Geçen yazın sonlarına doğru, 16 Ağustos 2020 günü birebir tanıştığım Antalyalı bir keçi çobanının sosyal medya paylaşımını görmüştüm. Çok sert bir kışın bizi beklediğini haber veriyordu. Şubatın ilk yarısında kar yağacağını, son 18 günün mevsim normallerinde geçeceğini, Martın ilk 20 gününün soğuk, kalan 10 gününün yağışlı olacağını söylüyordu.
Keçi çobanı ne anlar demeyin. Atadan dededen kalma birikimle, belli kriterlerle konuşuyor aslında. Büyücülük taslayan biri de değildir ayrıca ama uzatmayalım, burası yeri değil. Ama şu kadarını söyleyeyim, kendisini tanıyanlar biraz daha ayrıntı sormayı ihmal etmiyordu mesajın yorum kısımlarında. Gerçi yılbaşından bu yana yaşananlara bakılırsa, tahminleri tutmuş zaten. Her neyse…
Bana göre Meteoroloji, Türkiye’de işini iyi yapan kurumlardan biridir. Bunda, yaptığı işin şakaya gelir tarafının olmayışı ile aynı alandaki diğer ülke kurumları ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmasının ciddi payı olduğunu söyleyebiliriz.
Dolayısıyla Türkiye’de hava tahminleri genel olarak güvenilir bulunur, ciddiye alınır. Konu özellikle çiftçiler, taşımacılık sektöründe faaliyet gösterenler ve denizciler tarafından yakından izlenir.
Son yıllarda enerji sektörü de bu kervana katıldı. Çünkü elektrik sektörü özel sektörün de işin içine girmesiyle daha dinamik hale geldi. Maliyet ve kâr/zarar hesabı gözetilince fiyat tahminleri, bunu yapabilmek için ise meteorolojik veriler önemli hale geliyor. Barajlardaki mevcut/beklenen doluluk oranları, metrekareye düşen/düşecek yağış miktarı, ortalama kar kalınlığı ve bunların hangi bölgede ne kadar olduğu gibi. Çünkü bunları bilmeden sağlıklı bir elektrik tüketim tahmini, dolayısıyla da fiyat tahmini yapamazsınız. Benzeri konular doğalgaz sektörü için de geçerli. Çünkü gaz talebinin artışı azalışında hava sıcaklıkları en önemli faktörlerden biridir.
Meteorolojik veriler enerji sektörünü piyasa tahminleri dışında, afet durumları için de ilgilendiriyor. Örneğin son bir haftadır Batı Karadeniz illerinde elverişsiz hava koşulları hayatı felç etmeye yetti. Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Karabük, Sakarya, Kocaeli ve belki kısmen Karabük’te yaygın ve uzun süreli elektrik kesintileri yaşanıyor. Nedeni, TEİAŞ’ın yönetimindeki ana enerji nakil hatlarında ve bölgesel dağıtım şirketlerinin kontrolündeki orta gerilim hatlarındaki kopmalar. Çünkü bu illerin özellikle denize yakın kesimlerinde fırtına eşliğindeki yoğun kar yağışı elektrik direklerinin yıkılmasına, tellerin kopmasına yol açıyor. Peki direkler ve teller bu kadar hassas mı? Aslında değil.
Hat kopması ve direk yıkılmasının ana nedeni teller üzerinde kar birikmesi. Söylerken şaka gibi gelebilir ama sahaya gidip gözleme şansı da bulduk ki buz yükünün şakaya gelir yanı yok. Üzerinde kar ve buz birikmiş tellerin ağırlığı, direkleri çökertecek, telleri de kopartacak kadar yüksek oluyor. Buna bir de yandan esen sert rüzgarı ekleyin, ortaya çıkan güç, telleri koparmakla kalmıyor, direkleri sanki bobin teli gibi eğip büküverdiğini görüyorsunuz.
Kesintilerin başlamasından yaklaşık 16-18 saat sonra durumu yerinde görmek amacıyla Zonguldak’taydık. Ertesi sabah sahaya çıkabildik. Kafamızda çok soru var ama ilki şuydu: Nasıl olurda aradan onca saat geçmesine rağmen hala onlarca köye elektrik verilemezdi?
Cevabı uzun ama kısa bir not vereyim. Arızayı gidermek için sahaya çıkabilmeniz, tel kopması direk yıkılması yaşanan noktalara ulaşmanız şarttır. Yani önce yolları açmanız gerekir. O kadar çok köy yolu kapalıyken bir de araçlarla gidilemeyen kırsal alanlara gitmeniz gerektiğini düşünün, gerisi anlaşılır.
Dürbünle uzaktan bakıp görüyoruz kopmuş teli, yıkılmış direği ama oraya ulaşmanız için saatlerinizi vermeniz gerekiyor. Üstelik kopma kesinti tek bir noktada değilse işiniz daha da zor.
Peki hiç mi çözümü yok bu işin?
Şimdilik bu kadarıyla yetinelim.
Sonra devam ederiz, yukarıdaki soruya da cevap ararız...
Bu arada konuyla ilgili görüş ve önerilerinizi, değerlendirmelerinizi bekleriz.
Özellikle sahada çalışıp da bu konunun görünmeyen yanlarını aktarıp bize ışık tutacak sektör çalışanlarından...
Başta şu anki kriz bölgelerindekiler olmak üzere tüm elektrik dağıtım sektörü saha ekiplerine saygıyla...