Enerji Günlüğü - TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım, Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün teşvike değil mekanizmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), 2019 yılı değerlendirmesini ve 2020 beklentilerini özel bir sohbet toplantısıyla medya ile paylaştı. Birlik Başkanı Hakan Yıldırım, 2020 yılı itibariyle sona erecek olan YEKDEM Mekanizması’nın yerine hala bir mekanizmanın konulamamış olmasının rüzgar yatırımcılarını olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, sistemin bir mekanizmaya ihtiyacı olduğunu belirtti.
“Rüzgarın teşvike değil, mekanizmaya ihtiyacı var. Mekanizmanın olmadığı bir yerde rüzgar yatırımlarının olmasını beklemek çok güç” diyen Yıldırım, bunun sağlıklı bir durum olmadığını ve bir an önce bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini ifade etti. Yıldırım, "Türkiye'de geçen yıl 490 megavat rüzgar enerjisi kapasitesi devreye alındı. 2019’u 400 megavat ile kapatıyoruz. Bu kapasiteler oldukça az. Bu yüzden, özellikle Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması'nın (YEKDEM) 2020'de bitmesi ve yerine yeni bir mekanizma konulamamasının rüzgarın önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyoruz. Rüzgar kurulu gücümüz şu anda 7 bin 615 megavat, inşa halinde ise 1180 megavat bulunuyor. Buna ilave olarak 1500 megavat civarında bir kapasitenin 2020'de devreye alınacağını bekliyoruz. Fakat, YEKDEM 2020'de bittiği için bir hücum var ve bu durum sağlıklı değil. Mekanizma olmazsa, 2020 sonrası için büyük bir sıkıntı söz konusu” ifadesini kullandı.
Teşvik denildiğinde sadece santrallerin kurulum aşamasındaki teşviklerin akla geldiğini ancak bunun hatalı bir yaklaşım olduğunu belirten Yıldırım, “Devlet teşvik mekanizmaları Türkiye’de ne olmalı? Biz hep santral kurulumu ile düşünüyoruz bunu ama sanayileşme hamlesi olarak ele almalıyız. Hem kurulum hem de teknolojinin gelişimi ile ilgili olmalı” ifadesini kullandı.
RÜZGAR ARTIK HOBİ OLMAKTAN ÇIKTI
Yıldırım, rüzgarın artık bugün hobi olmaktan çıktığını belirterek, “Rüzgar enerjisi artık Avrupa’da bir kaç inovasyon şirketinin işi değil, tüm dünya buna sahip çıkmış durumda. Dünyada 2050'ye kadar yaklaşık 4 trilyon dolarlık rüzgar yatırımı bekleniyor. Türkiye’de 7 bin kişi çalışıyor bu sektörde. Türkiye’nin önümüzdeki 30 sene içinde bu 4 trilyon dolardan maksimum düzeyde yararlanması ve doğal kaynağını da değerlendirmesi gerek” dedi.
‘RÜZGAR ENERJİSİ MEMLEKET MESELESİ’
Rüzgar enerjisi memleket meselesi dediklerini ve bir sene boyunca hep bunu işleyeceklerini söyleyen Yıldırım, “48 bin MW rüzgar potansiyelimiz var ve bu kaynağı muhakkak kullanmak lazım. Enerji konusu eğer siz enerjide bağımsızlığınızı kazanamadıysanız memleket meselesi. En kötü durumda rüzgar esiyor. Kaynak bizim, bize ait ve hiç bir zaman elimizden alınamayacak bir kaynak. İkincisi sanayisi olan bir kaynak. Rüzgar kanadı dakikada 16 defa dönüyor ve 71 metre alan tarıyor. Her türlü araçtan daha hızlı bir teknolojiden bahsediyoruz. Eğer biz rüzgarda endüstriyel hamleyi yapacaksak bunu milli bir mesele yapacaksak o gün bugündür” dedi.
Bu konuyla ilgili Cumhurbaşkanı’na bir mektup yazdıklarını ve konuya sadece yatırımcıların para kazanması olarak bakılmaması ve bir sanayileşme hamlesi olarak bakılması konusunda liderlik talep ettiklerini de sözlerine ekledi.
ÖNCELİK KARASAL RÜZGAR ENERJİSİ OLMALI
Dünyada genel trendin denizüstü (offshore) rüzgar enerjisinden yana olduğunu ancak bu alanın deniz derinliği ve rüzgar gücü gibi faktörlerin verimliliği etkilediği oldukça zorlu bir alan olduğunu ifade eden Yıldırım, “Bu kadar karasal potansiyel varken, öncelik bu olmalı, zorlu offshore rüzgar değil” dedi.
Sabiha KÖTEK - Enerji Günlüğü/İstanbul