1. YAZARLAR

  2. Haluk DİRESKENELİ

  3. Yeni hükümet enerjiye nasıl bakıyor?
Haluk DİRESKENELİ

Haluk DİRESKENELİ

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni hükümet enerjiye nasıl bakıyor?

Toplam 162 sayfa uzunluğundaki 64`üncü hükümet programı, 25 Kasım 2015 günü Başbakan tarafından TBMM konuşmasıyla açıklandı. Biz öncelikle 92-95 sayfalarda "Enerji Güvenliği" başlığı altında toplanan kısma bakalım, neler anlatılmış, neler hedeflenmiş iyi okuyalım.

***

"Enerji Güvenliği" (Sayfa 92-95)

Enerjinin nihai tüketiciye sürekli, kaliteli, güvenli, asgari maliyetlerle arzını ve enerji temininde kaynak ve bölge çeşitlendirmesini esas almaktayız.

Hızla kalkınan bir ülke olarak mevcut enerji kaynaklarımız, ülkemizin ihtiyacını karşılayacak düzeyde değildir. Bu alanda arz güvenliğinin sağlanması için bir taraftan yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesi, diğer taraftan enerji verimliliğinin artırılması temel hedeflerimizdendir. Ayrıca, yurtdışı enerji kaynaklarının uzun vadeli ve sürdürülebilir bir zeminde sağlanabilmesi için gerekli faaliyetler gerçekleştirilecektir.

Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı mümkün olan en üst düzey- de değerlendirmeyi ve nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanmayı öngörmekteyiz. Enerjinin israf edilmemesi ve çevresel etkilerinin asgariye indirilmesi ile ülkemizin uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumunu güçlendiren rekabetçi bir enerji sistemine ulaşılması temel amacımızdır.

Nükleer enerjide somut adımlar atarak 4.800 MW gücünde Akkuyu’da ve 4.480 MW gücünde Sinop’ta olmak üzere 2 adet nükleer santralin yapılması için anlaşmayı imzaladık. Bu iki santrale ek olarak görüşmelerini yürüttüğümüz 3. santralin yapımına bu dönemde başlayacağız.

Tüm illerde konut sektörüne doğalgaz iletiminin tamamlanmasını planlamaktayız.
Doğal gaz depolama kapasitesini artıracağız. Bu kapsamda, yapımı devam eden Tuz Gölü Yeraltı Depolama Projesi’ni tamamlayacağız.

Azerbaycan ile hükûmetler arası anlaşmayla imzaladığımız, Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Projesi’ni bu dönemde hayata geçireceğiz.

Trans Adriatik Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’yle (TAP) doğalgazın Yunanistan ve Arnavutluk üzerinden İtalya’ya ulaşması, Irak-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’yle de Türkiye ve Avrupa için gaz alışı gerçekleşmesi hedeflenmektedir.

Tarımsal amaçlı kullanılamayacak nitelikte 6.000 hektar alanda 4.000 MW kapasiteye sahip Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesinde 2016 yılında yatırımcılara yer tahsisi yapılması hedeflenmektedir.

Dolgu hacmi bakımından Türkiye’nin 2. büyük, 1.200 MW’lık kurulu gücüyle 4. büyük baraj ve HES`i olacak Ilısu Santrali ile yıllık ortalama 3,8 milyar KW/s enerji üreteceğiz.

270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın 3’ncü yüksek barajı olacak Artvin Yusufeli Barajı’nı tamamlayacağız.

Komşu ülkelerle elektrik ticareti kapasitesini artıracağız.

Elektrik iletim şebekesinin altyapısının güçlendirilmesi ve modern bir şebeke haline dönüştürülmesine yönelik çalışmalarımız devam edecektir.

2010 yılında başlatılan elektrik üretim varlıklarının özelleştirilmesine devam edilecektir. (cümle neden "edeceğiz" diye bitmemiş, "edilecektir" olmuş?)

Enerjiyi verimli tüketen ürünlerin verimsiz ürünlere oranla kullanımının artırılması özendirilecektir. (cümle neden "özendireceğiz" diye bitmemiş?)

Afşin-Elbistan gibi büyük linyit havzaları ile daha düşük kapasiteli diğer rezervlerin değerlendirilmesini sağlayacağız.

Yurt içi ve yurt dışı petrol ve doğal gaz aramaları ve üretimini artıracağız.

Kömür ve jeotermal gibi yerli kaynakların potansiyelinin tespitine yönelik arama faaliyetlerini azami düzeye çıkaracağız.

Kaya gazı konusunda ise kapsamlı araştırma faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayacağız.

Demir cevheri, mermer ve bor başta olmak üzere sanayi hammaddelerinin yurtiçinde arama ve üretimine öncelik vereceğiz.

Türkiye ekonomisi için temel ve kritik olan hammaddelerin güvenli teminine yönelik strateji oluşturacağız. Kritik hammadde, maden ve minerallerin ihracatında düzeni sağlayacak ve katma değeri artıracak bir sistem kuracağız.

Başta nadir toprak elementleri olmak üzere, Türkiye’de yer alan hammaddelerin aranması ve üretilmesine yönelik arama programı başlatacağız.

Madencilik sektörünün çevre mevzuatına uyumunu geliştireceğiz. Madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin artırılmasına yönelik olarak maden kanunu ve diğer ilgili kanunlarda yaptığımız düzenlemeleri etkili bir şekilde uygulayacağız.

Krom ve mermer gibi madencilik ürünlerinin yurtiçinde işlenmesi ve oluşan katma değerin artırılmasını sağlayacağız.
Küresel ölçekli ve rekabet gücü yüksek madencilik şirketlerinin oluşturulmasını destekleyeceğiz.

Yeni dönemde önemli bir reform alanımız ‘Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretimi Öncelikli Dönüşüm Programı’mızdır. Programımızın amacı; enerji alanında yerli kaynaklarımızı maksimum düzeyde harekete geçirmek suretiyle dışa bağımlılığımızı azaltmaktır.

Ayrıca ‘Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programımız’la da bir yandan daha az karbon salınımıyla çevreyi korurken, diğer yandan daha az girdi kullanımıyla rekabet gücümüzü artırmayı amaçlamaktayız. Programla birincil enerji yoğunluğunu azaltırken, kamu binaları ve tesisleri başta olmak üzere enerji verimliliğini yaygınlaştıracağız.

***
"Ödemeler Dengesi" başlığı altında 74. sayfada "Enerji" ile ilgili şu cümleler geçilmiş:

Enerji sektöründe girdi mahiyetinde olan ve üretilmesi yüksek katma değer sağlayacak hedef ürünler listesini çıkararak bunların üretimine yönelik yatırımları destekleyeceğiz.

Rüzgâr, güneş, hidroelektrik gibi alternatif enerji kaynakları üreten tesislerde kullanılan, makine ve teçhizatın yurtiçi üretiminin payını artıracağız.

MTA’nın yurtdışında da madencilik faaliyeti yapabilmesini sağlayacağız.

Demir çelik sektörünün hurda girdiye olan bağımlılığını azaltacağız.

İnorganik kimya, biyoyakıt, alternatif kompozit malzemeler gibi alanlarda Ar-Ge faaliyetlerini teşvik edeceğiz.

Elektrikli araçlar için prototip batarya üretimini gerçekleştireceğiz.

Yüksek teknolojili ürünlere yönelik yatırımları ülkemize çekmek üzere serbest bölgelerin cazibesini artıracağız.

Başta finansal ortamı iyileştirmeye yönelik olmak üzere yerli makine üreticilerinin rekabet gücünü artıracak mekanizmalar oluşturacağız.

***

"Çevrenin Korunması" başlığı altında 130. sayfada Paris COP21 toplantısı öncesi alınan hedefler anlatılmış.

Küçük hidroelektrik santrallere (HES) ilişkin çevre duyarlılığını en üst düzeyde hayata geçirecek, bu amaçla gerekli düzenlemeleri hızlı bir şekilde yaparak etkili bir şekilde uygulayacağız. Prensip olarak 10 MW kurulu gücün altındaki HES’lere izin vermeyeceğiz.

***

"Bölgesel ve Uluslararası İşbirlikleri" başlığı altında sayfa 152`de Paris COP21 Toplantısına atıfta bulunulmuş.

Çağımızın en önemli sınamalarından olan iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası toplumun sarf ettiği çabalara etkin biçimde katılmaya ve 30 Kasım-11 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te yapılacak BM İklim Değişikliğiyle Mücadele Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Konferansı’ndan olumlu bir sonuç alınması yönündeki çabalarımıza devam edeceğiz.

Türkiye sera gazı salım indirimine dair ‘Niyet Edilmiş Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkısını’ artıştan azaltım bazında yüzde 21’e kadar indirim olarak açıklamıştır. Ancak bu oran yapılacak detaylı analizlerle revize edilebilecektir. (neden "edilebilecektir"? neden net bir ifade yok?)

***

Bizler, işaleminin insanları, görevdeki hükümetlerin başarılı olmalarını isteriz. Siyasi istikrar, iktisadi istikrar, piyasalarda rahatlık ve güven ortamı isteriz. Siyasi irade başarılı olunca, piyasalar rahatlar, işler düzene girer, bizim de işlerimiz yolunda gider. Herkese iş, aş, refah, daha iyi hayat standardı oluşur.

64. Hükümet Programında ilk göze çarpan, özellikle "Enerji Güvenliği" kapsamında okuduğumuz metin akışına uymayan cümleler oldu. Çok dağınık anlatım var. Hükümet politikaları siyasi tercihtir. Siyasi tercihler, iktidar partisinin demokratik hakkıdır. Bu tercihleri çoğunluk seçmenin "olur"u ile uygulamaya koymaktadır.

Uluslararası finans piyasalarında oluşan, yeni COP21 çevre politikalarından uzak, farklı politikalar açıklamak günümüzün gerçeklerine uymaz. Yapılan siyasi tercih, piyasa kararlarını zorlayamaz. Bu politikaların uygulanabilmesi için, yatırımcıların risk iştahı, proje finansman çevrelerinin, uluslararası genel kabul görmüş ilkelerin dikkate alınması gerekir. Sadece siyasi irade uygulaması sonuç getirmez.

64. Hükümet Programında "Enerji Güvenliği" metninde rakam az kullanılmış. Hedef rakamlar azaltılmış, kurulu güç, emre amadelik, kapasite hedefleri belirsizleştirilmiş.

Bazı kavramlar çok üstü kapalı, çok yuvarlak cümleler ile geçilmiş. Teknik dilden uzaklaşılmış. Tamamen sosyal bilimcilerin jargonu, anlatım dili kullanılmış.

Program metninde çok fazla anlam ve ifade hataları var. Program metninin yazımı çok aceleye getirilmiş görüntüsü veriyor. Bazı cümleler metin akışına uymayan şekilde farklı yerlere eklenmiş. Anlatım karışmış. Sonuç beklendiği kadar iyi olmamış.

Bu metni herkes okuyor, herkes görüyor, yabancı dillere tercüme ediliyor, yabancı yatırımcıların, yabancı finans kurumların önüne geliyor.

Ortada rakam yok, yani hedef yok. Açıkçası yabancı yatırımcılar önüne koyabileceğimiz daha net kapsamlı, net rakamlara dayalı, daha dolu bir döküman bekliyorduk.

64. Hükümetin programı önce TBMM`e görüşülecek ve daha sonra güven oylamasına gidilecek. İktidar partisi, mutlak çoğunluğa sahip olduğu için, herhalde değişmeden olduğu gibi kabul edilecek. Hayırlı olsun.

Haluk Direskeneli

...

Önceki ve Sonraki Yazılar