Enerji Günlüğü - Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ) Genel Müdürü Yavuz Erkut, 2035'teki alternatif yakıtın payının yüzde 12 olacağını belirterek, "Biyo yakıtlar bunun yüzde 4'ünü karşılayacak. Dolayısıyla ham petrol 2035'lerde hala önemli ölçüde ana enerji kaynağı olacak" dedi. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen Küresel Isınma Kurultayı'nın "Sektör Enerji Verimliliği Konusunda Neler Yapıyor?" oturumunda konuşan Erkut, enerji üretirken, büyük ölçüde enerji tükettiklerini belirterek, "Bu nedenle, enerji tasarrufu bizim olmazsa olmazlarımızdandır" dedi. Dünya nüfusunun 2035'li yıllarda 8 milyarı geçeceğini, bunun yüzde 75'inin Afrika, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Bölgeleri'nde yaşayacağını anlatan Erkut, bu bölgelerdeki enerji ihtiyacının da giderek artacağını kaydetti.
Erkut, politik olayların arkasında enerji ve petrol kaynakları paylaşımının yattığını dile getirerek, "2035'teki alternatif yakıtın payı yüzde 12 olacak. Biyo yakıtlar bunun yüzde 4'ünü karşılayacak. Dolayısıyla ham petrol 2035'lerde hala önemli ölçüde ana enerji kaynağı olacak" diye konuştu.
Üretim maliyetleri dikkate alındığında petrol tüketiminin yüzde 65'inin ulaşımda, yüzde 30'unun ise sanayide tüketildiğini aktaran Erkut, "Kullandığımız yakıtlarda hacim bazında en yüksek enerji dizelde. Daha sonra benzin ve doğal gazı sıralayabiliriz. Tüketimi dikkate aldığımızda dizel tüketimi artacak, benzin tüketimi daralacak. Buradaki temel neden vergi farkıdır" ifadelerini kullandı. TÜPRAŞ'ın geçen seneki cirosunun 26,3 milyar dolar olduğunu belirten Erkut, "Avrupa'nın 7'inci büyüğü. TÜPRAŞ'ta son 7 yıllık dönemde yaklaşık 3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. 2015 sonunda 5,5 milyar dolarlık yatırım yapmış olacağız" şeklinde konuştu.
KÜRESEL ISINMA TERÖRİZMDEN DAHA TEHLİKELİ
minor-latin;mso-hansi-font-family:Calibri;mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:Calibri;mso-bidi-theme-font:minor-latin;color:#1F497D;
mso-themecolor:dark2>İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, bazı gelecek bilimcilerin küresel ısınmayı, dünya için terörizmden daha tehlikeli bir tehdit olarak tanımladığını söyledi. Küçük, Küresel Isınma Kurultayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, küresel ısınmanın ekosistemi tahrip ederek geleceği tehdit ettiğinin bilimsel bir gerçek olduğunu kaydetti. Bu konudaki en önemli adımın Kyoto Protokolü olduğunu anımsatan Küçük, "Şimdiye kadar ki deneyimimiz, ülkeler arasındaki sosyoekonomik farkların, protokolün hayata geçmesinde engel teşkil ettiğine işaret etmektedir" dedi.
Küçük, 2020 yılında tüm ülkeleri kapsayacak evrensel bir iklim değişikliği anlaşmasının sağlanıp sağlanamayacağının soru işareti olduğunu aktararak, sözlerine şöyle devam etti: "Bazı gelecek bilimcilerin küresel ısınmayı, dünya için terörizmden daha tehlikeli bir tehdit olarak tanımlıyor. Enerji ve enerji politikalarının 20. yüzyılın başlarından itibaren, uluslararası siyaset ve ekonominin en önemli dinamiklerinden biri olmuştur. Bu mevcut öneme, şimdi bir de iklim değişikliği ile mücadele boyutu eklenmiş bulunmaktadır. Dünya ve ülke ekonomilerindeki değişiklikler, iklim değişikliği ile mücadelenin gidişini etkilediği gibi, iklimi değişikliği tehdidi de, enerji politikalarını etkilemektedir."
YENİLEBİLİR ENERJİ YATIRIMLARINA ÖZEL DESTEKLER VERİLEBİLİR"
İSO Başkanı Küçük, Türkiye'nin yüksek büyüme potansiyeline sahip ve buna paralel olarak da enerji talebi giderek artan bir ülke olduğunu söyledi. Türkiye'nin enerjide büyük ölçüde ithalata bağımlı olduğunu anımsatan Küçük, hükümetin ve firmaların yeşil dönüşüm, yeşil ekonomi gibi kavramlarla tanımlanan ve büyük bir ekonomik potansiyel taşıyan iklim değişikliği ile mücadele konusunu, hem yatırım hem de inovasyon alanı olarak mutlaka gündemlerine alması gerektiğini dile getirdi. Yenilebilir enerji yatırımlarına özel destekler verilebileceğini aktaran Küçük, "İklim politikalarımızı, diğer politikalarımızla entegre edebilmek için kamusal bir harekete ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Üretim ve tüketim alışkanlıklarında topyekun bir değişim süreci başlatılması gerektiğini vurgulayan Küçük, Türkiye'de kullanılan enerjinin büyük bölümünü sanayinin tükettiğini anımsattı.
Kyoto sonrası dönem için Türkiye'nin de azaltım politikaları geliştirmesi gerekebileceğine dikkati çeken Küçük, şunları kaydetti: "Bu süreçte, ortak, eşit ve adil sorumluluk paylaşımı ile elbette, sanayimiz de üzerine düşeni yerine getirecektir. 2012 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, sera gazı emisyonlarının takibi hakkında yönetmeliği yayımlamıştır. Yönetmelik çerçevesinde, sanayi tesislerimizin sera gazlarına ait izleme planlarını 2014 yılında bakanlığa iletmeleri gerekmektedir. Sanayimizin yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için, teknik ve idari altyapının tamamlanması, doğrulayıcı kuruluşların hazır olması çok önemlidir. Ayrıca, teknoloji yatırımı yaparak; karbon salımında azaltım sağlayacak sanayicilerimize yönelik teşvikler işin bir diğer kilit noktasıdır. Burada Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın da katkıları çok önemlidir. Bir diğer hedefimiz de yeni dönemde Kyoto'nun yeni fonlarından pay alabilmek olmalıdır."
Küçük, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 12 Nisan'da 2011 yılına ait sera gazı emisyon değerlerinin açıklandığını belirterek, "Karbondioksit eşdeğeri olarak 1990 yılına göre yüzde 124 artış görüldü" dedi. İSO olarak iklim değişikliği ile mücadelede farkındalığı artırmak adına karbon ayak izini hesaplamak üzere girişimde bulunduklarını hatırlatan Küçük, yapılan çalışmaların Türkiye'nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında olduğunu gösterdiğini sözlerine ekledi.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EN BÜYÜK ÇEVRE SORUNU”
Enerji Verimliliği Derneği (ENVER) Genel Başkan Vekili Adnan Ersoy Ulubaş, iklim değişikliğinin dünyada karşılaşılan en büyük çevre sorunlarından birisi olduğunu söyledi. Ulubaş, kurultayda yaptığı konuşmada, küresel ısınma ve iklim değişikliği konularının anlaşılması ve gelecekteki etkilerinin de anlatılmasının zor olduğunu ifade etti. "İklim değişikliği, dünyada karşılaşılan en büyük çevre sorunlarından biri" diyen Ulubaş, enerjinin çevre hayatı, teknoloji, tarım, temiz su ve sağlık gibi birçok hayati konuyu etkilediğine dikkati çekti. Enerjinin verimli kullanılması konusunda farkındalık yaratmaya çalıştıklarını dile getiren Ulubaş, ENVER olarak ailelere yönelik projeler geliştirdikleri bilgisini verdi. Şimdiye kadar enerjinin verimli kullanılmasına yönelik aileleri bilinçlendirme amacıyla birçok şehre gittiklerini anlatan Ulubaş, bundan sonraki çalışmalarında sanayi, ulaşım, çevre ve yakıt alanlarında verimlilik konusunu işleyeceklerini kaydetti.
Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak ise medyada farkındalığı artırma anlayışıyla yola çıktıklarını belirterek, "Bu yıl, ülkemizin ve dünyanın en önemli gündemi olan enerji verimliliği konusunu ele aldık. Enerji, cari açık konusunda Türkiye'nin en önemli ve hassas konulardan biri" dedi.
Kurultaya gün boyu 800 katılımcı beklediklerini kaydeden Toprak, "İklim değişikliği ya da çevre konusunda beyin fırtınası yapma şansımız olacak" dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ 10 YIL İÇİNDE ENERJİ İHTİYACI 2 KATINA ÇIKACAK"
Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, sadece gelişmekte olan ülkelerin değil, gelişmiş ülkelerin de doğal kaynakları verimli kullanma sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.
Göktan, Küresel Isınma Kurultayı'ndaki "Medya Enerji Verimliliğine Nasıl Bakıyor?" oturumunda yaptığı konuşmada, dünyada ekonomik dengelerin yeniden şekillendiğini ve hızla değiştiğini belirterek, sadece gelişmekte olan ülkelerin değil gelişmiş ülkelerin de doğal kaynakları verimli kullanma sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Türkiye'nin 10 yıldır büyük bir ekonomik gelişme gösterdiğini ve gelecek 10 yıl içinde de kendine yeni hedefler koyduğuna işaret eden Göktan, hem gelişmiş ülkeler, hem de Türkiye için bu yeni hedeflerde doğal kaynakların etkin ve verimli kullanımının önem arz ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin enerjisinin yüzde 75'ini ithal ettiği için kaynakların hızla kullanıldığı takdirde önümüzdeki 10 yıl içinde enerji ihtiyacının 2 katına çıkacağını kaydeden Göktan, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz enerji tasarruflu yatırımların özendirilmesi ve farkındalık yaratılması için reklamlarımızla, şubelerimizde eğitim görmüş elemanlarımızla çaba içerisindeyiz. Bu çabanın daha yeterli olabilmesi ve geniş kitlelere ulaşabilmesi için siz ekonomi gazetecilerine büyük önem düşüyor. Sizin köşelerinizde yazacağınız yazılar bu bilinci geliştirecek ve farkındalığı da yaygınlaştıracak."
"KARBON SALINIMINI 2 BİN 289 TON AZALTTIK"
TAV Havalimanları Sürdürülebilirlik Grubu Lideri Necdet Büyükbay ise enerji etkinliğini bir rekabet unsuru olarak görmediklerini, enerji konusunun sürekli gelişim ve paydaş katılım üzerine oturması gerektiğini söyledi. Necdet Büyükbay, şunları kaydetti: "Enerji etkinliğini sürdürülebilirlik kapsamında görüyoruz. Aynı zamanda enerji etkinliğinin inovasyonla çok ilişkili olduğunu görüyoruz. Biz daha çok yenilikçi yatırımlarla ilgileniyoruz. Bir şeyin altını çok sıkı vurgulamak istiyoruz, enerji etkinliğini yolcunun konforunu bozmadan yapmak istiyoruz. Biz bütün yaptıklarımızda bunu dikkate alıyoruz. Enerji etkinliğinde yolcularımızla her türlü paydaşlarımızla, belediyelerle ve muhtarlıklarla 'Biz bu konuda ne yapabiliriz?' diye toplantılar yapıyoruz."
Yaptıkları bir pilot çalışmada elektrik tüketiminin yüzde 29, karbon salınımının ise 2 bin 289 ton azaldığına dikkati çeken Büyükbay, bu rakamların 6 bin 867 ağacın dikilmesi, 565 aracın trafikten çekilmesi, 4 milyon avroluk güneş pili yatırımı ve 6 milyon avroluk yeni rüzgar enerjisi yatırımına eşdeğer olduğunu ifade etti. Büyükbay, tasarrufun önemli olduğunu vurgulayarak, gereksiz kullanımın mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
"EN TEMİZ ENERJİ, İSRAF EDİLMEYEN ENERJİDİR"
Kale Grubu Yapı Ürünleri Grubu Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Selim Ergün ise tüm faaliyetlerinde kaynakların azalmadan geliştirilerek aktarılmasını hedeflediklerini söyledi. Çevre için neler yapabilecekleri konusunda eğitimler verdiklerini belirten Ergün, "En temiz enerji, israf edilmeyen enerjidir" sloganını benimsediklerini anlattı. Ergün, sürdürülebilir ürünlere olan ilgiyi arttırmayı hedeflediklerini vurguladı. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Silahtaroğlu Baykal da 2012 yılı boyunca dünyada 1 milyar kişinin seyahat ettiğini, 4 milyar kişinin de kendi ülkelerini gezdiğini dile getirdi. Turizmin, Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) direkt katkısının 2 milyar dolar, dolaylı katkısının ise 6 milyar dolar olduğu bilgisini veren Baykal, "2020 yılında 1,6 milyar kişi seyahat edecek" diye konuştu.
Türkiye'nin son 10 yılda dünya ortalamasının üzerinde büyüme kaydettiğini hatırlatan Baykal, "2050'yi 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelir olarak hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. Turizm sektöründe en büyük tüketimin su ve elektrik enerjisi olduğunu vurgulayan Baykal, "Tatil sırasında su ve yer altı kaynaklarımızın normal kullanımının 4 katını harcıyoruz" diye konuştu. Baykal, turizmden kaynaklanan karbon salınımının, tüm karbon salınımının yüzde 12'sini oluşturduğunu, çevreci otellerle karbon salınımının azaltılabildiğini sözlerine ekledi.
Kurultay'da çevreye duyarlı yayınları ve çalışmalarında dolayı, Pusula Programı Yapımcısı Mithat Bereket, NTV Programcısı Oğuz Haksever, Dünya Gazetesi Yazarı Mehmet Kara, Milliyet Gazetesi Yazarı Meral Tamer, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Bugün Gazetesi Ekonomi Müdürü Zafer Özcan, Cem Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Cemal Canpolat, Yönetmen Çevre ve Şehir TV Kurucusu Oğuzhan Tunç, Habertürk Gazetesi Muhabiri Şükran Özçakmak, Vatan Gazetesi Muhabiri İlker Akgüngör, Socar Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk, İhlas Haber Ajansı Genel Müdür Yardımcısı İsmail Ballı, Forbes Dergisi Muhabiri Merve Gün, Radikal Gazetesi Muhabiri Serkan Ocak, Ekonomist Dergisi Enerji Editörü Özlem Bay, Yeni Çağ yazarı Esat Atalay ve Evyapporta'a teşekkür plaketi verildi.