MEHMET KARA
Yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması (YEKDEM), Türkiye’de rüzgara, suya, biyokütleye, jeotermale ve güneşe dayalı elektrik üretim yatırımları üzerinde hızlandırıcı bir etkiye sahip.
Çünkü bu mekanizma, söz konusu kaynaklara dayalı ve belli şartları taşıyan elektrik santrallerinde üretilen elektriğin, belli bir fiyattan satın alınmasını garanti ediyor.
Tüm yenilenebilir kaynaklar için aynı durum söz konusu ama özellikle son yıllarda rüzgara dayalı santrallerin kurulu gücünün 5 bin MW seviyesini aşmasında işte bu mekanizma bir kaldıraç görevi gördü.
Ancak son zamanlarda bu mekanizmanın olumsuz sayılan bazı yan etkileri ortaya çıkmaya başladı. O da, söz konusu mekanizmadan yararlanarak belli seviyedeki geliri garanti altına almak isteyen santral sayısının artmasından ileri geliyor.
2014 yılında 5 bin MW’ler seviyesinde bulunan YEKDEM kapsamındaki lisanslı elektrik santrallerinin 2016 yılında 15 bin MW’leri aşmasının böylesi yansımaları olması şaşırtıcı sayılmaz.
Ancak bu gelişmelere karşı, YEKDEM kapsamdaki yatırımcıları şaşırtan bazı adımlar atıldı. Söz konusu santrallere, üretim tahminlerini doğruya yakın şekilde yapma yükümlülüğü getirilirken, bunu yerine getiremeyenlere ceza uygulanmaya başlandı.
Ceza dediysek, aslında esas itibariye eksik ya da fazla tahminin yol açtığı sistemdeki dengesizlik maliyetlerine katlanma yükümlülüğü. Yani örneğin bir santral, tahmininden eksik üretim yaptıysa ve sistem operatörü bu elektriği başka bir santrale çalışma talimatı verip daha yüksek fiyattan sisteme soktuysa bunun maliyetini tahminini tutturamayan santrale yüklemekten söz ediyoruz.
Bu mekanizma işe yaramış görünüyor. Spot elektrik piyasasındaki fiyatlardan da, devletin YEKDEM kapsamında santrallere yaptığı aylık ödeme tutarlarına da yansımış durumda. Piyasa takas fiyatı ile sistem marjinal fiyatı arasındaki makasın istisnalar hariç, eskisi kadar açılmadığı görülüyor. Yani yanlış üretim tahmini yüzünden dengeleme piyasasında fiyatların aşırı yükselmesi önlenmiş oldu bir nevi.
YEKDEM santrallerine yapılan ödemelere gelince. Mart, Nisan ve Mayıs aylarında YEKDEM kapsamındaki santrallere ödenen tutar, 1 milyar TL’nin üzerindeydi. Ancak YEKDEM santrallerini disipline eden son uygulamanın devreye girdiği Haziran ayında ve izleyen Temmuz ayında bu rakam yaklaşık 200 milyon TL daha düşük çıktı. Henüz netleşmemekle birlikte Ağustos ayı verilerinde de benzeri bir görüntü oluşacağını söylemekte bir sakınca yok.
Bu arada, toplam YEKDEM ödemeleri içinde lisanssız üretim santrallerine ödenen tutarın payı giderek artıyor. Yılbaşıda bu oran yüzde 1’ler seviyesindeyken, Temmuz ayında yüzde 6’ya yaklaştığını söylersek bu artış hızının önemi daha iyi anlaşılır.
Har neyse... Elektrik sektöründe enerji yönetiminin tercihleri ayrıntıda zaman zaman değişebilir. Ancak bu değişikliklerin sistemin bütününe zarar vermemesi beklenir. Yani burası bir havuz ise yapılacak uygulama değişikliklerinin, havuzdaki suyu aşırı şekilde azaltmaması esas alınmalı. Bu biraz ayrıntılı bir konu. Başka yazılarda değinmek üzere burada keselim en iyisi…
Yukarıda yazdıklarımızı tekrarlarsak... Yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması kapsamında elektrik üreticilerine yapılan ödemeler Haziran ve Temmuz aylarında ciddi ölçüde geriledi. Buna karşılık lisanssız elektrik üreticilerine yapılan ödemeler yılbaşından bu yana altıya katlandı.
Mehmet KARA - Enerji Günlüğü / 7 Eylül 2016