1. HABERLER

  2. YENİLENEBİLİR

  3. GÜNEŞ

  4. Yunan adalarını GES’leyen Türk

Yunan adalarını GES’leyen Türk

İlk güneş enerjisi santralini (GES) 2011 yılında Bulgaristan’da kurarak sektöre giren Smart Energy, Ege adalarında 57 adet küçük...

Yunan adalarını GES’leyen Türk

Enerji Günlüğü - İlk güneş enerjisi santralini (GES) 2011 yılında Bulgaristan’da kurarak sektöre giren Smart Energy, Ege adalarında 57 adet küçük ölçekli GES kurdu. Şirket, Türkiye'de de hem kendisine hem de yatırımcılara GES kuruyor. 

Orta Avrupa, Balkanlar ve Türkiye’de güneş enerjisi santralleri kurup işleten, başka firmalar için de kurulumlar yapan Smart Energy’nin Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ’la konuştuk. “Bizimki bir başarı hikayesi” diyerek söze girdi ama biz önce kendisinden söz etmesini istedik. Şunları söyledi: 

“Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 1996 yılı mezunuyum. Dış ticaret ve inşaat konularında işler yaptım. Kelimenin tam anlamıyla girişimciyim. Başlangıçta aile şirketi olarak inşaat, genel dış ticaret işleri yapıyorduk. İlk defa 19 yaşımda Uzakdoğu’da, daha sonra Balkanlarda ticaret yapmaya başladım.” 

Halil Demirdağ’a daha sonra şirketin kuruluş hikayesini, faaliyetlerini ve sektördeki gelişmeleri sorduk. 

Güneş enerjisi işine girmek nereden aklınıza geldi? 

Dünyadaki yeşil ve bağımsız enerji kaynaklarının öne çıkmaya başladığını görünce bu sektöre bulaştık. Fosil kaynaklar azalıyor, enerjide bağımsızlık, yeşil enerjinin sonsuz ve kaynağının kendi ellerinde olması avantajlarını görmemek için kör olmak gerekiyordu. Artı, bu teknolojilerin ucuzlayacağını görmek için çok iyi mühendis olmanıza da gerek yok. İyi bir mühendislik takibiyle bunu görmek mümkündü. 

Solar işine ilk girişiniz ne zaman oldu? 

Ticaret hayatımızdaki tecrübelerimizi ve bilgi birikimimizi kullanarak “akıllı işler” yapmak amacıyla okul arkadaşlarımla, 2009 yılında bir araya geldik. Ve Smart Energy’yi kurduk. Smart Energy ilk projeyi 2010 yılında geliştirdi. 2011 Nisan ayında da devreye aldık, güneşten elektrik üretmeye başladık. Yani beş yıldır güneşten elektrik üretiyoruz. İlk santralimiz 1 MW kurulu gücündeydi. 

Nasıl yani, o tarihte siz Türkiye’de solar santrali mi kurdunuz? 

Hayır hayır, biz bu tesisi Bulgaristan’da kurduk. Çünkü o tarihlerde Bulgaristan’da devlet elektriğe kilovatsaat (kWh) başına 35.7 euro/cent satın alım garantisi veriyordu. 

Peki sonra? 

Bulgaristan’da kendimizi denedik. Baktık, bu iş oluyor. Üretim rakamlarımızın bizi ve finans kurumlarını memnun etmesi, diğer projeleri beraberinde getirdi. Bulgaristan'da toplam 12 santralde farklı güçlerde 24.9 MW santral yatırımı yaptık. 

Diğer ülkelere ne zaman geçtiniz? 

Yine aynı dönemlerde Romanya ve Yunanistan'da da santraller devreye aldık. Yunanistan'daki projelerimiz adalarda. Orada 100 kW üzerinde kuruluma izin verilmediği için küçük ölçekli, toplam 57 projeyi hayata geçirdik. 

Adalarda yaygın bir uygulama var öyle mi? 

Yunanistan adalarında sayı olarak en fazla santrale sahip şirket biziz. Biz bu santrallerin sahibi, kurucusu ve işletmecisiyiz. Adalarda tek alternatifimiz dizel jeneratörler. Bu yüzden santrallerimiz adalar için hayati önem taşıyor. 

Peki solar alanında gerçekleştirdiğiniz toplam iş hacmi nedir? 

Bugüne kadar parasal tutar olarak 200 milyon Euro’nun üzerinde elektrik satış anlaşmasına imza attık. Bugüne kadar güneşten ürettiğimiz elektrik miktarı 150 milyon kWh’ı aştı. Sözleşmelerimiz uzun vadeli. 20 yıllık satın alım garantisi de var, 26 yıllık da. Yaklaşık 70 milyon Euro’luk yatırım yaptık. İlk santrallerimizi MW başına 2.8 milyon Euro'ya kurduk, şimdi 1.1 milyon Euro'ya kadar düştü. 

Başka yatırımcılar için de santral kuruyor musunuz? 

Evet, biz kendi işlettiğimiz santrallerin dışında EPC firması olarak başka yatırımcılara da kurulum hizmetli sunduk, sunuyoruz. Bugüne kadar EPC çalışmalarımız kapsamında100 MW'nin üzerinde kurulum gerçekleştirdik. Bunların ağırlıklı bölümü de Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya olmak üzere yurt dışında. 

Piyasada çok sayıda EPC firması var, sizin farkınız ne? 

Biz hem dünyadaki teknolojik ilerlemeyi hem de pazarlardaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yeni bir teknoloji çıktığında kurulumu önce kendimiz yapıyoruz. İlk ince film uygulamasını önce kendi yatırımımız olarak Kayseri'de devreye aldık. Hem de kristal panelle kurulmuş bir başka santralin hemen yanı başında devreye aldık.

Yurt dışında da mı aynı şekilde davrandınız? 

Daha önce mono ve poli kristalleri Bulgaristan'da yan yana kurduk. Dünyanın 6 önemli markasının panellerini aynı sahada yan yana kullandık. Türk, Alman ve Çin malını yan yana koyduk. Aynı lisansın içinde. İyi olan konuşsun dedik. Yenilikleri müşterinin yatırımı üzerinde denemiyoruz. Kendini test etmiş teknolojileri kullanıyoruz. Bilimsel araştırma çalışmalarını izliyoruz. Üreticiler kabul ederse fabrikalarını ziyaret ediyoruz. Benzer teknolojileri yan yana kullanıyoruz. Türkiye’deki ilk santralimiz Sivas-Konya sınırında. Aslında güneşlenme açısından çok iyi bir nokta değil. Biz burada bunu verimli şekilde işletebiliyorsak, Konya'da daha iyisini üretirsiniz diyebiliyoruz. 

Farklı ülkelerde çalışmanın faydaları ve zorlukları olmalı… 

 

Neredeyse bölgedeki bütün ülkelerde faaliyet gösteriyoruz. Polonya'da bile fuarları, mevzuatı, yatırımları takip ediyoruz. Bosna Hersek ve Sırbistan’ı da izliyoruz. Bosna Hersek’te ilgili yasalar çıkacak, pazar açılacak diye üç yıl ülke müdürü çalıştırdık ama çıkmadı. Polonya'da yine bir yıl boyunca ülke müdürü bulundurduk. ABD pazarıyla da ilgileniyoruz, Kanada pazarıyla da. Yani dünyayı izliyoruz. Bazen “Kanada'da ABD'de bile sizi tanıyorlar” dediklerini duyuyoruz. Çünkü 7 yıldır bütün fuarlara katılıyoruz. 

Solar tesislerde girdi kullanımında nelere dikkat edilmeli diye sorsak? 

Beş yıl önce 60 hücreli 225Wp*230Wp panel ve string invertör (7kW-11kW)  ile santral kurduk. Ünlü markalar... Çok kaliteydi bütün ürünler. Ömrünü tamamlayınca ya da bozulunca söktüm, aynısı yok. Bozulmasa bile yıldırım, kısa devre gibi durumlar olabiliyor. Hani sök-çıkar-tak idi? Aynı yıl aldığımız merkezi invertere kendimiz müdahale edip, devreye yeniden alabiliyoruz. Panellerde farklı çözümler mümkün ama tak-çıkar-tak işi söylendiği gibi basit değil. Tüm bunlar, gelişmeleri yakından takip etmenin önemini ortaya koyuyor. 

Mehmet KARA