1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Tellere takılan paralarımız!
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Tellere takılan paralarımız!

MEHMET KARA 

Elektrik iletim hatlarındaki yetersizliğin vatandaşı elektriksiz bırakma riskinden daha ağır sonuçları var aslında. Bunu görmek için meseleye biraz daha yakından bakmakta yarar var. Başlayalım... 

Türkiye'de son haftalarda enerji alanında öne çıkan haberler arasında, elektrik dağıtım şirketlerinin çağrı merkezleri açılışları da var. Aslında bunun arkasında, mevzuatın vatandaşa kesintisiz, kaliteli ve uygun fiyata elektrik ulaştırılmasını emretmesi yatıyor. Bunu sağlamak ise elektrik dağıtım şirketlerinin görevi. 

2014 yılı itibariyle tamamen özelleştirilen elektrik dağıtım hizmetlerinin kanunun emrettiği şekilde yerine getirilip getirilmediğini gözetmek ve denetlemek de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun işi. 

İşte elektrik dağıtım şirketlerinin peş peşe yeni çağrı merkezlerini açmaya başlamalarının nedeni de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın konu üzerinde hassasiyetle durması. Yıl sonuna kadar bütün elektrik dağıtım şirketlerinin çağrı merkezlerini belli bir kalitenin üzerinde yeniden düzenlemiş ve müşteri şikayetlerinin yeterli hızda ve kalitede giderilip giderilmediğini izlenebilir hale getirmiş olması gerekiyor. 

İşte her birine Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın bizzat katıldığı tüm bu açılışların arkasında, "ölçemezseniz yönetemezsiniz" sözünün gereğini yerine getirme yaklaşımı yatıyor.

Evet, elektrik dağıtım hizmetlerinde kalite çıtasının yükseldiğini söylemek mümkün. 

Ancak Türkiye'nin bir de elektrik iletim şebekesindeki yetersizlik sorunu var. Elektrik üretiminin coğrafi dağılımı ile elektrik tüketiminin coğrafi dağılımı arasında bir senkron sorunu var. Çünkü çoğunu doğuda üretip, ağırlıklı kısmını batıda tükettiğimiz bir ürün bu.

O yüzden elektrik iletiminin de belirli kalitede yürütülmesi şart. Aksi halde kesintileri önleyemezsiniz. Tabii iş bununla sınırlı değil. İletimdeki yetersizlik sizin elektriği daha yüksek maliyetle üretmenize de yol açar. Çünkü ucuza üretebildiğiniz halde bunu tüketim noktasına taşıyacak kapasiteniz yoksa, mecburen daha pahalı kaynaklardan elektrik üretmek zorunda kalırsınız.

Şu anda özellikle Kuzey Doğu Anadolu'da ağırlığı hidroelektrik santrallerinden oluşan ciddi bir üretim altyapısı var. Ancak bu altyapının ürettiği elektriği ülkenin batısına taşıma konusunda kapasite yetersiz. 

İşte Türkiye dağıtım şebekelerinde başlattığı kalite çıtasını yükseltme işini iletimde de acilen yapmak zorunda. Tamam, üretim yatırımlarını hızlandırmışsınız ama kurulan santrallerde üretilecek elektriğin, enerji tüketim maliyetlerini aşağı çekmesi için tüketim noktalarına sorunsuz şekilde ulaştırılması şart. 

En düşük maliyetle üretim yapabilecek santrale, “kusura bakma senin elektriğinin şu kadarından fazlasını taşıyacak kapasitem yok, sen daha az üretim yap” demek zorunda kalırsınız. Bu da, akıp giden suyun enerjisinden yeterince faydalanamadığınız, faydalanamayacağınız anlamına gelir. 

Yani aslında yolda belde, dağ başında, ormanda, ıssız ovada, şurda burda gördüğünüz o yüksek gerilim hatlarına biraz daha yakından bakarsanız (Aman tellere yaklaşmayın, sadece konuya daha yakından bakın demek istedim), tellerin yetersizliğinin ciddi bir ekonomik kayıp anlamına geldiğini anlarsınız.   

Mesele sadece içerideki elektrik ticaretinizi ilgilendirmekle kalmıyor. Şebeke yetersizliği, uluslararası elektrik ticareti imkanlarınızı da kısıtlar. Yani örneğin Gürcistan'dan elektrik alıp batıya aktarmak isterseniz, şebekenizin buna uygun ve yeterli olması şarttır. Benzeri bir durum, elektriği tam tersi istikamette akıtmak istediğinizde de yaşanır.  

Bu sorun halen elektrik piyasası oyuncuları üzerinde ektstra bir maliyete de yol açıyor ama bunu anlaşılır dille aktarabilmek hem zor hem uzun sürer. Belki bir başka yazıya... 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar