Enerji Günlüğü – Türkiye'nin 2030'da toplam sera gazı emisyonlarını 929 milyon tona düşürmeyi planladığı, ancak daha fazlasını gerçekleştirme kapasitesi olduğu ifade edildi.
Sürdürülebilir Üretim Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, ekonomik sistemlerde radikal dönüşümleri zorunlu kılacak kararların alınacağı Paris İklim Zirvesi'nin iklim değişikliği müzakereleri arasında bir köşe taşı niteliğinde olacağını belirterek, Türkiye'nin 2030'da toplam sera gazı emisyonlarını 929 milyon tona düşürmeyi planladığını ancak daha fazlasını gerçekleştirme kapasitesi olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Karakaya, Türkiye'nin Zirve'ye uzun zamandır hazırlandığını belirterek şunları açıkladı: "Türkiye Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı için 'Ulusal Düzeyde Belirlenmiş Katkı Niyeti' planını sundu. Bu Türkiye açısından oldukça önemlidir, çünkü ilk defa Müzakereler bağlamında sorumluluk almaktadır. Bu Plana göre 2030'da Türkiye'nin toplam sera gazı emisyonlarının 1.175 milyon ton CO2 eşdeğerine ulaşacağını öngörülüyor ve uygulanması düşünülen tedbirler aracılığıyla bu rakamın 929 milyon tona düşürülmesi hedefleniyor. Türkiye'nin mevcut enerji yapısı, yenilenebilir enerji potansiyeli ve ekonomik yapısındaki gerekli dönüşümleri sağlaması durumunda belirtmiş olduğu hedeften daha fazla emisyon azaltım gerçekleştirme kapasitesi vardır. Paris sonrası değerlendirme sürecinde Türkiye'nin daha iddialı azaltım hedefi alabileceğini söyleyebiliriz. Bu süreç haliyle ülkemizde de iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda ciddi bir farkındalık yaratacaktır." dedi.
PARİS İKLİM ZİRVESİ DÜNYA'NIN KADERİNİ BELİRLEYECEK
Karakaya, ekonomik sistemlerde radikal dönüşümleri zorunlu kılacak kararların alınacağı Paris İklim Zirvesi'nin iklim değişikliği müzakereleri arasında bir köşe taşı niteliğinde olacağını kaydederek, ünyanın geleceğini tehdit eden iklim değişikliği konusunda ülkelerin radikal çevresel ve ekonomik tedbirler alması gerektiğini vurguladı.
BAZI SEKTÖRLERDE RADİKAL DÖNÜŞÜM BAŞLAYACAK
Paris İklim Zirvesi'nin sadece çevresel değil ekonomik yansımalarının da olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Karakaya, ülkelerin artık ekonomik büyüme için öncelikle çevreyi hesaba katması gerekiyor diye konuştu.
Üretim ve tüketim süreçlerinin yeniden şekilleneceğini belirten Karakaya şunları söyledi: "Özellikle enerji, sanayi ve ulaştırma sektörü başta olmak üzere tüm ekonomik sistemlerde radikal bir dönüşüm zorunlu olacak. Bu noktada enerji sektöründe fosil yakıtlardan vazgeçip temiz enerji kaynaklarına geçiş yapılacak. Düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayacak yatırımlar için gerekli uluslararası ve ulusal iklim finansmanı fonlarının hangi mekanizmalar üzerinde kurulacağı da Zirve'nin temel tartışma konularından biri olacak."