Enerji Günlüğü - Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki ilerlemenin elektrik sektörüyle sınırlı kaldığı ve yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki artan payının ancak küresel enerji talebindeki artışı doyurduğu ifade edildi.
Bugün yayınlanan REN21’in 2020 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki ilerlemenin elektrik sektörüyle sınırlı kaldığı uyarısını yapıyor. Küresel ölçekte enerji talebi artmaya devam ediyor ve bu artış, yenilenebilirdeki artışı olduğu gibi yutuyor. COVID-19 salgını sonrasında, tüm sektörlerde verimli ve yenilenebilir enerjiye dayalı dönüşüm derhal gerçekleşmezse iklim felaketine sürüklenmeye devam edeceğiz.
ENERJİ SİSTEMİ DEĞİŞMEDİKÇE KENDİMİZİ KANDIRIYORUZ
REN21’in Genel Müdürü Rana Adib “Yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payındaki artışta her yıl arka arkaya yeni başarılar gözlemliyoruz. Gerçekten de, yenilenebilir enerjide önemli gelişmeler yaşanıyor. Hatta bu büyüme ve rekabet gücündeki artış, diğer tüm kaynaklardaki artışın önüne geçiyor. Ulusal ve küresel ölçekte faaliyet gösteren birçok kuruluş, kaydedilen gelişmelerle gurur duyuyor. Ancak yayınladığımız rapor bu konuda uyarı niteliği taşıyor: Elektrik üretiminde gelinen nokta, büyük resmin yalnızca bir bölümünü oluşturuyor. Küresel ölçekte enerji talebi artmaya devam ettikçe sektörde yaşanan bu olumlu artış ancak talepteki artışı doyuruyor. Enerji sisteminin tamamı değişmediği takdirde sadece kendimizi kandırıyoruz” diyor.
Raporun temel bulguları şöyle:
Toplam nihai enerji talebi artmaya devam ediyor (2013-2018 arasında yıllık %1,4 artış). Yenilenebilir enerji üretimindeki önemli ilerlemeye rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam nihai enerji talebindeki payında yaşanan artış sınırlı gerçekleşiyor (2013 yılında %9,6 iken 2018 yılında %11). Elektrik üretimi sektörüyle karşılaştırıldığında, ısınma, soğutma ve ulaşım sektörleri geride kalıyor (elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı %26, ısınma ve soğutma sektörlerinde %10, ulaşım sektöründe %3).
Elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payına dair bugün yaşanan ilerleme, büyük ölçüde yıllar önce başlatılan ve elektrik üretimi sektörüne odaklanan politika ve düzenlemelerin sonucudur. Isınma, soğutma ve ulaşımda görülen önemli zorluklar geçtiğimiz on yıldaki engellerle benzerlik gösteriyor. Etkin piyasa koşullarının oluşması için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor.
Yenilenebilir enerji sektörü, 2018 yılında dünya çapında yaklaşık 11 milyon kişiye istihdam sağladı.
Özel sektör 2018-2019 arasında, yeni inşa edilen yenilenebilir enerji kurulu gücünde rekor büyüme sağlayarak, enerji satın alım anlaşmalarında (Power Purchase Agreement, PPA) %43 artış sağladı.
Küresel iklim grevleri, 150 ülkede milyonlarca insanı bünyesine katarak eşi görülmemiş seviyelere ulaştı ve hükümetleri iklim konusunda adım artırmaya zorladı. Nisan 2020 itibariyle 29 ülkede, 822 milyon vatandaşı temsil eden 1490 yargı mercii, birçoğu yenilenebilir enerjiye dayalı enerji sistemleri planlayan ve hedefleyen ‘’iklim acil durumu” deklarasyonu yayınladı.
Bazı ülkeler kömürü aşamalı olarak sonlandırırken, diğerleri yeni kömürlü termik santral yatırımlarına devam ediyor. Bunun yanı sıra, Paris Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana, özel bankaların fosil yakıt projelerine aktardığı finansmanda her yıl artış yaşanıyor. Fosil yakıtlara aktarılan finansmanın son üç yıldaki toplamı 2,7 trilyon ABD dolarına ulaşmış durumda.