Enerji Günlüğü - Rusya'dan TürkAkım boru hattı üzerinden doğalgaz arzı, LNG formunda arza göre %61 ila 176 oranında, Ukrayna üzerinden arza göre de %30 daha az sera gazı emisyonu oluşturuyor.
TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı’nın açık deniz kesiminin inşaatından ve işletilmesinden sorumlu olan South Stream Transport B.V. şirketi, TürkAkım doğalgaz boru hattı üzerinden Rusya'dan Türkiye ve güneydoğu Avrupa’ya doğalgaz tedarikine ve Türkiye ile güneydoğu Avrupa'da doğalgazın elektrik üretiminde ve konutların ısınmasında kullanımına ilişkin bir Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) yaptırdı. ISO 14040/140442 standardına uygun olarak gerçekleştirilen ve alternatif doğalgaz tedarik zincirleriyle ve alternatif enerji kaynakları kullanımıyla kıyaslanan bu çalışma, Almanya merkezli ThinkStep şirketi tarafından webinar toplantısı ile açıklandı.
Çalışmaya göre, LNG ithalatına bağlı tedarik zincirlerinin sera gazı (SG) emisyonları, tedarik edilen doğalgazın her MJ (LHV) birimi başına 16,7 ila 28,6 g CO2 eşdeğeri (eşd.) aralığında değişiklik gösteriyor ve doğalgazın Rusya'dan TürkAkım boru hattı üzerinden arzına göre %61 ila 176 oranında daha yüksek SG emisyonu oluşturuyor. Bu, doğalgazın LNG ithalatı yerine Rusya'dan TürkAkım boru hattı üzerinden tedarik edilmesi halinde, Türkiye ve güneydoğu Avrupa için 19 ila 48 milyon ton CO2 eşd. civarında yıllık emisyon tasarrufu anlamına geliyor.
UKRAYNA ÜZERİNDEN GAZ TEDARİĞİNDE EMİSYON YÜZDE 30 FAZLA
Rusya’dan TürkAkım doğalgaz boru hattı ile gerçekleştirilen doğalgaz tedariki, Rusya’dan Ukrayna koridoru vasıtasıyla gerçekleştirilen doğalgaz tedariki ile karşılaştırıldığında da, toplamda daha iyi bir çevresel performans sergiliyor. Ukrayna koridoru üzerinden gerçekleşen doğalgaz tedarikinin genel sonuçları, daha yüksek SG emisyonları nedeniyle yaklaşık %30 daha yüksek.
KÜRESEL ISINMA POTANSİYELİ 10,4 GRAM CO2 EŞDEĞERİ
Doğalgazın TürkAkım boru hattı üzerinden Rusya'dan Türkiye ve güneydoğu Avrupa’ya taşınması için hesaplanan küresel ısınma potansiyeli (GWP), tüketiciye temin edilen doğalgazın her mega Joule birimi başına 10,4 gram CO2 eşdeğeri4 (g CO2 eşd./MJ (LHV)) seviyesinde. Bu hesaplamada dikkate alınan ana etkenler, doğalgazın Rusya’daki üretim sahalarından Türkiye ve güneydoğu Avrupa’ya boru hatlarıyla taşınması (%56), doğalgazın üretimi ve işlenmesi (%19), yerel iletimi (%15) ve dağıtımıdır (%10).
UKRAYNA KORİDORU VE LNG FORMATI İLE TEDARİKTE GWP YÜKSEK
LNG ithalatına bağlı doğalgaz tedariğinin küresel ısınma potansiyeli (GWP) Rusya'dan TürkAkım boru hattıyla doğalgaz tedarikine göre yaklaşık 2 ila 4 kat daha yüksek. Bu, yüksek SG emisyonları ile yüksek miktarda enerji tüketen bir işlem olan sıvılaştırma işleminin (saflaştırma dahil) neden olduğu solunabilir inorganik maddeler, fotokimyasal ozon oluşumu, asidifikasyon ve karasal ötrofikasyonun yanı sıra, LNG taşımacılığında kullanılan araçlardan kaynaklanıyor.
Doğalgazın Rusya'dan Ukrayna koridoru üzerinden tedarik edilmesi halinde (temin edilen doğalgazın her MJ (LHV) birimi başına 13,8 g CO2 eşd.) ortaya çıkan küresel ısınma potansiyeli (GWP), Rusya'dan TürkAkım boru hattı üzerinden tedarikinden 3,4 g (veya üçte bir oranında) daha yüksek. Bu, doğalgazın Ukrayna koridoru yerine TürkAkım boru hattı üzerinden tedariki durumunda, Türkiye ve güneydoğu Avrupa için yıllık 10 milyon ton CO2 eşd. civarında emisyon tasarrufu sağlayacak. Bu fark, boru hatlarının uzunluğundan ve taşıma sistemlerinin tasarımından ve yaşından kaynaklanıyor.
DOĞALGAZIN KONUTLARDA KULLANIMININ ETKİSİ ÜLKELERE GÖRE DEĞİŞİYOR
TürkAkım Boru Hattı aracılığıyla aktarılan doğalgaz elektrik üretimi ve ısınmada diğer yakıtların yerine kullanılırsa, Türkiye’de 2030 yılına dek sera gazı emisyonları 74,5 milyon ton CO2 eşd. düşürülebilir.
Türkiye ve güneydoğu Avrupa’da (Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan ve Sırbistan) TürkAkım doğalgazının elektrik üretimi ve konutlarda ısınma için kullanımının sonuçların hesaplandığı çalışmada, linyit, taş kömürü, petrol/petrol ürünleri gibi diğer fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji kaynaklarının sonuçları ile karşılaştırıldı.
Doğalgazın elektrik üretimi ve konut ısınmasında kullanımına ilişkin GWP sonuçları (TürkAkım); linyit, taş kömürü, petrol/petrol ürünleri, kömür gazları ve ortalama doğalgaza ait sonuçlardan düşük olmakla birlikte, biyokütle, biyogaz, nükleer, su, rüzgar, PV, solar termal ve jeotermale ait sonuçlardan yüksektir. Doğalgazın (TürkAkım) elektrik üretimi ve konut ısınması için kullanımı, elektrik üretimi ve konut ısınmasında atık kullanımına ilişkin GWP sonuçları ile kıyaslandığında ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.
DOĞALGAZ EN İYİ ENERJİ KAYNAĞI DENGELEYİCİSİ
Toplantıda ThinkStep şirketinden Üst Düzey Sürdürülebilirlik Danışmanı Jasmin Hengstler rapor bulgularını özetledi. Hengstler, doğalgazın 2030 yılına kadar orta vadede önemil olduğunu belirterek, bu dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarındaki dalgalanmayı dengelemek için esnek bir enerji kaynağına ihtiyaç olduğunu ve en iyi enerji kaynağının da bu anlamda doğalgaz olduğunu kaydetti.
YDD BİR ÜRÜNÜN ÇEVRE ETKİSİNİ ÖLÇME YÖNTEMİ
Raporu inceleyen hakem heyetinde de görev yapan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu da YDD sürecine ve rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, YDD’nin bir ürünün, tüm yaşam döngüsü boyunca neden olduğu olası çevresel etkileri değerlendirmek için kullanılan bir metodoloji olduğunu belirterek, “Ürünleri yaşam çevrimleri süresince çevreye verdikleri potansiyel etki miktarının belirlenmesi yöntemi yaşam döngüsü. Bu bir kantitatif, nicel yöntem ve bir karşılaştırma yöntemi. Bir ürünün iki etkisi vardır: çevremize etkisi ve maliyeti. İşte bu iki maliyete baktığımızda YDD ile gezegenimize bütün su ve kara ekosistemine, insana olan etkiyi karşılaştırıyoruz. Örneğin, doğalgaz bir kuyudan çıktıktan sonra taşınma yöntemine, kullanım alanına göre yol boyunca neler olduğunun bir ölçütüdür” ifadesini kullandı.
Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü/Denizli