1980`li yılların ikinci yarısından itibaren gündemde olan elektrik sektörü özelleştirmeleri yeni bir evreye girdi.
Son olarak Toroslar Elektrik Dağıtım Şirketi`nin özel sektöre devriyle elektrik dağıtımında özelleştirme süreci tamamlandı. Sıra, üretim şirketlerinin özelleştirilmesine geldi.
Elektrik Üretim Anonim Şirketi ya da bağlı ortaklıklarına ait elektrik üretim santrallarının özelleştirilmesine yönelik çalışmalar, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından uzun süredir yürütülmekte.
Özelleştirilmesi planlanan santrallar arasında hidroelektrik, doğalgaz ve fuel oil santrallarının yanında, 12 adet de kömüre dayalı santral bulunmakta.
Özelleştirilecek kömürlü santralların toplam 7.761 MW olan kurulu güç büyüklüğü Türkiye toplam kurulu gücünün yüzde 12`sine karşılık gelmekte.
Söz konusu özelleştirmelerin gerçekleşmesi durumunda, yerli kömüre dayalı santralların tamamı özel sektöre devredilmiş olacak.
Kömürlü santrallar içerisinde ilk özelleştirilen 2013 Haziran ayında 600 MW gücündeki Seyitömer Termik Santralı oldu. Söz konusu santral, tesisi besleyen kömür sahalarıyla birlikte Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi`ne devredildi.
Aynı yılın Ağustos ayında, 457 MW büyüklüğündeki Kangal Termik Santralı da kömür sahalarıyla birlikte Konya Şeker-Siyahkalem Ortak Girişim Grubu`na verildi. Böylelikle, kamunun elindeki yerli kömüre dayalı termik santralların yaklaşık yüzde 14`ü özelleştirilmiş oldu.
YATAĞAN, KEMERKÖY, YENİKÖY VE ÇATALAĞZI ÖZELLEŞECEK
Seyitömer ve Kangal santrallarının özelleştirilmesinin hemen ardından; Yatağan, Yeniköy, Kemerköy ve Çatalağzı santralları da özelleştirme programına alındı.
Bunlardan Çatalağzı Termik Santralı, Türkiye`nin yerli taşkömürüne dayalı tek santralı olarak 1989 yılından beri elektrik üretmekte. Her biri 150 MW gücünde iki üniteye sahip. Ünitelerin ortalama yaşı 24. Bu santral, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait kömür zenginleştirme tesislerinden çıkan ara ürünü ana yakıt olarak kullanmakta.
Muğla ilindeki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallarının toplam kurulu gücü ise 1.680 MW düzeyinde. 630 MW kurulu güce sahip Yatağan Santralı`nın üniteleri ortalama 31 yaşında. Üç ünitenin 20 yıl daha tam kapasitede çalışması halinde bu santrala yaklaşık 100 milyon ton kömür gerekmekte. İhaleyi kazanan firmaya verilecek kömür rezervinin büyüklüğü ise 150 milyon ton civarında. Bu rezervin ortalama alt ısıl değeri 2.100 kcal/kg ve neredeyse üçte ikilik bölümü yeraltı işletmeciliğini gerektiriyor.
420 MW büyüklüğündeki Yeniköy Santralı’nın üniteleri ortalama 28 ve 630 MW gücündeki Kemerköy Santralı`nın üniteleri ise ortalama 20 yaşında. Bu iki santralı besleyen rezerv yaklaşık 240 milyon ton büyüklüğünde. Rezervin alt ısıl değeri ortalama 2.000 kcal/kg ve çok büyük bir kısmı açık ocak madenciliğine uygun. Mevcut rezerv, tüm üniteleri en az 50 yaşlarına kadar besleyebiliyor.
1970`LERDEKİ ENERJİ KRİZİNE ÇÖZÜM ÇABALARININ ÜRÜNÜ
Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallarının yapımında, 1970’li yıllarda yaşanan enerji krizine çözüm olarak yerli kömür rezervlerinin hızla devreye alınma ihtiyacı belirleyici rol oynadı. Yatağan Eskihisar, Tınaz-Bağyaka, Milas Sekköy-İkizköy ve Hüsamlar kömür sahalarındaki rezervlerin hızla geliştirilerek projelendirilmesinden sonra, bu santralların işletmeye alınabilmeleri mümkün oldu.
Bu üç santral için geliştirilen kömür projelerinin toplam üretim kapasitesi yılda yaklaşık 15 milyon ton düzeyindeydi ve işletmeye alındıkları yıllarda Türkiye`nin kömür üretiminde ciddi artışlara neden oldular.
Bu projeler arasında; Yatağan Santralını besleyecek olan Yatağan Kömür Projesi yılda 3,5 milyon ton, Tınaz-Bağyaka Projesi yılda 1,9 milyon ton, Yeniköy Santralı`nı besleyecek Yeniköy Kömür Projesi yılda 4,1 milyon ton ve Kemerköy Santralı`nı besleyecek Hüsamlar Projesi ise yılda 5,7 milyon ton kömür üretim kapasitesine sahiptir.
Yaklaşık 30 yıl önce tasarlanan bu projelerde, günümüzün özel kömür işletmelerinde dahi kolay rastlanılmayan modern yöntem ve teknolojiler kendi mühendis ve işçilerimiz tarafından başarıyla kullanılmıştır.
20`DEN FAZLA İSTEKLİ ERTELEME İSTEDİ
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralları ile Kemerköy Liman Sahası ihalesinin 24 Ocak 2014, Çatalağzı Termik Santral ihalesinin 5 Şubat 2014 ve Yatağan Termik Santral ihalesinin ise 10 Şubat 2014 tarihlerinde yapılacağını duyurdu.
Duyuruya göre; Kemerköy ve Yeniköy Santralları ile Yatağan Termik Santralı, bu santralları besleyen kömür sahalarıyla birlikte ihale edilecek ve Çatalağzı Termik Santralı ise kömür sahaları dahil edilmeksizin özelleştirilecekti.
Ancak, bu ihaleler ertelendi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı`ndan yetkililer; bu dört santralın ihalelerine 20`den fazla talep geldiğini, ancak yatırımcıların, ihalelerin kendilerini daha iyi hissedecekleri bir zamanda yapılması talebinde bulunduklarını duyurdular.
Bunun üzerine, daha rekabetçi bir ortamda daha iyi bir fiyat oluşumunun sağlanabileceği gerekçesiyle ihaleler yaklaşık 2,5 ay sonraya ertelendi. Buna göre; Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralları ile Kemerköy Liman Sahası 10 Nisan 2014, Çatalağzı Termik Santralı 21 Nisan 2014 ve Yatağan Termik Santralı ise 30 Nisan 2014 tarihinde yeniden ihale edilecek.
KUR ARTIŞI DÖVİZ BAZINDA FİYATLARI DÜŞÜRDÜ
Yatırımcılar kendilerini iyi hissetmedi ve ihaleler ertelendi. Peki, Nisan ayında ne olur? Şimdi cevabı merak edilen soru bu.
Yatırımcıların kendilerini iyi hissetmemelerinin nedeni son derece açık: Hem yurtiçi hem de yurtdışı kaynaklı siyasi ve ekonomik bir dolu belirsizlik söz konusu.
Türkiye, uzun süreli bir seçim dönemine girdi. Önümüzdeki 1,5 yılda ardı ardına üç seçim yaşanacak. Seçim dönemlerinin olağan gerilimleri bu defa çok daha şiddetli olacak gibi görünüyor.
Büyüme hızı önceki yıllara göre oldukça yavaşladı. 2012 yılında yüzde 2,2 düzeyindeydi, 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 4 büyüme kaydedildi. 2013 yılının tamamına ilişkin yüzde 3,5-4 aralığında büyüme tahminleri yapılmakta.
Elektrik tüketiminin ise 2013 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,3 düzeyinde arttığı tahmin ediliyor. Buna karşın, aynı yılda elektrik kurulu gücünde yüzde 12,2 oranında bir artış söz konusu. Dolar bazında sistem gün öncesi fiyatı Ocak ayında ortalama 7,5 cent/kWh düzeylerine kadar gerilemiş durumda.
SERMAYE GİDEREK PAHALANIYOR
Küresel piyasalarda bol para dönemi kapanıyor. Gelişmekte olan ekonomiler için sermaye, giderek daha pahalı hale geliyor. ABD ve Avrupa krizden çıkarken, yabancı sermayenin tüm gelişen piyasalar gibi Türkiye’den de kaçma riski artıyor.
Türk parasının değeri ise hızla düşüyor. Döviz kurları artıyor, işletme maliyetleri hızla yükseliyor. Böylesi bir görünüm, yatırımcının kendisini iyi hissetmesine imkân tanımıyor. Dolayısıyla, ihalelerin ertelenmesi talebi son derece anlaşılır bir talep.
ERTELENEN İHALELER NASIL SONUÇLANIR?
Öyleyse, 2,5 ay sonraki ihalelerin neticesi ne olur? Yatırımcılar, Nisan ayında, kendilerini şimdikinden daha iyi hissederler mi?
Açıkçası, yukarıda aktarılan olumsuz tablonun seçimlerin hemen ertesinde ortadan kalkacağını söyleyebilmek aşırı bir iyimserlik olur. Seçim sonuçlarının da ihaleler üzerinde etkisi olacağı söylenebilir. Ancak, özellikle yurtdışı kaynaklı ekonomik sorunların, varlığını 2,5 ay sonra da sürdüreceği son derece açık. Bu nedenle, ihalelerin iptal edilme ya da yeniden ertelenme olasılığının bulunduğu söylenebilir.
İhalelerin yapılması durumunda, yatırımcılar tarafından teklif edilecek fiyatların düzeyi, ihalelerin akibeti bakımından belirleyici olacaktır. Bu noktada, Seyitömer Termik Santralı için verilen fiyatın, teklifçi firmalar ve idare üzerinde bir baskı oluşturması çok büyük bir olasılıktır.
SEYİTÖMER BAZ ALINIRSA FİYATLAR NE OLUR?
600 MW büyüklüğündeki Seyitömer`de özelleştirme fiyatı 2,25 milyar dolar düzeyindeydi. Yani; ihaleyi alan firma tarafından her MW kurulu güç başına 3,75 milyon dolar teklif edildi. Kemerköy ve Yeniköy santrallarının toplam kurulu gücünün 1.050 MW olduğu dikkate alındığında, bu santralların düz hesapla 4 milyar dolar etmesi, 630 MW büyüklüğündeki Yatağan Santralı’nın ise 2,5 milyar doların altında olmaması gerekir.
Ancak, bu düz hesap yanıltıcı olabilir. Çünkü hiçbir maden işletmesi birbirinin aynı değil. Doğal olarak Muğla`daki santrallara kömür temin edilecek olan sahalar da Seyitömer`deki sahalardan farklı özelliklere sahip.
ÖZELLEŞECEK DÖRT SANTRALİN ÖZELLİKLERİ
Seyitömer kömür sahasında 1 ton kömür üretmek için yaklaşık 3 metreküp toprak kaldırmak gerekirken, Muğla`daki sahalarda kaldırılması gereken toprak miktarı çoğunlukla bunun iki katından daha fazla olacaktır. Yatağan`daki sahalarda ise bir süre sonra kömür üretiminin yeraltı işletmeciliği suretiyle yapılması gerekecek. Dolayısıyla, maliyetler de ciddi oranda artacak.
Muğla sahalarında kömür işletmeciliği bakımından bir diğer zorluk da bölgedeki arkeolojik eserlerin yoğunluğu. Kömür sahaları içerisinde yürütülmekte olan antik kazılar, maden işletmecisi için önemli bir engel oluşturmakta.
Bununla birlikte, bu ihalelerde bazı ciddi avantajlar da bulunmakta. Örneğin, Kemerköy ve Yeniköy santrallarının yanında fazladan bir de Kemerköy liman sahası var. Ayrıca, Seyitömer santral ünitelerinin ortalama yaşı 36 civarındayken Yeniköy Santralı’nın üniteleri 28, Kemerköy Santralı’nın üniteleri ise 20 yaşında.
Dahası, bu iki santralın son derece cazip bir turizm yöresinde ve neredeyse denize sıfır konumda olmaları girişimciye çok değişik yatırım fırsatları da yaratabilir.
Dolayısıyla, özellikle Kemerköy ve Yeniköy santralları için, idarenin yüksek beklentileri olacağını söylemek yanlış olmaz.
Peki, Ocak ayında kendilerini iyi hissetmeyen yatırımcılardan Nisan ayında tatmin edici teklifler gelir mi? Bekleyip göreceğiz. Ama bu ihalelerin Seyitömer ve Kangal ihaleleri kadar rahat olmayacağı şimdiden anlaşılıyor.
SIRADAKİLER: AFŞİN-ELBİSTAN, SOMA; ÇAN, ORHANELİ, TUNÇBİLEK
Sonuç olarak, Nisan ayındaki ihalelerin akibeti henüz belirsiz. Bu ihalelerin aksaması, elektrik sektöründe devam eden serbestleşme sürecini ciddi şekilde kesintiye uğratabilir.
Ancak, bu ihalelerde idarenin beklentilerinin karşılanması durumunda, diğer santral özelleştirmelerinin de devreye girmesi ve Afşin-Elbistan, Soma, Çanakkale Çan, Orhaneli ve Tunçbilek santrallarının da kömür sahalarıyla birlikte hızla özel sektöre devredilmeleri sürpriz olmayacak.
Söz konusu özelleştirmeler sonucunda, ülkemiz enerji sektörünün kurumsal yapısında son derece ciddi değişikliklerin olması kaçınılmaz. Bu durum, öncelikle Türkiye’nin üç önemli enerji kuruluşunun geleceğini çok yakından ilgilendirmekte.
İşletmekte olduğu üretim santrallarının çok büyük bir kısmı elinden gidecek olan Elektrik Üretim Anonim Şirketi ile kömür sahalarının önemli bölümü özel sektöre devredilecek Türkiye Kömür İşletmeleri’nin geleceği, özelleştirmeler tamamlandığında şimdikinden çok daha farklı olacaktır.
Aynı şekilde, ürettiği kömürün yüzde 60`ından fazlasını satın alan müşterisi özelleşecek olan Türkiye Taşkömürü Kurumu`nun da bu sürecin sonunda alacağı konum farklılaşacaktır.
Çatalağzı Santralı`nı alan yatırımcının, kömürü Zonguldak`tan almayı tercih etmemesi durumunda, üretimini 500-600 bin tonlar düzeyine düşürmek zorunda kalan bu kurumun, yeniden yapılanma gereği ortaya çıkabilecektir.
Dolayısıyla, Nisan ayındaki ihalelerin, Türkiye enerji sektörü için orta vadede önemli gelişmelere yol açabileceği söylenebilir.
Ankara/Ocak 2014
e-Posta: nejattamzok (at) yahoo.com