Enerji Günlüğü - HŞ Güneş Enerjisi Sistemleri Şirketi’nin sahibi Halil Şevik, ‘pasif ev’ uygulaması örneğini kendi evinde gerçekleştirdi.
Yenilenebilir enerji bilinci her geçen gün artıyor. Bu bilincin açığa çıkış şekillerinden biri de ‘pasif ev’ uygulamaları. Enerji ihtiyacının tamamına yakınını yerinde üretmeyi içeren bu uygulamaların örneklerinden biri de Türkiye’de hayata geçirildi. Uygulamaya imza atan isim ise güneş enerjisi sektöründen çıktı. HŞ Güneş Enerjisi Sistemleri Sahibi Halil Şevik, pasif ev ve Antalya’daki uygulamasına ilişkin sorularımızı cevapladı.
İzninizle “Pasif ev” tam olarak nedir sorusuyla başlamak istiyoruz...
Pasif ev kavramı ilk olarak Almanya’da ortaya çıktı. 1991 yılında Almanya’da geliştirilen bu ev modülleri, son beş yılda tüm dünyada yaygınlaştı. Bu evler, Almanya’daki Pasif Ev Enstitüsü’nün belirlediği standartlar doğrultusunda tasarlanıyor. Pasif ev yapılarıyla içerisinde ikamet edenlerin konforunu az miktarda enerji ile ısınma ve soğutma yaparak sağlarsınız. Kullanılan enerji miktarıyla, Türkiye’de bulunan günümüz standart binalarına kıyasla, ısıtma ve soğutmada en az yüzde 90’a varan oranlarda tasarruf elde edilir.
Siz pasif ev ve enerji tasarrufu çalışmalarına ne zaman başladınız?
Makine mühendisi olarak binaların ısıtma soğutma alanlarında çok sayıda çalışmam oldu. Binaların baştan sona enerji sistemleri ve teknik sistemlerini yaklaşık 20 yıldır üstleniyoruz. Uzun yıllar Almanya'da faaliyetlerimi sürdürdüm. Bu süreçte enerji maliyetlerini azaltacak ve güneş enerjisinden en az yüzde 90 enerji sağlanabilecek sistemlerin ülkemize de getirilmesine öncü olmak istedim. Antalya'da 2013'den beri HŞ Güneş Enerjisi Sistemleri olarak faaliyet gösteriyoruz.
Pasif ev yapmanın ülkemizin enerji politikasına katkısı nasıl olacak?
Türkiye’nin iklimsel özelliklerini doğru kullanmak, güneş enerjisinden yararlanarak binaların hem kalorifer hem de sıcak su ve elektrik ihtiyacını karşılayacak bir sistem hazırladım. Türkiye’de özellikle de Antalya’da bu sistemin yerleşmesini ve tüm ülkemize öncü olmasını istiyoruz. Enerji maliyetlerinin azaltılmasını ve sağlıklı sıcak su sağlayan sistemlerle, güneş enerjisinden yüzed 90 enerji sağlanabilmesi bir mucize değil, bir mühendislik örneğidir.
Enerji tasarrufu için Türkiye’de sizin gözlemlediğiniz eksiklikler nelerdir?
Ülkemizde güneş enerjisi genelde su ısıtmak ve elektrik üretmek amacıyla kullanılıyor. Aslında direkt ısınma amacıyla da güneşten faydalanabiliriz. Günısı gibi düşünün, güneş panellerinde toplanan enerjiyi evin iç kısmında yer ayırdığımız enerji tanklarında depolayarak ihtiyacımız olan sıcak suya, yerden ısınma ya da kalorifer ısıtması olarak kullanabiliriz.
Güneşten alacağımız enerji bu iş için yeterli oluyor mu?
Güneşten aldığınız enerji yetmezse burada ısı pompası devreye girebilir. Buradaki en önemli detay şudur, ısı pompasına giden elektriği de güneşten temin edebiliriz. Bizim ülkemizde ne yazık ki bu yaygın bir bakış açısı değil. Henüz mimarlarımız ve mühendislerimiz bu vizyona ulaşamadığından enerjimizin büyük bir bölümünü hala elektrik satın alarak karşılıyoruz. Çünkü özellikle villa veya büyük sitelerin yapımını üstlenen mimar ve mühendisler önceliği estetiğe veriyorlar. Oysa biz enerjisini dışarıdan alan bir ülkeyiz. Önceliğimiz enerjide dışa bağımlılığı azaltmak olmalı. Bu eksende de yapılacak en önemli adım binaların güneş ışığından maksimum düzeyde yararlanmasını sağlamak olmalı.
Bu durumda pasif ev projelerini bir nevi kamusal faaliyet sayabiliriz, öyle mi?
Aynen öyle. Özellikle kamu binalarında hastanelerde, otellerde ve okullarda öncelikli olarak pasif ev projesine sıcak bakılmalı. Çünkü daha önce de dediğim gibi güneş enerjisi bize Allah’ın verdiği bir nimet biz bu nimeti kamu yararını ülke menfaatlerimizi düşünerek neden doğru kullanmayalım. Ayrıca kamu için şöyle bir fayda da söz konusu, kullanmadığı enerjiyi dağıtıcı firmaya satarak artı gelir de elde edebilir ve diğer kamu harcamalarını bu maliyet düşüşü ile sağlayabilirler.
Dört kişinin yaşayacağı bir pasif evin maliyeti nedir peki?
Bunu binanın özelliğine ve kullanılan malzemeye göre, tabii tüm inşaat giderleriyle birlikte hesaplamak gerek. Bu da benim belirleyebileceğim bir hesaplama sistemi değil. Uzmanlık alanım üzerinden konuşursak 200 metrekare bir pasif evin ısıtma soğutma maliyeti maksimum 80 bin TL’dir. Bu maliyette ev sahibinin ödeyeceği elektrik ve doğalgaz faturasını baz alırsak güneşten alacağı bedava enerjiyle maksimum üç yılda bu maliyeti amorti edeceğine garanti veriyorum.
Pasif ev yapacaklara enerjiyi verimli kullanmak ve depolamak için önerileriniz nelerdir?
Harcamadığımız enerji pasif enerjidir. Sekiz köşe çatı değil de evin güneye bakan bölgesine çatı projesi çizerek işe başlamak gerek. Türkiye’de bizim helikopter inebilecek çatılara değil, güneş enerjisine uygun tasarlanmış evlere ihtiyacımız var. Dolayısıyla çatılarımızı helikopter inecekmiş gibi sekiz köşe yapmayalım. Düz 45 derece açı ile çatı dizaynı yaparak, panelleri o şekilde monte edersek güneş ışınlarından faydalanma oranımız artacaktır. Bırakın çatınızı güneş izlesin. Çatılarınız güneş açsın.
Bu iş çatıdan başlasa da sadece onunla bitmiyor herhalde?
Tabii ki bitmiyor. Aynı bu noktada evin yalıtımı da büyük önem taşıyor. Duvarlarımıza, camlarımıza ve subasmanımıza da yalıtım yapacağız. Sonuçta biz ülkemizin enerji bağımlılığını azaltmak için mühendislik mimarlık fakültelerinden mezun oluyoruz. Bu hepimizin çocuklarımıza bırakacağı bir emanet. Enerjimizi ne kadar yenilenebilir kaynaklardan karşılarsak o kadar temiz hava ve çevre miras olacak.
Eski evler de pasif eve dönüştürülebilir mi?
Mevcut evinin enerji tüketimini azaltmak amacıyla pasif eve dönüştürmek isteyen vatandaşlarımız için şunları söyleyebilirim. Ne yazık ki elektrik üretimi yapamazlar ancak termal paneller kullanarak ve ısı pompasıyla evini pasif eve dönüştürebilir. Bu da tam teşekküllü olmasa da evin enerji tüketimini yani gelen elektrik faturasını yüzde 50 oranında azaltır. Bürokratik bir engeli yok.
Dünyada pasif ev algısı Türkiye’ye göre nasıl? Enerji verimliliği noktasında en çok hangi ülkeler pasif ev yapıyor?
Dünya genelinde 50 binin üzerinde pasif ev örneği var. Bu sayısının yaklaşık 18 bini Avusturya’da. Almanya’da ve Avusturya’da bu evlere yönelik çok sayıda örnekler görmek mümkün. Sizinle şu detayı paylaşmak isterim, bir pasif evin 1 metrekare yaşam alanı için yıllık maksimum ısıtma ihtiyacı 15 kWh/(m²a)’dir. Bu da yaklaşık 1,5 litre yağ/m² denk gelmektedir. Dolayısıyla bize bedava verilen güneş enerjisini geleneksel ısınma metotları yerine tercih edersek enerji maliyetimizde yüzde 90’a varan oranlarda tasarruf elde edebileceğiz. Pasif evler tüm dünyada giderek önem kazanan geleceğin inşaat tasarımlarından biri. Aktif ısıtma sistemine ihtiyaç duymayan ve bu sayede çok düşük enerji maliyetleri çıkaran ayrıca yaz kış demeden tam konfor sağlayan ev tipleridir bunlar. Konforlu, çevre dostu, ekonomik ve enerji verimli uluslararası bir bina standardıdır.
Enerji Günlüğü