2024 yılı Ekim ayı itibarıyla Türkiye’nin toplam kurulu enerji gücü 114.599 MW’a ulaşmıştır. Bu, ülkenin enerji altyapısındaki büyüme ve çeşitliliği net bir şekilde göstermektedir. Hidroelektrik santralleri %28,1 ile enerji kaynakları arasında en büyük paya sahiptir. Doğal gaz %21,5, kömür %19,1, güneş enerjisi %16,6, rüzgar enerjisi %10,9 ve jeotermal enerji %1,5 oranında pay alarak enerji çeşitliliğini sağlamaktadır. Bu dağılım, Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye olan bağlılığını giderek artırdığını ortaya koymaktadır.
Artan Elektrik Talebi ve Enerji Yönetimi
2024 Temmuz ayında elektrik talebi, bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,9 artış göstererek 58 GW’a ulaşmıştır. Özellikle yaz aylarında soğutma ihtiyacının artması bu talep yükselişinin ana nedenidir. Türkiye’nin toplam kurulu gücünün 115 GW seviyesinde olması, mevcut kapasitenin talebi karşılamada yeterli olduğunu göstermektedir. Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensiz üretim potansiyeli nedeniyle enerji yönetimi ve planlama büyük önem taşımaktadır.
Kuzey Suriye’ye Elektrik Desteği
Türkiye, Suriye’deki rejim değişikliği sonrası kontrol edilen bölgelere elektrik sağlamayı enerji politikasının önemli bir unsuru olarak belirlemiştir. Bu destek, öncelikli olarak evler, okullar, hastaneler ve sokak aydınlatmaları gibi temel ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir.
İç Savaş öncesinde 8.500 MW kurulu güce sahip olan Suriye, günümüzde yalnızca 3.500 MW’lık bir kapasiteye çıkabilmektedir. Elektrik ihtiyacının büyük kısmı jeneratörlerle karşılanmaktadır. Türkiye’nin elektrik sağlaması insani yardım niteliği taşımakla birlikte, uzun vadeli maliyetleri ve özellikle bedelsiz sağlanacak enerji desteği Türkiye’nin enerji bütçesi üzerinde baskı yaratabilir.
Adil Ticaret ve Geri Ödeme Mekanizmaları
Enerji desteğinin sürdürülebilirliği için Suriye’nin kendi enerji altyapısını geliştirmesi ve doğal gaz temini yoluyla geri ödeme mekanizmaları oluşturması kritik önemdedir. Yeni enerji santrallerinin kurulması en az 4-5 yıl sürecektir. Bu süreçte, Türkiye’nin sağladığı enerji desteği hem insani yardım hem de stratejik bir iş birliği olarak değerlendirilebilir.
Deir ez-Zor çevresinde henüz tam olarak işletilememiş doğal gaz ve petrol rezervleri bulunmaktadır. Bu kaynakların Türkiye’ye taşınması oldukça kolaydır. Aynı şekilde, bölgedeki çöl alanlarında güneş enerjisi yatırımlarıyla büyük miktarda elektrik üretimi mümkün olabilir. Ancak bu projelerin hayata geçirilmesi için bölgedeki kargaşanın sona ermesi ve piyasa dostu bir yönetim yapısının kurulması gerekmektedir.
Türkiye’nin Çıkarları ve Bölgesel İlişkiler
Türkiye’nin çıkarları, kendine yeten ve adil bir şekilde yönetilen bir Suriye’nin kurulmasına bağlıdır. Türk ürünlerinin Suriye pazarına yeniden girişi, ekonomik ilişkilerin güçlenmesi açısından önemlidir. Türkiye’de eğitim almış, iki dilli Suriyeli gençlerin ülkelerine dönerek yeniden yapılanma sürecine katkı sağlamaları her iki ülke için de büyük bir kazanım olacaktır.
Türkiye’nin enerji desteği, bölgesel barışın sağlanması ve Suriye halkının temel ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bu desteğin sürdürülebilirliği için enerji maliyetlerinin adil bir şekilde paylaşılması ve Suriye’nin kendi altyapısını oluşturması gereklidir. Türkiye, bu süreçte hem insani yardım hem de enerji diplomasisi açısından bölgesel bir aktör olarak konumunu sürdürmeye devam edecektir.
Ankara, 1 Ocak 2025