sıcaklık artışının, yetersiz beslenme ve artan gıda fiyatları gibi sonuçlarının yükünü en çok çocukların taşıyacağı öngörülüyor. Küresel ölçekteki verim potansiyeli geçtiğimiz 30 yılda, mısırda %4, kışlık buğdayda %6, soya fasulyesinde %3 ve pirinçte %4 gerilemiş durumda.
Bulaşıcı hastalıklardaki artıştan en çok etkilenecek kesimin de çocuklar olması öngörülüyor. Enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına sebep olan iklim koşulları açısından 2018 yılı kayıtlara geçen en kötü ikinci yıl oldu. İklim değişikliği İklim değişikliğine duyarlı enfeksiyonlar olan Sıtma ve Deng ateşi gibi hastalıkların yanı sıra Vibrio bakterisinin birçok türü, deniz yüzey ısısı ve tuzluluğundaki değişiklikler nedeniyle yaygın enfeksiyonlara neden oluyor. Türkiye’de ise kıyı bölgelerinin %60’ının ishalli hastalıklara yol açan Vibrio bakterisi için elverişli olduğu tespit edildi. Bu oranın 1980’li yıllara göre %10 arttığı görülüyor.
4 TEMEL EYLEM ALANINDA HAREKETE GEÇİLMESİ ÇAĞRISI
Lancet raporu yazarları, iklim değişikliğinin büyük ölçekli sağlık etkilerine ilişkin belirledikleri dört temel eylem alanında harekete geçilmesi için çağrıda bulunuyor.
1) Dünya çapında kömürlü termik santrallerin tamamının hızla ve acilen kapanmasını sağlamak.
2) Yüksek gelirli ülkelerin, düşük gelirli ülkelere yardım etmek amacıyla 2020’ye kadar yıllık 100 milyar ABD doları değerinde uluslararası iklim finansmanı taahhütlerini yerine getirmesini sağlamak.
3) Yürüyüş ve bisiklet kullanımının artırılması için erişilebilir, maliyet etkin, verimli toplu taşıma ve aktif ulaşım sistemlerinin, bisiklet yolları, bisiklet kiralama veya satın alma gibi programlarla geliştirilmesini sağlamak.
4) İklim değişikliği sebebiyle oluşacak sağlık hasarının acil durum ve sağlık hizmetleri kapasitesini etkilememesi amacıyla sağlık sisteminin uyumuna yönelik büyük ölçekli yatırım yapmak.