Enerji Günlüğü - Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), ABD’nin en büyük petrol üreticilerinden Continental Resources ve 17 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren TransAtlantic Petroleum ile Diyarbakır Havzası’ndaki konvansiyonel olmayan petrol ve gaz kaynaklarımızın geliştirilmesi için Ortak Girişim Anlaşması imzaladı.
TPAO’nun öncülüğünde yürütülecek proje, en güncel çevresel ve teknolojik uygulamaları temel alarak bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının sürdürülebilir bir yaklaşımla ekonomiye kazandırılmasını hedefliyor. Ayrıca, proje kapsamında yerli iş gücünün eğitimi ve teknik bilgi transferi de sağlanacak.
“TÜRKİYE’DE PETROL ARAMACILIĞINDA YENİ BİR DÖNEM”
Anlaşmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu iş birliğinin Türkiye’de petrol ve doğal gaz aramacılığında yeni bir dönemi açtığını ve Türkiye’nin petrol ve gaz kaynaklarını ekonomiye kazandırma hedefine büyük katkı sağlayacağını kaydetti. Bayraktar, “En güncel çevresel ve teknolojik uygulamalarla yürütülecek projede, yerli iş gücünün eğitimi ve teknik bilgi transferi de sağlanacak” dedi.
DİYARBAKIR’DAN SONRA SIRA TRAKYA’DA
Bayraktar, “Yeni bir teknoloji ile hem Diyarbakır'da hem de Trakya'da çok ümitkar olduğumuz bir proje için harekete geçtik. Amerika’da imzasını attık. İnşallah Türkiye’yi bambaşka bir seviyeye getirecek. Bu anlaşma ve devamında yapacağımız çalışmalarla önce Diyarbakır bölgesinde daha sonra Trakya'da Türkiye'yi inşallah Türkiye Yüzyılı’nda enerjide tam bağımsız kılacağız. Önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde Türkiye'yi enerjide net ihracatçı bir ülke yapacağız” dedi.
TARTIŞMALI KONVANSİYONEL OLMAYAN GAZ VE PETROL
Kayaç gazı diye de bilinen Şeyl gazı, kil, Kuvars (silisyum oksit, yani kum taşı) ve kireç karışımından oluşmuş bir fosil yakıtı. Kayaç gazını çıkartabilmek için normal petrol kuyularından farklı olarak hidrolik çatlatma teknolojisi kullanmak gerekiyor. Öncelikle dikey değil yatay kuyu delmek, ardından da bu yatay bağlantı boyunca 30-40 yerde delik açıp çok yüksek basınçta kimyasal karıştırılmış su vermek gerekiyor. Bu basınçla kayaların arasına sıkışmış olan gaz harekete geçirilip toplanıyor.
Basınçlanan tonlarca suyun etkili olabilmesi için bir dizi kimyasal madde suya karıştırılıyor. Bu kimyasal bileşimlerin hem sınırlı su kaynaklarını kirlettiği, hem de toprağa karışarak bölgenin ekosistemini bozduğu kaydediliyor. Kayaç gazı sondajlarının yapıldığı bölgelerde depremlerin tetiklendiği de bir diğer bulgular arasında. Ayrıca çevreciler, şeyl kayalarının parçalanması aşamasında atmosfere sızan metan gazına dikkat çekiyorlar. Çünkü metan gazı sera gazı olarak karbondioksitten 25 kat daha etkili. Tüm bu nedenlerden dolayı bazı ülkeler bu sondaj yöntemini yasaklamış durumda.