Enerji Günlüğü - Hidrojen ve biyometan gibi düşük karbonlu gazların 2040 yılına kadar küresel doğalgaz arzının % 7'sini oluşturabileceği ve yılda 500 milyon ton CO2 salımının önlenebileceği kaydedildi.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı 2019 yılı enerji görünümü raporuna göre mevcut doğalgaz altyapısı, hidrojen ve biyometan gibi düşük karbonlu gazların kullanımını arttırmada önemli bir rol oynayabilir. Mevcut doğalgaz şebeke altyapısının henüz bir iletim ağı bulunmayan düşük karbonlu bu gazların iletiminde kullanılmasının bu konuda yardımcı olabileceği kaydedilen raporda Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosuna göre, düşük karbonlu gazlar 2040'da küresel doğalgaz arzında yüzde 7 paya sahip olacak. 2040'ta Çin ve Avrupa Birliği'ndeki toplam gaz arzının % 15'inden fazlası düşük karbonlu gazlardan oluşacak. Küresel olarak gaz şebekesinde doğalgaz yerine düşük karbonlu hidrojen ve biyometanın harmanlanması durumunda 2040 yılında yılda yaklaşık 500 milyon ton CO2 salımı engellenecek.
BİYOMETAN HİÇ BİR DEĞİŞİKLİK GEREKTİRMİYOR
Biyometan büyük ölçüde doğal gazdan ayırt edilemez ve bu nedenle iletim ve dağıtım altyapısında veya son kullanıcı ekipmanında herhangi bir değişikliğe ihtiyaç duymadan kullanılabilir. Bugün dünya genelinde yaklaşık 2,5 milyon ton petrole eşdeğer (mtoe) biyometan üreten 700'den fazla biyometan tesisi bulunuyor.
IEA’nın Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosuna göre, 2040 yılında biyometan kullanımı 200 Mtoe'nin üzerine çıkabilir ve gaz şebekelerine 25 Mtoe'dan fazla düşük karbonlu hidrojen enjekte edilebilir.
HİDROJEN KARIŞIMINDA SINIRLAMALAR VAR
Bununla birlikte, günümüzde hidrojen karışımına ilişkin düzenlemelerin, genel olarak doğalgaz tedarik şartnamelerine veya şebekedeki en hassas ekipman parçasının toleransına dayanması nedeniyle hidrojen harmanlama oranına düşük düzeylerde izin verildiği kaydedildi.
GAZ ŞEBEKESİNDE HİDROJEN HARMANLAMA ORANI EN FAZLA YÜZDE 6
Ülkelerin gaz şebekesine izin verdikleri hidrojen oranlarını da açıklayan rapora göre, bu konuda en yüksek oran yüzde 6 iken en düşük oran ise yüzde 2. Fransa yüzde 6 ile gaz şebekesinde hidrojen karışımına en fazla oranda izin veren ülke olurken, onu yüzde 5 ile İspanya, yüzde ile 4 ile Avusturya, yüzde 2 ile Almanya ve yüzde 1 ile İsviçre izliyor.
DÜŞÜK KARBONLU GAZLARIN ÜRETİMİ PAHALI
IEA, çok çeşitli kullanım alanlarına sahip olan bu gazların üretiminin doğalgaza göre son derece pahalı olduğuna dikkat çekiyor. 3-10 dolar / MBtu arasında olan doğalgaz maliyetleriyle karşılaştırıldığında, hidrojenin en düşük maliyeti 12-25 dolar/MBtu ve biyometanın ise 10-22$/mmbtu arasında bulunuyor.
Hidrojen yakıldığında karbondioksit yerine su saldığı için güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilmesi halinde atmosfere karbondioksit salımını azaltmada oldukça önemli bir rol oynayabilir. İklim krizi ile mücadele kapsamında emisyonları azaltmaya yardımcı olmak için gaz şebekelerinde doğalgaz ve hidrojen karışımı kullanmaya yönelik çalışmalar yapılıyor.