Her yıl İsviçre #Davos’ta gerçekleştirilen Dünya Ekonomi Forumu (#WEF), geçtiğimiz hafta 2025 toplantısını tamamladı.
Zenginler kulübü her yıl bir araya geliyor, gelecek öngörüleri, hedefleri üzerine konuşuyor, bütün dünyaya gidişat üzerine mesajlarını veriyorlar.
Bu yılki toplantının ana teması “Akıllı Çağ İçin İşbirliği”olarak belirlenmiş ve beş alt başlık oluşturulmuş;
• Güveni Yeniden İnşa Etmek
• Büyüme Yeniden Tasarlanıyor
• İnsana Yatırım
• Gezegeni Korumak
• Akıllı Çağdaki Endüstriler
Belirlenen tüm alt başlıklarla ilgili dünya liderleri, sivil toplum kuruluşları, etkin kişiler vb katılımı ile onlarca toplantı gerçekleştirildi.
Bunların çoğu üzerinde ayrı ayrı yazılar, programlar yapıldı ve daha yapılacak da…Bizim konumuz ise doğal olarak enerjiyle ilgili olanlar.
Enerji konusuna, “Gezegeni Korumak” alt başlığı içinde yer verilmiş olması bile aslında çok şey anlatıyor.
Evet… Akıllı Çağ, Yapay Zeka, Marsa yolculuk, Elektrikli, Hidrojenli araçlar…
Büyüdük, geliştik, ilerledik, çoğaldık…ama bütün bunlar enerjiyle oluyor…enerji ihtiyacı artıyor, artan enerji kullanımı ise bir yandan dünyayı tüketiyor, kirletiyor, yaşanılmaz bir yer haline getiriyor…
Ne demek lazım buna, kısır döngü mü? Paradoks mu? Yoksa ironi mi?
"Enerji Dönüşümü İçin Tüm Eller Güvertede" oturumu, enerji konusunda bazı açmazları ortaya koymanın yanı sıra işbirliğinin vurgulanması açısından da önemliydi.
Aslında oturumun ismi amaca hizmet ediyor. Bizim deyişimizle, herkes elini taşın altına koymalı…diyorlar.
Diyorlar ki; 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına ve enerji verimliliğini iki katına çıkarma hedeflerinin üzerinde ciddiyetle durmalıyız.
Avrupa Konseyi Başkanı Ursula von der Leyen, gidişattan memnun. Fosil yakıtlara yapılan her 1$ lık yatırıma karşılık yenilenebilir enerjiye 2$ lık yatırım yapıldı ama yeterli mi? Değil diyorlar.
Örneğin, Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, bugün piyasadaki teknoloji ile 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak hedeflerinin,küresel emisyon azaltımlarının ancak %66'sına ulaşabiliyoruz.
Ursula von der Leyen’in işbirliği vurgusu önemliydi. Neredeyse, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” diye slogan atacak.
Vurgulamaya çalıştığı, nasıl bir işbirliği tam olarak anlayamadım.
Geleceğin en değerli madenleri olan lityum, uranyum, kobalt, nikel gibi kritik madenlerin %50’si sahra altı Afrika’sında…Kobaltın %70’t Demokratik Kongo’da.
Bize daha çok verin şeklinde bir işbirliği mi, yoksa yenilenebilir enerji için sizde yeterli finans yok, sizlere ucuz finans sağlayalım, siz de bizler gibi temiz enerjiye yönelin şeklinde bir işbirliği mi?
Bu kritik madenler konusu çok önemli. Başka bir yazıda daha derin incelemek lazım…
Özetlemek gerekirse; gelmekte olan çağ akıllı da olsa akılsız da olsa çok enerji gerek ama dünyanın içine daha fazla etmeden çok enerjinin yolu ise temiz enerjiden, temiz elektrikten geçiyor.
Temiz enerji için ise düşünüldüğünden daha fazla finans ve daha yeni teknolojiler gerekli.
Bunu ülkelerin tek başlarına gerçekleştirmesi imkansıza yakın… Hadi o zaman daha çok işbirliği daha çok para daha yeni teknolojiler…
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim.
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı (#IEA) Fatih Birol, 2025 yılında nükleer santrallerde elektrik üretiminin zirve yapacağını, 60 yeni nükleer santralin inşa aşamasında olduğunu belirtiyor.
Toryum ile çalışan nükleer santral teknolojisinin ekonomik hale gelmesi durumunda bizim toryum madenleri de kıymete binecek gibi…