1. HABERLER

  2. NÜKLEER

  3. Tuğrul: Enerji paradoksunda en uygunu Nükleer santraller

Tuğrul: Enerji paradoksunda en uygunu Nükleer santraller

Enerji Günlüğü - ICCI 2017 Nükleer Enerji oturumda söz alan Prof. Dr. A. Beril Tuğrul, Nükleer Santrallerin enerji paradoksu ortamında en uygun seçenek...

Tuğrul: Enerji paradoksunda en uygunu Nükleer santraller

Enerji Günlüğü - ICCI 2017 Nükleer Enerji oturumda söz alan Prof. Dr. A. Beril Tuğrul, Nükleer Santrallerin enerji paradoksu ortamında en uygun seçenek olduğunu belirtirken, en iyi çözümün ise riski dağıtmakta olduğunu aktardı. 

ICCI 2017 kapsamında düzenlenen Nükleer Enerji oturumunda konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Araştırmalar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. A. Beril Tuğrul, paradoksal enerji üçlemesi ve nükleer enerji konusunu ele aldı. Enerjinin hayli karışık ve ülkelerin politikalarını etkileyen önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Tuğrul, paradoksal enerji üçlemesi olarak nitelendirilen bir açmazın var olduğunu belirtirken, bu açmazda en uygun seçeneğin ise Nükleer Santraller olduğunu savundu.

TRİLEMMA KAVRAMI

Kendi içinde çelişen veya çatışan argümanlar olarak tanımlanan paradoks kavramı bir başka deyişle aykırı düşünce, çelişki ve karşıtlığı ifade ediyor. Tuğrul ise bu tanımdan yola çıkarak “Bu karşıtlık eğer birden fazla argümanla ortaya çıkıyorsa ve üçlü temel argümanı ifade ediyorsa buna da üçlü trilemma diyoruz. Dolayısıyla trilemma herhangi üç argümanın birlikte değerlendirilmesi, çelişkilerinin ortaya konmasını ifade ediyor.” diye konuştu.

ENERJİDE PARADOKSAL ÜÇLEME: GÜVENLİK, SÜRÜDÜREBİLİRLİK, ENERJİYE ERİŞİM

Prof. Dr. A. Beril Tuğrul enerjideki paradoksal üçlemeyi ise güvenlik, sürdürülebilirlik ve enerjiye erişim argümanlarının oluşturduğunu söyledi. Güvenlik konusunda arz ve talep güvenliğine vurgu yapan Tuğrul, enerji kaynakları bakımından fakir olan veya sorunlar yaşayan ülkelerde arz güvenliğinin, enerji kaynağına sahip ülkelerde de talep güvenliğinin öne çıktığını belirtti.

Tuğrul, enerjiye erişim konusunda da enerji kaynakları ile birlikte enerji santrallerinin hayata geçirilmesi ve bunlar arasındaki dengenin ve enerji politikalarının ülke jeopolitiğiyle birlikte ifadesinin önem arz ettiğini aktardı. Bu noktada önemli olan bir alt argümanınsa ekonomi olduğunu vurgulayan Tuğrul, en ucuz fiyatla enerjiye ulaşmanın üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu savundu.

1987’de Birleşmiş Milletlerce kabul edilen “Our Common Future” raporunda yer alan tanıma göre sürdürebilirlik, bugünkü kuşakların ihtiyaçlarını ve kalkınmasını sağlarken gelecek kuşaklara da kendi kalkınmalarını sağlayabilecek uygun şartları bırakmak olarak ifade ediliyor. Tuğrul, bu sürdürülebilirlik tanımının çevre kavramlarını ortaya çıkardığını, yani enerjiye erişimin çevreye zarar vermeyecek şekilde sağlanması gerektiğini kaydetti.

SINIRLI KAYNAKLAR ENERJİYE ERİŞİMİ ÖNE ÇIKARIYOR

Türkiye’nin paradoksal enerji üçlemesini ele alan Tuğrul, Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında 46. seviyede yer aldığını açıkladı. Bunun hayli dengeli bir duruma tekabül ettiğini belirten Tuğrul: “Burada aşağı yukarı bir denge var, ancak temin konusu daha çok önemseniyor. Bu da çok doğaldır. Zira enerji kaynakları açısından özellikle emre amade, her an devreye girebilecek santrallerin (fosil kaynaklı santraller ve nükleer santraller) kaynakları açısından çok zengin değiliz. Bu sebeple bu kaynaklara erişime daha çok önem verdiğimiz görülüyor.” diye konuştu.

Enerji santrallerini de paradoksal enerji üçlemesi açısından inceleyen Tuğrul, burada konvansiyonel ve yaygın kullanımı olan rüzgar, nükleer, jeotermal, kömür, doğalgaz, hidroelektrik ve güneş santrallerinin göz önüne alındığını aktardı. Tuğrul, farklı santral tiplerinin enerji güvenliği açısından, çalışabilirliğini gösteren faktörün ise kapasite olduğunu kaydederken, bu bağlamda yılın belli dönemlerinde 3 yıl arka arkaya kaydedilen değerlere göre çalışabilirliği en yüksek olan santrallerin nükleer santraller olduğuna, bunun ise enerji temini konusunda ele alındığına vurgu yaptı. Sürdürebilirlik açısından en önemlisinin sera gazları olduğunu aktaran Tuğrul, bu bağlamda fosil yakıtların en sorunlu taraf olduğunu, bunların da emre amade özelliği taşıdığı için trilemmayı oluşturan durum olarak kendini gösterdiğini kaydetti.

PARADOKSU ÇÖZMEDE EN İYİ ÇÖZÜM RİSKİ DAĞITMAK

Beril Tuğrul, “Emre amadelik ve dar alanda yüksek güç üretiminin sağlanması noktasında nükleer enerji önemli bir seçenek. Kapasite faktörünün yüksek olması da nükleerin özellikle tercih edilmesini sağlıyor. Ayrıca bu santraller, sera gazları salımı açısından çevreye daha uyumlu ve normal çalışma şartlarında risk oluşturmuyor. Öte yandan enerjide en iyi çözümün riski dağıtmak ve farklı santral tiplerine yer vermek olduğuna vurgu yapabiliriz.” dedi.

Gizem ÇINAR / Enerji Günlüğü