1. HABERLER

  2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

  3. Türkiye'de 75 milyon kişi kirli hava soluyor

Türkiye'de 75 milyon kişi kirli hava soluyor

Türkiye’de 2019 yılında kent ölçeğinde en az 75 milyon kişinin kirli hava soluduğu ve koronavirüsün neden olduğu hava kalitesindeki iyileşmenin geçici olduğu ifade edildi.

Türkiye'de 75 milyon kişi kirli hava soluyor

Enerji Günlüğü - Türkiye’de 2019 yılında kent ölçeğinde en az 75 milyon kişinin kirli hava soluduğu ve koronavirüsün neden olduğu hava kalitesindeki iyileşmenin geçici olduğu ifade edildi.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası tarafından yayınlanan Türkiye 2019 Hava Kirliliği Raporu, kent ölçeğinde Türkiye'de 75 milyon kişinin kirli hava soluduğunu ortaya koyuyor. Raporda tüm kentlerde hava kirliliği sorununun yaşandığı belirtilmekle beraber genel olarak hava kirliliğinin en yoğun olduğu kentlerin Bursa, Adana, Ankara, İstanbul, Iğdır, Şırnak, Muş, Manisa, Kahramanmaraş, Karabük, Çanakkale, Denizli, Zonguldak, Edirne – Keşan, Şanlıurfa olduğu vurgulandı. Havası diğer kentlere göre daha az kirli olan yerlerin ise Yalova Armutlu, Rize Ardeşen, Artvin Hopa ve Hatay Antakya olduğu vurgulandı.

KÖMÜR SANTRALLERİNİN ETKİSİNİN TESPİT EDİLMEMESİ DİKKAT ÇEKİCİ

Raporu paylaşan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Baran Bozoğlu, Türkiye’de güvenli veri alımı olan istasyon sayısının sadece 48 olduğunu dile getiren Bozoğlu, doğrudan akciğerlere ulaşan ve alt solunum yolu enfeksiyonu, akciğer hastalıklarına sebep olan PM 2,5 kirleticisine dair acilen sınır değer tanımlanması çağrısında bulundu. Bozoğlu ayrıca, "İnsan sağlığı ve doğa için risk olan kömürlü termik santrallerin olduğu bölgelerdeki istasyonların bir kısmında (Muğla – Yatağan, Sivas Kangal) ölçüm yapılmaması ve bu santrallerin etkisini tespit etmesi gereken istasyonlarda tüm kirlilik parametrelerinin (PM 2,5) ölçülmemesi dikkat çekicidir" dedi. 

VİRÜSÜN NEDEN OLDUĞU HAVA KALİTESİNDEKİ İYİLEŞME GEÇİCİ

Bozoğlu Kovid-19 salgını nedeniyle alınan önlemler sonucunda hava kalitesindeki iyileşmeye de vurgu yaptı. Bu iyileşmenin yalnızca anlık olduğunun; hava kirliliği sorununun doğrulanmamış ve kısa süreli verilerle değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizerek, hava kirliliğinin uzun dönemli etkilerine dikkat çekti.

KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ

Bozoğlu rapor sunumunun ardından hava kirliliğinin azalması için kalıcı çözümlerin üretilmesi gerektiğini vurguladı. "Ülkemizde ve tüm dünyada Kovid-19 salgını yaygınlığı sürdürmesine ve hava kirliliğinin azaldığına dair bilgi paylaşımlarına rağmen, hava kirliliğini kalıcı olarak azaltacak ve ortadan kaldıracak önlemlerin, planların, uygulamaların paylaşılmamış olması geleceğe umutla bakmamıza engel olmaktadır." dedi.

Raporda sunulan öneriler ise şöyle:

    Tablolar halinde paylaştığımız hava kirliliğin azaltılması, kentin yöneticilerinin alacağı önlemlerle ve planlamalarla mümkündür.

    Ölçüm istasyonlarının bakım-onarım ve kalibrasyonuna özen gösterilmesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesinde yapılacak düzenleme ile hava kalitesine yönelik değerlendirmelere daha fazla maddi ve idari kaynak ayrılması gerekmektedir.

    Bütün kirletici parametreler bütün istasyonlarımızda izlenmeli, bu parametreler üzerinden modelleme çalışması yapılarak daha yerel ve küçük ölçekli hava kalitesi verileri oluşturulmalı ve geleceğe yönelik hava kirliliğini azaltmak için planlar yapılmalıdır.

    Ulusal mevzuatımız PM 2,5 kirleticisinin de azaltılmasına yönelik hedeflerle güncellenmelidir.

    Büyükşehirler başta olmak üzere tüm kentlerde Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Arttırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında Düşük Emisyon Bölgeleri planlanmalı ve hayata geçirilmelidir.

    Temiz Hava Eylem Planları tüm ilgili paydaşların katılımı ile her kentte hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılmalı ve hedeflerin izlenmesi sağlanmalıdır.

    Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri çevre denetimlerini arttırmalıdır.

    Kovid-19 salgını ile hava kirliliğinin olduğu bölgelerde riskin fazla olduğu gerçeği ile karar vericiler ve siyasetçiler yüzleşmelidir. Salgın sonrası ekonomilerin kendisini toparlaması kaygısı ile hava kirliliğinin salgın öncesinden daha da fazla artma riski bulunmaktadır. Bu riskin gerçekleşmemesi için zaman kaybetmeden hava kirliliğini azaltıcı uygulamalara başlanmalıdır.

    Büyükşehir Belediyelerimiz vakit kaybetmeden, popülist politikalardan sıyrılarak, kısa vadeli arayışlara takılmadan, hızlı, konforlu, güvenli ve ucuz hava kirliliği yaratmayan toplu taşıma çözümlerini ve hava kirliliğini azaltmayı hedefleyen kent planlamasını hayata geçirmelidir.

    Hava kalitesinin tespiti ve kamuoyu ile paylaşılması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevidir. Kentlerdeki vatandaşların sağlıklı çevrede yaşama hakkına dair sorumlulukları olan büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile valilikler kendi bölgelerinde eksik veya yetersiz olan ölçüm istasyonların tüm parametrelerde doğru veri üretecek hale getirilmeleri için talepkar olmalıdır.

    Belediyelerin veya ilgili diğer kurum ve kuruluşların ısınma amaçlı kömür yardımı yerine alternatif çözümleri hayata geçirmesi büyük bir ihtiyaçtır.

    Kömürlü termik santraller tüm dünyada terkedilmeye başlanmıştır. Hava kirliliğinin ve iklim krizinin en önemli sebeplerinden olan kömürlü termik santraller diğer birçok ülkede olduğu gibi kapatılma süreçleri planlanmalı ve bu alanda çalışan emekçilerin mağduriyetlerinin oluşmaması için alternatif kalkınma planları oluşturulmalıdır.

    Enerji verimliliğine yönelik çalışmalara hız verilmelidir.

    Kentlerin üst ve alt ölçekli planları hava kirliliği sorununu çözmeye, iklim krizinin etkisini azaltmaya yönelik olmalıdır.

    Enerji kaynağı olarak kömür ve türevi yakıtlı termik santrallere destek verilmesi yerine yenilenebilir temiz enerji kaynakları desteklenmelidir.