Enerji Günlüğü - Sürdürülebilirliğin sağlanması açısından hala kamunun elinde bulunan devasa şirketlerin önemli bir itici güç olduğuna dikkat çekildi.
İsviçre Teknoloji ve Kamu Siyaseti Enstitüsü Direktörü Matthias Finger, 23. Dünya Enerji Kongresi kapsamında düzenlenen “Enerji Geçişini Sağlamak: 125 Ülkenin Kıyaslaması” başlıklı oturumda konuştu. Kentlerin geleceğin temel sosyal ve ekonomik birimi haline geleceğini ifade eden Matthias Finger şunları ilave etti:
“Kentler geri dönüşüm ve benzeri konularda çok şey yapabilirler. Kentlerin kendi sınır problemleri de var. Büyükşehir belediye alanının içinde bir çok kentten oluşuyor gibi. İstanbul mesela çok çok büyük bir şehir. Belediyelerin kendilerinin geliştirdikleri birçok indeksleri var. Bence İsviçre’yi iyi bir kent gibi görmek lazım. İndeksteki bazı performansları da bu açıklar. Gelecek kentlerin, bence ben buna inanıyorum.”
Finger, enerjide üçlü açmazı aşmak için özel sektör ve kamunun birlikte çalışması gerektiğini vurgularken, “Karbon fiyatları ciddi sorunlardan biri. Eğer fiyatlar sabit olursa teşvikler çok yüksek olacak. Devlet koşulları belirlesin diyorum. Bazı işletmeler, bazı sektörler var ki, hala devlet elinde. İsviçre ve Çin gibi... Sürdürülebilirliğin itici güçleri bu şirketler. O yüzden de enerji geçişinde önemli rolleri var. Yerel şirketler açısından yerel siyasetçiler onları engelleyebilirler de... Ama girişimci olduğunda daha iyi olabilir diyorum” diye konuştu.
Üçlü açmaz sıralamasında gerilerde kalan ülkelerde elektrik fiyatları ucuz olmasa da bunun başka şeylerle dengelenebildiğine dikkat çeken Finger, şöyle devam etti:
“Elektrik piyasası düzenleme açısından İsviçrede iki katmanlı bir sistemimiz var. Hanelere uygulanan ücret düşük oluyor. İndeks açısından erişim konusu enerji güvenliğinin altında olan bir başlık, tam tersi olması gerekirken. Aslında biz burada enerji politikalarının iki boyutundan bahsediyoruz. Erişim var mı, bu sürdürülebilir mi ve ucuz mu? Toplum açısından durum bu. Bu alanda daha fazla rekabet yaratılabilir.”