Sabiha KÖTEK
Sanayide katettiği gelişmeyi büyük oranda kömüre borçlu olan Almanya artık kömüre yavaş yavaş veda ediyor. 2018 yılından sonra Almanya'da taşkömürü çıkarılmayacak. Ancak elektrik üretiminde önemli yer tutan taşkömürünün tamamı ithal edilecek. Alman Hükümeti, kömür bölgelerinin 2021 yılına kadar diğer ekonomik faaliyet türlerine geçişine yardımcı olmak için 1,5 milyar euro bütçe ayırmış durumda.
Almanya en önemli doğal kaynağı kömüre vedayı çok çeşitli yöntemlerle deyim yerindeyse vefalı bir şekilde yapıyor.
Bayram tatili boyunca bulunduğum Almanya’da bunu çok net bir şekilde görebildim. Almanya’da zamanımın bir kısmını kömür diyarı Kuzey-Ren Vestfalya Eyaleti’nde geçirince bir zamanlar ekonominin en önemli hammaddesi olan kömürün izine bir çok yerde rastladım.
Gezdiğim yerlerin ve sergilerin büyük çoğunluğunda kömüre dair bir iz vardı. Hatta 2018 yılında kömür madenlerinin tamamının kapatılması şerefine bir çok sanatsal etkinlik bu yıl boyunca ziyarete açık. Bunlardan biri de Oberhausen’daki eski gazhane ve şimdinin sergi ve etkinlik alanı olarak dizayn edilen Gasometer’deydi. Sanat ve Kömür adlı karikatür sergisinde orta yerde kartondan kocaman bir maden işçisi resminden, kuklalardan tutun da kömürün bölgedeki tarihçesi ve toplumsal-ekonomik etkilerine kadar kömüre dair herşeyi bulmak mümkündü.
Yine Essen şehrinde bulunan doğa harikası Grugapark’ta da bölgenin kömür ağırlıklı jeolojik yapısını gösteren büyük bir duvar çalışması parkın en can alıcı noktasına yerleştirilmişti.
Kapatılan maden ocaklarının orijinal hali korunarak dev bir müzeye dönüştürülmesi ise Almanya’nın kapitalist zekasının tipik bir örneği. Aynı zamanda endüstriyel kültürün korunmasında gösterilen büyük bir hassasiyet örneği. 1986 Aralık ayında kapatılan ve tamamını gezmek neredeyse yarım günümü alan eski maden ocağı Zeche Zollverein bunun en güzel örneği. Zeche Zollverein sanat galerileri, amatör tiyatroları, gecici sergileri, kafeleri, restoranları, devasa sahadaki ring seferleri, hediyelik eşya dükkanları, şirketlerin çalışmalarını sergiledikleri alanları, interaktif eğitimleri ve müzesiyle adeta turist akınına uğruyor.
Bir başka kapatılan kömür ocağında eski kömür taşıma raylarının kapalı kayak koridoruna dönüştürülmesi ise ilgi çekiciydi. Üstelik koridorun üzeri tamamen güneş panelleriyle örülüydü…
Anlayacağınız Almanya bir şekilde kömürden yine para kazanmaya devam ediyor. Üstelik zamanın ruhuna ve ekonomik konjonktüre uygun olarak kömüre güzel ve akıllı bir şekilde veda ederek. Sanırım yerinde, zamanında ve güzel planlanmış vedalar her zaman daha fazla kazandırıyor…
2001'den bu yana UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası'na alınan Zeche Zollverein Maden Ocağını dolaşırken yaşadığım anımı da anlatmadan geçemeyeceğim; Dev müzeyi gezerken Alman arkadaşım sık sık heyecanla şu soruyu soruyor: “Kömür kokusunu alabiliyor musun?” Kokuyu gerçekten alabildiğim zamanlarda yüzümü buruşturmama şaşırıyor. “Ama kömür kokusu güzel değil, sağlıklı da değil” diye itiraz ettiğimde ise bana “Nasıl siz İstanbul’da dolaşırken balık kokusunu içinize çekerek büyüdüyseniz biz de burada kömür kokusunu içimize çekerek büyüdük. Ben bu kokuyu seviyorum, çocukluğumun kokusu” diyor…
Sabiha KÖTEK - İstanbul/20.06.2018