Elektrik piyasasında tedarikçi firmalar arasında rekabetin artmaya başladığının ipuçları giderek daha fazla göze çarpıyor. Özellikle büyük ölçekli tedarik şirketlerinin, serbest tüketici statüsünü elde eden tüketicilere yönelik promosyon çalışmaları bunlardan en çok dikkat çekeni.
Geçtiğimiz hafta Zorlu Elektrik, Türk Hava Yolları ile özel bir kampanyaya imza atmıştı. Varılan anlaşmaya göre, THY’nin müşteri sadakat programı Miles&Smiles üyelerinin, aboneliklerini Zorlu Elektrik’e taşımaları halinde fatura tutarlarına göre uçuş mili kazanacakları duyurulmuştu.
Açıklamaya göre Zorlu Elektrik müşterileri kazandıkları bu millerle ister uçak bileti alıp, isterlerse Türk Hava Yolları'nın sanal mağazası Shop&Miles üzerinden alışveriş yapabilecekler. 2016 itibariyle aylık elektrik faturası 125 TL'nin üzerindeki elektrik müşterileri de Zorlu Elektrik'e geçerek kampanyadan yararlanmaya başlayabilecekler. Üç yıl boyunca geçerli olacak bu kampanya ile Zorlu Elektrik müşterilerine toplam 300 milyon Mil kazandırılması hedefleniyor.
Zorlu Elektrik’in kampanyasının üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden, rakip firmalardan CLK Boğaziçi Elektrik de bir kampanya duyurusu yaptı. Sektörü yakından izleyen birisi olarak, kampanyanın bizce en dikkat çeken yanı, Zorlu Elektrik’te olduğu gibi, yine hava yolu hizmetlerinin promosyon malzemesi olarak kullanılması. Üstelik CLK Boğaziçi Elektrik Zorlu’dan farklı olarak, erken davranan belli sayıda tüketiciye uçuş mili biriktirmek yerine, doğrudan yurt dışı gidiş dönüş uçak bileti hediye edecek. Hediyeyi hak eden elektrik aboneleri, THY ya da onun da üyesi bulunduğu Star Alliance üyesi şirketlerin uçaklarıyla uçurulacak.
Ancak CLK’nın kampanyası sadece ticarethane abonelerini kapsıyor. Yine de, konut abonelerinin çoğunluğunun serbest tüketici statüsü elde edilemediği düşünülürse, her iki markanında da aslında bu kampanyaları ticarethane abonelerine yönelik başlattıklarını kabul etmek lazım.
Elektrik tedarik şirketleri arasındaki rekabetin arttığına yönelik yeni işaretlerin önümüzdeki dönemde de sıklıkla karşımıza çıkacağını söylemek mümkün. Daha önce bilişim sektörü oyuncularıyla, özellikle telekomünikasyon sektörü ile işbirliklerine giderek, ucuza konuşma hakkı ve ucuz internet ve televizyon bağlantısı gibi avantajlar sunan elektrik tedarikçilerinin, başka sektörlerle de işbirliğine yönelik hazırlıkları olduğunu biliyoruz.
Bütün bu çalışmaların, elektrik piyasasındaki serbestleşmenin giderek daha çok tabana yayılmasına katkı sunacağı kesin. Bu konudaki bilinçlenmenin, serbest tüketici limitinin sıfırlanmasını sürekli öteleyen EPDK’yi de daha hızlı davranmaya itmesini diliyoruz.
Çünkü madem ki elektrikte piyasalaşmanın bir nimeti, bir hikmeti olduğu düşünülüyor (ki öyle olmasa niye serbestlik tercih edilsin?) bunlardan yararlanmayı en çok küçük ölçekli tüketicilerin hak ettiğini düşünüyorum.
Bu vesileyle daha önce defalarca yazdığımız, sosyal tarifeye geçiş de, serbest tüketici limitinin sıfırlanmasıyla eş zamanlı şekilde devreye sokulmalı. Yani, hemen herkes serbest tüketici ilan edilmeli ve belli bir miktarın altındaki elektrik tüketiminden ücret alınmamalı ya da çok daha düşük ücret alınmalı. Telekomünikasyon sektöründe bunun örneği var. Genişbant internet hizmeti sunan şirketlerin, adil kullanım hakkı diye ifade ettikleri, kotasını dolduran tüketiciye verilen hizmetin tamamen kesilmesi yerine belli bir hızda internete bağlantı hakkını kullanmaya devam etmesi gibi.
İşte iki tedarik şirketinin rekabette öne geçmek için devreye aldıkları kampanyaların aklımıza getirdikleri…