Enerji Günlüğü - TMMOB, İstanbul’daki Dünya Enerji Kongresi’nin iktidar-sermaye ikilisi eliyle düzenlendiğini ve enerjiye tamamen ticari çıkar gözüyle bakan bir zihniyetin hakim olduğunu öne sürdü.
Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği’nden (TMMOB), İstanbul’da yarın (9 Ekim 2016) başlayıp 13 Ekim’e kadar devam edecek Dünya Enerji Kongresi’ne ilişkin bir değerlendirme yayınlandı. TMMOB Enerji Sempozyumu Düzenleme Kurulu imzasıyla yayınlanan değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi tarafından organize edilen Kongre’nin, “iktidar-sermaye ikilisi eliyle düzenlendiği” ifade edildi.
KAMUSUZ ALGI OPERASYONU
Enerji kaynaklarının parsellenmesi ve sömürülmesine dayalı dünya düzeni içerisinde insanların enerji kullanım hakkını yok sayan, enerjiye tamamen ticari bir çıkar gözüyle bakan zihniyetin her alanda egemen kılınmaya çalışıldığı görüşüne yer verilen açıklama şöyle devam ediyor:
“Ne yazık ki 23. Dünya Enerji Kongresi de bu zihniyet tarafından ele geçirilmiştir. Dünya Enerji Kongresi’nin Türkiye’de yapılmasını sağlayan ve enerjide toplumsal yararı önceleyen ekip dışlanarak bir kongre gerçekleştirilmektedir. Enerji alanında çalışanları ve kamuyu temsil eden kurumların ötekileştirildiği, tamamen şirket temsilcilerinin söz sahibi olduğu ve şirket çıkarlarının savaştığı, kamu adına ses çıkarabilecek hiçbir kurum ve kuruluşa yer verilmeyen bir yapı ile ülkemiz ve dünya enerji kaynaklarına yönelik algı operasyonu yapılmaktadır.”
“SÜSLÜ KELİMELERLE YOKSUNLUĞU GİZLEMEK”
TMMOB açıklamasında, ana teması "Yeni ufukları kucaklamak" olarak belirlenen Dünya Enerji Kongresi’nin amacının “23. Dünya Enerji Kongresi Dünya Enerji Liderleri, Geleceğin Enerji Liderleri ve Enerji Üçlemi zirveleri gibi özel oturumlarla dünyanın her yerinden gelen ve ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde sürdürülebilir enerji sunmak için seçenekler arayan Enerji Bakanları, iş, finans ve akademi dünyasının liderleri arasında diyalog oluşturulmasını sağlayacak” ifadeleriyle ortaya koyulduğuna işaret edildi. TMMOB açıklamasında daha sonra şu ifadelere yer verildi:
“Bugünün dünyasında insanların gereksinimi olan enerji ticari meta olarak kabul edilip bunun çeşitli ticari yollarla insanlara sunulması ve sonuçta kar elde edilmesi anlayışı egemendir. Bunun enerji alanında sürdürülebilirliği sağlayarak insanlığa hizmeti sürekli kılmak gibi süslü kelimelerle sunulması; dünyadaki enerji adaletsizliğini, enerji yoksulluğunu, enerji yoksunluğuna bağlı olarak yaşanan temel insan hakları mahrumiyetlerini gizleyemez. Şaşalı toplantılarla büyük kitleler kendilerine enerji sunulduğu için minnettar olmaya zorlanmakta, enerji yokluğu tehdidiyle her türlü itiraz bastırılmaya çalışılmaktadır.”
YATIRIMLARIN FATURASI TOPLUMA
Dünyada ve Türkiye’de gerek devlet gerekse özel kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen enerji yatırımlarının iktidarların ve şirketlerin büyük başarıları olarak sunulduğuna işaret edilen TMMOB açıklamasında şu görüşler dile getirildi:
“Bu başarının maliyetleri ve topluma çıkarılan faturası sorgulanmamaktadır. Bu yatırımlar yapılırken enerji üretimi veya iletimi ile ilgili tesislerin yapımında yer seçiminden enerji tesisinin kurulumuna kadar bu enerjiden yararlanacak insanların hiçbir fikri alınmamakta, mutabakatı sorulmamaktadır. Bunun yerine ticari olarak yatırımın başarılı olup olmayacağı noktasında fizibilite adı altında hazırlanan ve sonuçta yapılacak yatırımın karlı olup olmadığını gösteren belgelerle kararlar alınmaktadır. Bu belgeler tüm insanlığa ait olan enerji kaynaklarından teknik ve bilimsel olarak en iyi şekilde yararlanmayı dahi kapsamamaktadır.”
KAR İÇİN YAPAY FİYAT OLUŞUMU
Yapılan enerji yatırımlarının karlı olabilmesi için gerekirse üretilen enerjinin fiyatının çeşitli yöntemlerle yükseltilip alçaltıldığına, enerji ihtiyacının manipüle edildiğine dikkat çekilen TMMOB açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Son zamanlarda çeşitli ülkelerdeki elektrik eksikliği veya petrol üretimindeki artış ve fiyat ilişkileri bu oyunu en açık biçimde gözler önüne sermektedir. 23. Dünya Enerji Kongresi’nin oturum günlerinin başlıkları da (Gelecek için vizyon ve senaryolar; İş olanakları, kaynaklar ve teknolojilerin tanımlanması; Enerji üçlemesi; zenginliği sağlamak için politik çözümler; Afrika'da sürdürülebilir enerji geleceği nasıl sağlanabilir) olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi hala bakir olan Afrika’da kaynakların nasıl sömürülebileceğine yönelik bir gündem oluşturulmuş durumdadır. Yani enerjiyi bir ticari meta, enerji üretimini bir iş olarak görenler; enerji üretiminin arttırılması için politik açılımları, geleceği daha karlı kılabilmek için kullanılacak yöntem ve konulacak kuralları görüşmek, bu konularda fikir alışverişi yapabilmek ve yapabilirlerse ortak önerilerde bulunmayı sağlamak ve Afrika’nın enerji potansiyelini incelemek üzere bir araya gelmektedirler.”
TOPLUM KARAR VERMELİ İHTİYAÇ KADAR ÜRETİLMELİ
Enerjinin üretiminin ana amacının insan yaşamı için gerekli miktarda üretilerek insan refahının sağlanması olduğu görüşüne yer verilen TMMOB açılmasında “Bu nedenle toplumun kendi ihtiyacı olan enerjiyi kendisinin karar vereceği miktarda ve kabul edeceği yöntemlerle üretilmesi için çalışılmalıdır” denildi. Enerji üretiminin toplumun kendi kararları dışında verilerek bunun ticari bir faaliyet olarak yapılmasının dünyada bir takım ülkelerin sömürge olması, savaşların çıkması ve enerji zengini ve enerji yoksunu toplumların oluşması sonucuna yol açtığı görüşüne yer verilen TMMOB’un açıklaması şöyle devam ediyor:
“Bugünün dünyasında günde iki saat elektrik kullanabilen insanlar ile küçük bir şehrin tüm elektriğini kullanan AVM gibi tesisler bir arada bulunmaktadır. Bugünün dünyasının en önemli sorunu insanların enerjiye ulaşımının kolay, ucuz ve eşit olmasının sağlanması, enerji kaynaklarının çevreye zarar vermeden kullanılmasının yollarının bulunması ve enerji alanında demokratikleşmenin sağlanarak enerjinin bir ticari meta olmaktan çıkarılmasıdır. Enerjiyi toplumun malı olarak kabul eden bir görüşten hareketle bu toplantıyı dikkatle takip ederek, çıkacak sonuçları insanlık yararı açısından değerlendirip enerjinin ticari meta olarak ele alınmasının kaygı verici sonuçlarını kamu ile paylaşacağımızı belirtiriz.”