Enerji Günlüğü - Türkiye Makina Mühendisleri Odası (TMMOB) Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile ilgili bazı yasal, etik, ticari ve ekonomik usulsüzlüklerin acilen kamuoyuna açıklanmasını talep etti.
Türkiye Makina Mühendisleri Odası (TMMOB) Rusya’nın inşa edeceği Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali Akkuyu NGS ile ilgili bazı noktaların aydınlatılması gerektiğini belirterek, kamuoyuna açıklanması talebiyle enerji yönetimine bazı sorular yönelten bir açıklama yaptı.
TMMOB’nin açıklaması şöyle:
“Çağdaş toplumlarda devletin ve kamunun, tüm kurumların, çalışmalarında şeffaflaşması, bilgilerin yaygınlaşması; toplumdaki tüm birey, kurum, araştırmacı ve tüzel kişilerin, kurumların çalışmaları ilgili güncel bilgilere ayrıntılı olarak ve kısa zaman içinde erişebilme imkânının mevcut olması esastır.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile ilgili olarak ÇED Raporunun iptali için; TMMOB’nin de içlerinde yer aldığı birçok kuruluş tarafından açılan davada, davacıların talebi üzerine mahkeme tarafından ilgili makamlardan gönderilmesi istenen ve Akkuyu NGS hakkında, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, ülkemize yönelttiği sorular ve bu sorulara enerji yönetiminin verdiği yanıtlar “gizli “olduğu gerekçesiyle, Türkiye yurttaşlarından saklanmıştır. Bu bilgiyi saklayanlar, isteyenlerden daha çok vatansever olduklarını iddia edemezler. Ayrıca hiç bir kamu yöneticisi vatanını diğer yurttaşlardan çok sevdiği iddiasıyla daha çok söz hakkı olduğunu iddia edemez.
Biz, ülke, kamu, toplum, meslek ve meslektaş çıkarları doğrultusunda görev yapan ve yüz bini aşan sayıda üyesi olan bir meslek örgütü olarak, aşağıdaki saptamalarımızı üyelerimiz ve yurttaşlarımızla paylaşıyor ve ivedilikle yanıtlanması talebiyle sorularımızı kamuoyu önünde enerji yönetimine yöneltiyoruz.
1. Türkiye’nin nükleer enerji ve nükleer teknolojinin kullanımıyla ilgili olarak; temel ilkeleri ve bu alanda görev yapacak kuruluşları tanımlayan ulusal politika ve strateji belgesi, yol haritası, yasal düzenlemeleri var mıdır? Bu temel belgelerin yokluğunda, kararlar hangi ölçütlere göre alınmaktadır?
2. Mevcut santrallerde arıza ve arıza dışı nedenlerle kullanılamayan kapasite; santrallerin iyileştirilmesi, kestirimci ve planlı bakım onarım uygulanması, piyasa fiyatı nedeniyle üretmeme veya zamansız üretme vb. işlemlerin önüne geçilmesi gibi önlemlerle kullanılabilir (alınabilir) kapasitenin tam olarak değerlendirilmesi ve 2017 yılı elektrik üretiminin üçte biri ila yarısına yakın miktarda, 95 GWh-145 GWh artırmak mümkündür. Bu olanağı değerlendirmeyip, 2016 verileriyle Türkiye’nin birincil enerji arzında dörtte birinden fazla payı olan yüzde 26,5’lik payla enerjide en fazla bağımlı olduğumuz ülke olan Rusya Federasyonu’na, Akkuyu NGS ile, teknolojisinden yakıtına ve atığına kadar her boyutta enerji bağımlılığımız daha çok artmayacak mıdır?
3. Nükleer güç santral yatırımlarına izin vermek, izlemek, denetlemekle görevli bağımsız bir düzenleme kurumu kurulmamıştır. Bu husus, ETKB 2018 Bütçe Sunuşu’nda yer alan “Nükleer Enerji Kanun Taslağı”nın yasalaşması sağlanarak, nükleer alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile düzenleme ve denetleme faaliyetleri birbirinden ayrıştırılıp bağımsız bir düzenleyici ve denetleyici kurum oluşturulacaktır” ifadesi ile belgelenirken, TAEK hangi yetki ile Akkuyu NGS’ye izin vermektedir?
4. ETKB yetkilileri, santralin atık ve yakıt sorununun çözüldüğü iddia ederken, Akkuyu NGS Direktörü Konstantin Ryzhak’ın “Kullanılacak yakıt ve bertaraf edilmesiyle ilgili yine hükümetler arası bir anlaşma imzalanacak ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bir taslak iletilecek” ifadesi, bu konuların değil çözülmek, henüz ele bile alınmadığının itirafı değil midir? Durum bu iken, santralin atık ve yakıt sorunlarının çözüldüğünü söyleyerek toplumu yanıltmak, siyasi ve bilimsel ahlaka uygun mudur?
5. Santralin getireceği yararlar olarak, yapım aşamasında belirli inşaat işlerinde oluşacak istihdam ve yerli müteahhitlik kuruluşlarına doğabilecek yeni iş imkânlarının yanı sıra santral ihtiyaçlarının sınırlı bir bölümünü temin edecek olan sanayiye olumlu etkileri, abartılarak anlatılmakta ve kamuoyu yanıltılmaya çalışılmaktadır. Bu santraldan asıl nemalanacak ve yararlanacak olan, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu Rosatom’un iştiraki Rosatom Energo International’ın Genel Müdürü Anastasya Zoteyeva’nun, “Akkuyu nükleer santralinin inşasının Rusya ekonomisinde ciddi bir gelişme sağlayacağını ve Ruslar için binlerce istihdam alanı yaratacağını” belirtmesi ve “bu başta makine inşa, yan ürünler ve metalürji alanında trilyonlarca rublelik sipariş demek… Elbette Rosatom için de çok sayıda sipariş söz konusu. Neredeyse önümüzdeki 100 yıl için bu siparişleri alacağız” demesi, bu alışverişten kimin kazançlı çıkacağına işaret etmemekte midir?
6. Halen elektrik üreticilerinin piyasa satış fiyatı 4-5 sent mertebesinde iken, Akkuyu NGS’nin üreteceği elektriğin yarısına 12,5 cent fiyatla alım garantisi ile satın almaya karar vermek, ülke ve toplum çıkarlarına uygun mudur?
7. Yatırımcı şirkete, işin başında tanınmamış ayrıcalıkların, daha sonra altın tepsi içinde sunulması ahlaki midir? Akkuyu NGS’ye stratejik yatırım kimliği verilmesi ile yatırımcı Rus şirketten tahsil edilmeyecek kamu fonları ne kadardır? Rus şirkete bahşedilen bu imkanı tüm yurttaşların ödemesi adil midir?
8. Ticari sözleşmeleri, Akkuyu NES, Sinop NES, vb. projelerde görüldüğü üzere, hiç gereği olmadığı halde TBMM onayından geçirme, uluslararası sözleşme niteliği kazandırma ve ulusal iç hukukun denetimi dışına çıkarma, bu tür sözleşmelerin toplum ve ülke çıkarları doğrultusunda değiştirilmesini güçleştirmeye yönelik bir yasal hile değil midir?
9. Akkuyu’da Rusya, Sinop’ta Japonya ve Fransa ile anlaşılırken, üçüncü NGS için Çin’de üretim yapacak Amerikan şirketi ile görüşülürken, her bir yatırımcının ayrı ve henüz yeterince denenmemiş bir reaktör önermesi, nükleer güç santralleri konusunda deneyimi olmayan bir ülke için uygun mudur?
10. Akkuyu ÇED uygundur kararının ve dayandırıldığı yasal düzenlemelerin iptali için açılan davalarda hukuki süreç devam etmektedir. Danıştay 14. Daire kararı temyiz edilmiştir. Sürecin ileriki aşamalarında, Anayasa Mahkemesi veya AİHM, iktidarın sürdürdüğü uygulamaların aleyhinde bir karar alırsa, “Bu karar bizi bağlamaz” denilip hatalı uygulamalar sürdürülecek midir?
Odamız, bu soruların ve bu sorulara eklenecek soruların, kamuoyu önünde açık seçik biçimde ve dürüst bir şekilde yanıtlanmasını talep etmektedir.
Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı.”