MEHMET KARA

Türkiye son bir haftadır gündür, doğalgaz ve elektrik fiyat tarifelerinde yapılan değişikliği tartışıyor. Konut tarifeleri yüzde 9, sanayi ve ticarethane tarifeleri yüzde 14 zam gördü. 

En çok dikkat çeken değişiklik, elektrik üretim amaçlı doğalgaz fiyatına getirilen yüzde 49.5’lik zam oldu. 

Bu artışların tüm mal ve hizmet fiyatlarına yansıyacağı kesin. Ancak yeni uygulamanın enerji sektörünün çok daha derin bir anlamı olduğu da ortada. 

Görünen o ki Türkiye 2001 yılında başlayan enerjide liberalizasyon yolculuğuna devam edecek. Elektrik dağıtımı tamamen özelleşti, devlet santral kurmaktan vazgeçti, elindekileri özel sektöre devrediyor. 

Ancak liberalizasyon yolculuğunun can alıcı noktası, elektriğin bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp ticari ürüne dönüştürülmesiydi. İşte bu konuda istenilen noktaya gelinebilmiş değil. Nedeni de serbestleşmenin elektrik fiyatlarını yukarıya taşıyacağı, bunun siyasi sonuçlarının olacağı endişeleriydi. 

Yeni Bakan Fatih Dönmez’in göreve geldikten sonra attığı ilk ciddi adımın, maliyet bazlı fiyatlandırmayı sağlamaya yönelik olması, söz konusu endişelerin en azından şimdilik bir kenara bırakıldığını ortaya koyuyor. 

Bu adımların devamı gelirse, daha sağlıklı ve öngörülebilir bir elektrik piyasasına geçiş hızlanabilir. 

Sanayici ve tüccar ise bu sürece uyum sağlamak için, enerjiyi sabit değil, yönetilmesi gereken bir maliyet kalemi olarak görüp, buna göre davranmak zorunda. 

Mehmet KARA - Enerji Günlüğü
Not: Bu yazı 2 Ağustos 2018 tarihinde DÜNYA Gazetesi'nde yayınlanmıştır.