Enerji Günlüğü - HESİAD Başkanı Fahrettin Arman, Türkiye’de henüz programa alınmamış yatırım yapılabilir yaklaşık 30 milyar kWh’lık hidroelektrik üretim potansiyelinin ekonomiye kazandırılması gerektiğini söyledi.
Türkiye, elektrik üretiminde özellikle 1970’li yıllardan itibaren termik ve hidroelektrik santrallere ağırlık vermişti. Bugün hidroelektrik santraller elektrik üretimindeki ana kaynaklardan biri. Mevcut kurulu güç ile Türkiye uluslararası HES liginde de önde gelen pazarlar arasında yer alıyor. Buna rağmen HES’ler konusunda her şey güllük gülistanlık denilebilir mi? Hidroelektrik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) Başkanı Fahrettin Amir Arman’a sorduk.
Salgın YEKDEM kapsamındaki yatırımları nasıl etkiledi?
Mevcut YEKDEM uygulaması kapsamına girmek için son tarih 31 Aralık 2020. Şu anda yatırımcıların bu konuyla ilgili en büyük sorunu yılsonuna kadar işletmeye almayı planladıkları tesislerini Covid-19 salgını nedeniyle zamanında işletmeye alamamak. Bunun nedeni inşaatı devam eden yatırımlarda hem ithal edilecek ekipmanların tedarikinde yaşanacak gecikmeler ve şantiyelerdeki faaliyetlerin salgın nedeniyle yavaşlaması.
Bu sıkıntı nasıl aşılabilir? Ne öneriyorsunuz?
Salgın bütün dünyada force major, yani bizdeki deyimiyle mücbir sebep kabul ediliyor. Salgının etkileriyle yaşanan gecikmelerin de hükümetimiz tarafından bu şekilde görülerek yılsonuna kadar devreye girmesi öngörülen projeler için YEKDEM’in giriş süresinin en az 6 ay süre ile uzatılması, sektörün en önemli beklentisi.
Lisanslı ve lisanssız projelere verilen üç aylık süre uzatımı işe yaradı mı?
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) bu konudaki yaklaşımı olumlu. Özellikle Nisan ve Mayıs aylarında salgın yüzünden bürokratik işlemlerde kamudan kaynaklanan gecikmeler ve sahada yürütülen imalatlarda yatırımcılar işleri yürütmede ciddi zorluklar çekmişti. Ama bu süre uzatımı YEKDEM’ in giriş süresini etkilememiştir.
HES yatırımlarına özel sıkıntılar var mı?
Elbette. Enerji fiyatlarındaki düşüşe karşılık, elektrik fatura alacaklarında yaşanabilecek zorluklar ve de dövizin beklenmedik şekilde yükselmesi HES yatırımlarının mevcut kredi geri ödemelerini zorlaştırıyor. Bunların yeni yatırımları olumsuz etkilemesi bekleniyor. Diğer yandan normalleşmeyle birlikte salgın öncesi seviyelere ulaşılacak dönemde enerji piyasasında fiyat oluşumunda önemli bir taraf olan kamunun, özel sektörü olumsuz etkileyebilecek bir tutum içerisinde olmaması da yeni yatırımlar için önemli.
Halen HES’lerin toplam kurulu kapasite içindeki payı nedir?
Türkiye’nin kurulu gücü Mayıs sonu itibariyle yaklaşık 92 bin MW’a ulaşmıştı. Bunun 29 bin MW’a yakını, yani yüzde 31.6’sını HES’ler oluşturuyor. HES kurulu gücümüzün yıl sonunda 31 bin MW’ı geçmesi bekleniyor. Mevcut HES kurulu gücümüz ile ülkemiz dünyada dokuzuncu, Avrupa’da ise Norveç’in ardından ikinci durumda.
Elektrik üretiminde HES’lerin payı ne durumda?
Türkiye’de 2019 yılında 88 milyar 886 milyon kilovatsaati (kWh), yani yüzde 29.2’si hidroelektrikten olmak üzere toplam 304 milyar 250 milyon kWh elektrik üretildi. Bu verilere göre HES’ler yüzde 37 paya sahip kömürlü termik santrallerden sonra elektrik üretiminde ikinci sırada yer aldı. Bu yılın ilk altı ayında elektrik üretimi ilk iki aydaki artışa rağmen salgınla ortaya çıkan talep düşüşünün etkisiyle yüzde 5.1 azalarak 140 milyar kWh’e geriledi, bunun 47 milyar kWh’lık bölümü HES’lerden geldi.
Türkiye’de yatırım yapılabilir yeni HES kapasitesi nedir?
Türkiye’nin teorik hidroelektrik potansiyeli 433 milyar kWh düzeyinde. Bunun teknik açıdan yapılabilir kısmı 216 milyar kWh, ekonomik olarak değerlendirilebilir potansiyel ise 140 milyar kWh olarak hesaplanıyor. 140 milyar kWh’ın 103 milyar kWh’lık kısım şu an işletmedeki santraller. İnşa halindeki santraller 8 milyar kWh potansiyele sahip. Kalan yaklaşık 29 milyar kWh’ını planlanan HES’ler olarak belirtebiliriz.
Planlama, projelendirme ve inşa etme süreçleri nasıl HES’lerin?
Hidroelektrik santraller genelde yapılması zor, meşakkatli ve finansman bulunması güç santrallerdir. Çünkü bir hidroelektrik santralinin yatırım maliyetinin yaklaşık yüzde 30’u ekipman, yüzde 70’ine varan kısmı ise inşaat tutarıdır. Genelde ekipman kısmına çok rahatlıkla uzun vadede kredi bulunabilir. Ancak yüzde 70’lik kısmına uzun vadeli bir kredi bulma şansınız çok düşüktür. Zaten bulsanız da maliyeti yüksektir. Fakat, gelişen inşaat teknolojilisiyle beraber milli ve yenilenebilir kaynağımız teknik anlamdaki HES kapasitemiz, yatırım yapılabilir hale geliyor. Bize düşen de bu potansiyeli ülke yararına değerlendirmek.
Yaprak AKTAŞ - Mehmet KARA / Enerji Günlüğü