MEHMET KARA
Enerji, özellikle de elektrik üretim sektörü Türkiye’de son 15 yılda hızlı büyüdü. Bu büyüme, sektöre yönelik ilgiyi de zirvelere taşıdı.
Büyük ölçekli termik ve hidroelektrik santral yatırımları, son yıllardaki büyümede başı çekti elbette. Ancak sektöre yönelik ilgi artışının nedeni bu olamazdı tabii. Öyle ya, devasa enerji yatırımı yapabilecek ölçekte finansal güce sahip olanlar sınırlıydı.
Peki neydi bu ilgi artışının arkasında yatan? Aslında bu sorunun cevabı tek kelimeyle özetlenebilir: Güneş! Ama bunun yanına rüzgar kelimesini de eklemezsek haksızlık edermişiz gibi bir his var içimde.
Evet, güneş enerjisinin en küçüğünden en büyüğüne işletme sahiplerine, hatta evinde oturan vatandaşa sağladığı fırsatlar sözünü ettiğimiz ilgi artışının arkasında yatan ana faktör.
Özellikle de güneş enerjisinin, sokaktaki insana bile kendi elektriğini üretme fırsatı sunması, en azından bunun yapılabilirliğine duyulan inancı pekiştirmesi sayesinde enerji konusu kendisine geniş bir taban buldu.
Bu ilgi halen devam ediyor. Ancak kendi konutu için elektrik üretme merakı, enerji yatırımcısı refleksinden çok farklı değerlendirilmeli. Asla küçümsemek istemem ama hane halkının evinde tükettiği elektriği üretme dürtüsü, elektrik faturasını aşağıya çekmek için daha tasarruflu cihazlar satın almasından pek farklı sayılmaz.
Ancak mal, ürün ve hizmet üreten işletmelerde durum farklı. Onlar açısından kendi elektriğini üretmek, önemli maliyet kalemlerinden birini aşağıya çekmek anlamına geliyor. Yani yürüttüğü ekonomik ya da ticari faaliyetin ayrılmaz bir parçası.
Bu arada, kendi esas faaliyetlerine katkı amacıyla enerji işiyle tanışan pek çok iş dünyası aktörünün, enerji sektöründe nasıl pozisyon alırım, nasıl yatırım yaparım diye fırsat kolladığını, en azından bu konuya kafa yorduğunu bariz şekilde görüyoruz.
Pek de haksız sayılmazlar. Başta da söylediğimiz gibi son yılların gözde sektörü enerji.
Ama enerji sektöründe herkes oyuncu olacak diye bir kural da yok. Ama yatırımcı olmak bugün dünküne göre daha bir mümkün. Çünkü son yıllarda sektörde öne çıkan büyük oyuncuların halka arzlara yöneldiğine tanık oluyoruz.
Zorlu Enerji, Aksa Enerji ve Akenerji hisseleri zaten Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Ama elektrik alanındaki en büyüklerden Enerjisa Enerji ve doğalgaz alanındaki en büyük oyuncu Aksa Doğalgaz da halka arz yoluyla Borsa İstanbul’a gelmeye hazırlanıyor.
Bu hakla arzlardan hisse alınarak da yatırımcı olunabilir. Tabii bu söylediklerimi, sermaye piyasalarında yatırım tavsiyesi olarak almayın. Amacım sadece bu konudaki bir fırsata işaret etmek.
Sözünü ettiğimiz oyuncuların hisselerinin piyasaya çıkması, onların kurumsal kimlikleriyle de Borsa İstanbul’da sahne almaları anlamına geliyor. Yani kısa yoldan köşeyi dönme mantığıyla değil ama bu halka arzları sektöre yatırımcı olarak adım atmak için bir ilk adım olarak değerlendirmek mümkün.
Tabii fiyatı düşük müdür, yüksek midir konularına girmek bizim işimiz değil, onu da yatırım danışmanınıza sorun en iyisi.
Mehmet KARA