Doğalgaz fiyatlarındaki gerilemenin de etkisiyle Doğu Akdeniz’deki gaz arama faaliyetleri salgın sırasında yavaşladı. Ancak taraflar arasındaki yüksek gerilim aynı şiddette devam ediyor.
Diğer yandan TürkAkım ve Kuzey Akım 2 boru hatlarının Avrupa'yı Rus doğalgazına bağımlı hale getirerek güvenlik tehdidi oluşturacaklarını ileri süren ABD, bu hatlar üzerindeki gerilimi arttırarak sürdürüyor.
Dolayısıyla Doğu Akdeniz ve Avrupa coğrafyalarındaki gaz savaşları, salgından pek fazla etkilenmedi.
Sibirya coğrafyasında ise işler daha sakin yürüyor.
KITALARARASI RUS DOĞALGAZ ŞEBEKESİ
Yapımı 2014 yılından bu yana devam eden “Sibirya’nın Gücü” doğalgaz boru hattı geçtiğimiz yılın sonlarında devreye girdi. Rus gazını Sibirya’dan Çin’e taşıyacak 3 bin kilometre uzunluğundaki bu hattın taşıma kapasitesi yıllık 38 milyar metreküp.
Ancak geçtiğimiz günlerde Gazprom tarafından yapılan açıklamaya göre, Rusya ve Çin arasındaki doğalgaz taşıma kapasitesinin 44 milyar metreküpe çıkarılması müzakere ediliyor. Firmanın Yönetim Komitesi Başkanı tarafından yapılan bu açıklamadaki ikinci vurgu çok daha önemli. Buna göre; müzakerelerde, bir süredir gündemde olan Sibirya’nın Gücü 2 hattının yapımı da ele alınıyor.
Yıllık taşıma kapasitesi 50 milyar metreküp olarak planlanan Sibirya’nın Gücü 2 Projesi, stratejik açıdan birincisinden çok daha önemli olacak. Bu önem, sadece taşıma kapasitesinin büyüklüğünden kaynaklanmıyor. Sibirya’nın Gücü 2 Projesi ile hem Yamal Yarımadası’ndaki doğalgaz kaynaklarının Avrupa ve Asya pazarları için aynı anda kullanılabilmesi hem de Rusya’daki doğalgaz iletim altyapısının Batı ve Doğu coğrafyaları boyunca tek bir sistemde birleştirilmesi hedefleniyor.
Böylelikle Rusya, bir taraftan Kuzey Akım hatlarına eşdeğer iki hattı ülkenin doğusunda tesis ederken diğer taraftan herhangi bir sorunla karşılaşması durumunda hatların yönünü değiştirebilme avantajını elde edecek.
ÇİN’İN DOĞALGAZ TÜKETİMİ ARTIYOR
Gazprom’a göre, tüm bu projeler devreye alındığında Rusya’dan Çin'e iletilen doğalgaz miktarı yıllık 130 milyar metreküpü aşacak. Rusya’dan Avrupa’ya boru hatları vasıtasıyla gönderilen doğalgazın yılda yaklaşık 200 milyar metreküp olduğu ve Avrupa ile Asya doğalgaz taleplerinin birbirinden farklı yöndeki gelişimleri dikkate alındığında, Sibirya’nın Gücü projelerinin Rusya için önümüzdeki yıllarda çok daha büyük önem taşıyacağı anlaşılabilir.
Söz konusu coğrafyadaki projelerin gelişiminde, Çin’in doğalgaz talebindeki hareketlenme belirleyici olmakta. Sadece son 6 yıl içerisinde bu ülkenin doğalgaz tüketimi yaklaşık iki kat artarak 300 milyar metreküp düzeyini aştı. Böylece yaklaşık 10 yıl öncesine kadar tükettiğinden fazla doğalgazı kendisi üretebilen Çin, üretimi tüketimin yarısı düzeyinde kalınca net ithalatçı konumuna geçti.
KÖMÜR TÜKETİMİNİ SINIRLANDIRMANIN ETKİSİ
Dahası, Çin’in ithalat bağımlılığı her yıl bir öncekinden daha fazla artıyor. Üretim ve tüketim artış hızının en iyimser tahminle son beş yıldaki düzeyinde kalması durumunda doğalgaz ithalatı önümüzdeki beş yıl içinde iki katına çıkacak. Bununla beraber, özellikle kömür tüketiminin sınırlandırılmasına yönelik politikaların sürdürülmesi halinde, doğalgaz ithalatının bundan çok daha fazla artış göstermesi sürpriz de olmayacaktır.
Batı tarafında ise çok daha farklı bir tablo söz konusudur. Avrupa’nın doğalgaz tüketimi son 10 yılda yüzde 10’un üzerinde daraldı. Ve nüfustaki gerileme, enerji verimliliği, yenilenebilir enerjinin daha fazla kullanımı gibi faktörler nedeniyle Avrupa’nın doğaglaz talebinin önümüzdeki yıllarda daha da gerilemesi beklenmeli.
SİBİRYA’NIN GÜCÜ ASYA LNG PİYASASINI DA ETKİLER
Rusya’nın doğu tarafı için planladığı yatırımların temelinde yıkarıdaki öngörülerin bulunduğu açık. Bununla beraber, boru hattı yatırımlarının hedefinde sadece tüketim artışı nedeniyle ortaya çıkacak talep değil, aynı zamanda başta Avustralya ve Katar olmak üzere Çin’e yapılan LNG ithalatının da bulunduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Sibirya’daki yatırımların Asya’daki LNG trafiği üzerinde ciddi etkilerinin olması ve buradaki tedarikçilerin yeni pazarlar aramak zorunda kalmaları muhtemeldir.
Sibirya coğrafyasındaki boru hattı projelerinin gelişiminde talep tarafı etkili olurken, yazımın başında belirttiğim gerilimler de hızlandırıcı işlev görüyor. Süper güç ABD’nin bir taraftan Avrupa ülkelerini Rus gazından uzaklaştırma çabası, diğer taraftan ambargo siyaseti ve ticaret savaşları Çin ve Rusya arasındaki doğalgaz işbirliklerinin ivmelenmesine ve önümüzdeki yıllarda küresel doğalgaz denkleminin giderek farklılaşmasına neden olabilir.
Türkiye ise tüm bu denklemlerin ortasında Almanya ve İtalya’dan sonra Rusya’nın doğalgazda üçüncü büyük müşterisi. Avrupa’da son 10 yılda gaz tüketimi artan az sayıdaki ülkeden biri. Son dönemde TürkAkım ve TANAP gibi iki önemli boru hattını topraklarından geçirebilmeyi başarabilmiş ve doğalgazda ticaret merkezi olma hedefini herşeye karşın hâlâ sürdürüyor. Bununla beraber Sibirya’daki hamlelerin sadece Asya’yı değil başta Doğu Akdeniz olmak üzere Türkiye’nin de dâhil olduğu coğrafyayı etkilemesi ve mevcut stratejilerin yeniden gözden geçirilmesi kaçınılmaz olacak.